Kongre Analizi

95

AK PARTİ’ nin 4. Olağan büyük kongresinin siyaset hayatımıza ve ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum.

Sirkülâsyon yozlaşmayı yüzde yüz önlemese de büyük oranda azaltır.

Üzerinde çokça konuşulan ve yazılan hususlarda yazmak aslında pek hoşuma giden bir husus değil.

Burada siyaset hayatımız için önemine inandığım birkaç hususa dikkat çekmeye çalışacağım

Ak Partinin siyasetteki 3. dönem şartı siyası sirkülâsyonu sağladığı için olumlu ve zaruridir.

Bu konuda benin şahsi görüşüm iki dönem olmasıdır.

Elbette ki üç dönemde olabilir.

Hangi siyasi görevde olursa olsun başarılı da olsa başarısızda olsa bir insan için iki yada üç dönem yeterlidir.

BUNDAN SONRASI REHAVETİ VE ATALETİ GETİRİR.

Birde nadastan sonra aynı göreve geri dönme hakkı olmamalıdır.

Gerçi nadasa kalanların yüzde doksanı geri dönemez ya.

Tüm siyasi partilerimiz bu anlayışa sahip çıkmalı ve uygulamalıdır.

Eline bir post geçiren başarılıda başarısızda olsa yapışıp kalıyor

Geriden gelen genç donanımlı ve birikimli nesil siyaset yapmak, vatana millete hizmet etmek için onların ölmesini bekleyecek.

Yada ölmeleri için dua edecek.

Başka türlü sıra gelmez.

Bu anlayış muhtarlardan başlayıp cami derneklerine, sivil toplum örgütlerinden, sendika başkan ve yöneticiliklerini kapsayacak şekilde  geniş olmalıdır.

Aksi takdirde delegeyi elde eden her yönetim bir sonraki kongreyi garantiliyor.

Başarılı olmak ve büyütmekte çok önemli değil

Küçük olsun benim olsun anlayışı maalesef yaygın ve hâkim zihniyettir.

Hattı zatında bu anlayış kişilerin kurumların ve liderlerin inisiyatifine bırakılmamalı.

Anayasal düzenleme ile garanti altına alınmalıdır

Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanları için geçerli olan süre sınırlaması diğerleri için niye olmasın ki

Yoksa diğerleri daha VIP kişiler mi?

Ayrıca birde siyasetten emekli olma yaşı konulmalıdır.

Hiç kimse vazgeçilemez ve yeri doldurulamaz değildir

Olmamalıdır da

Kongreye gelen yabancı misafirlerin aslında Türkiye’nin öncülüğünde bölgesel ve küresel bir ittifak oluşturabileceklerinin de göstergesi olmalıdır.

Bu yönde de ciddi adımlar atılmalıdır

Başbakanımız tartışmasız lider hatip ve karizmatik bir insan.

Konuşmaları dinleyicileri hem coşturur hem de ağlatır.

Ama bu millet analar babalar, bacılar, bebeler, eşler ve kardeşler terör sebebiyle zaten yıllardan beri ağlıyor.

Elbette şehitlerimizi rahmet ve hürmetle yâd edeceğiz

Ama bu anaları ağlamaktan ne zaman kurtaracağız.

Bu gün evladı  güneydoğuda olan anneler ya uyku uyuyamıyor

Yâda sürekli kâbus görüyor

Mesele masaya oturmak şununla bununla görüşmek değil

Mesele terör örgütünü hepten ortadan kaldırmak olmalıdır.

Bu saatten sonra bunların iyi niyetli olduğunu

Yada kendi başlarına karar verebileceklerini düşünmek ne kadar doğru olur?

Ruslar gelip İstanbul’da Çeçen liderlere infaz yapabiliyor

ASALA’yı bitiren bu devlet

Neden PKK’yı bitirmiyor

Yâda bitiremiyor?

Nerede ne eksiklik var?

AK Parti ve sn Başbakan birçok açılım yaptı

Birde işçi, memur, emekli dar ve sabit gelirli açılımı yapmalıdır

Hatta bir de işsiz açılımı olmalıdır.

Başbakanımızın; Sn Numan Kurtulmuş başta olmak üzere birçok önemli ismi Ak Parti bünyesinde toparlaması önemli bir hadisedir.

Bunların bilgi ve birikimlerinden istifade etmek millet adına önemlidir

Bu zamlar böyle sağanak gibi yağar.

Dar ve sabit gelirlilerde mevcut durumlarıyla baş başa kalırlarsa

Korkarım ki o zaman bu transferler anlamsız kalır

Başbakanımızın şahsına duyulan sevgi son bulur

Hiç bir şey ila nihaye sonsuz değildir

Vatandaşların sabrını da çok zorlamamak gerekir

Nedense Başkanlık, yarı başkanlık ve partili Cumhurbaşkanlığı ifadeleri bana pek sıcak gelmiyor

Siyasette bile paylaşımcı olmak güzel değil mi?