Viran Oldu

96

Mamureler viran oldu, bakıp ibret almadın.

Ezanlar Hak’ka davetti, camilere gelmedin.

Bu can sana emanetti, hiç kadrini bilmedin.

Hep yanlışlarla uğraştın, Hak yolunda olmadın.

 

Bu evlerde yaşıyordu daha dün anan, baban,

İbretle bak geçmişine nedir gardaş bu çaban.

Geldiğin yeri unutma sonra olursun yaban,

Nedir bu telaş kargaşa ha babam ha ha babam.

 

Bir varmış bir yokmuş gibi herkes geçer buradan,

Gidenler hep memnun mu ki, haber vermez oradan.

Düşünmedik o alemi uyardı hep yaradan,

Ömür değirmeni döndü ama suyunu nereden.

 

Şöyle bir bak kim götürdü bu dünyadan malını,

Dört inanmış arkadaş bul ki tutsunlar salını.

Bataklıkta boğulursun kaybedersen yolunu,

Ölüm kapıyı çalmadan çabuk tut bak elini.

 

Ne kadar rahatsın kardeş seyrettin hep gideni,

Bak bir gün kurt kuş yiyecek bu nazenin bedeni.

Yaradana kul olmaktı yaşamanın nedeni.

Ama sen hiç göremedin senden önce gideni.

 

Dün çocuktun delikanlı şimdi ihtiyar oldun,

İlkbahar yaz ve sonbahar mevsimler gibi soldun.

Gençlik hep kalacak sandın aynaya bak ne oldun,

Düşünmedin ah zavallı hem çaresiz bir kuldun.

 

Yaşıtların birer birer  göçüyor bak ukbaya,

İbret alıp düşünmezsen gardaş kalırsın yaya.

Sevgi saygı hürmet kalmaz bozulur ise maya,

İnsan isen kalbine yaz, yazılmaz yazı suya.

 

Getirirler bir gün seni musallaya koyarlar,

Nasıl bilirdiniz diye cemaate sorarlar,

İyi kötü vicdanlarda verilince kararlar,

Adam gibi adam isen her dem seni ararlar.

 

Ne kadar rahatsın gardaş bir gün kapın çalınır,

Malım mülküm dediklerin bölük pörçük bölünür.

İyi kötü hesap kitap kara defter dürülür,

Zerre sevap zerre günah hesap günü görülür.

 

Dünya gemi dolup dolup boşalıyor bir yere,

Biraz olsun düşünmedin gideceğin yer nere,

Gençliğini heba ettin hem savruldun her yere,

Su misali akıp gittin ömür sanki bir dere.

 

İnsan hali ne kır ne kırıl kardeşine,

Emanettir malın mülkün düşme onun peşine.

Yalan yanlış söyleyip de zehir katma aşına,

Bir gün pişman olursun ki bakmazlar göz yaşına.

 

İbretle bak gidenlere geriye dönen var mı?

Kabrin kazanlar hiç sormaz geniş mi olsun, dar mı?

Yetiştirdiğin evlatlar orada sana yar mı?

Geçti gitti bunca ömür acep zarar mı kar mı?