İsim Verme Alışkanlığımızın Kısa Tarihsel Analizi

92

Toplumda neyin eksikliği hissediliyorsa o yönde isim koyma alışkanlığımız olduğuna inanırım. Küçük çocukların toprak yiyerek demir, manganez eksikliğini gidermesi gibi.

70’li yıllarda erkek isimleri Muratlardan, Umutlardan; kız isimleri de Arzulardan, Dileklerden seçilirdi. Zira arabeskleşen ve sosyo-ekonomik kavgalardan kırılan toplum ümitvar bir çıkış arıyordu.

80’lerin en yaygın kız isimleri olan Merveler, Büşralar, 90’larda ‘nur’ ekiyle 3 heceli olmaya durdu. Erkeklerde ise önce Yâsinli, Furkanlı isimler; sonrada Alperler, Bahadırlar sahne aldı.

İşin siyasal analizine dikey açıdan girerseniz 80 İhtilâli / 83 İktidarı, Evren/Özal çizgisinin dinsel açlığın tatmini; 90’lı yılların da Yılmaz, Çiller, Ecevit üçlemesiyle şahin bir çizgide seyir ettiği durumu söz konusu.

Oysa derinlemesine yatay sondaj yapıldığında siyasal ve tecimsel İslâmcılığın muhtevasının boş olmasından kaynaklanan fıtrî bir örtme, döndürtme insiyakı var idi. Hoca Nasreddin’in maya taktiği misali.

Ağzı açık girdiğimiz Milenyumsa postmodern köleliğin Küreselleşme olarak ruhumuza ve rüyalarımıza ambargo koymasından ötürü hem metafizik gerilimin hem de maddî füyûzat hislerimizin tavan yapmasına sebep oldu. Ve 2000’ler Hz.Hasan’ın Halifelikten ferâgatinin remzi olan ‘Cemaat Yılı’na biraz ters orantılı A.Ş. Cemaatler devri olarak kodlandı. Çok uluslu şirketler de kapalı devre cemaatlerdi aslında.

Okyanus ötesinden binler binler sahabe isimleri geldikçe sahabe ahlâkı aranır oldu. Tahlilimiz bu temel çelişkiyle zaman eczanesinde reçetelenmektedir. Erkek isimlerine eklenen ‘can’lar, cansızlığımızın; kız isimlerine ayrı ilâve olarak eklenen ‘Nur’lar ise ışıksızlığımızın dışa vurumları oldu.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun sağlığında ne Nizam-ı Âlem Ocakları ne de Alperen Ocakları bugünkü Alperen adlı kişi sayısı kadar mensup bulamadı. Alplik de, erenlik de su alınca Alperenden geçilmez oldu.

Mücahitler cehdsiz – cihadsız, Kürşatlar ülküsüz – idealsiz, Enesler sevgisiz – saygısız, Asenalar televizyonkolik, Abdullahlar Allah’tan başkalarının kulu, Zâhidler ise paranın – pulun bendeleri olmaya durdular.

2010’lu yıllar ve 20’ler büyük ihtimâlle Mehdi, Mesih isimlerinin Christian, Alexandır gibi isimlerle karışık olarak verileceği bir tarih şeridi olacak. Arada sahibinden büyük ihtiyaçtan erdem, fazilet, haysiyet, izzet, şeref, iffet, ismet gibi sıfatlar isimleşecek.

Piyasada revaçta hangi isimler varsa o noktada toplumsal kıtlık başlamış demektir. Amerika’nın ikide bir de her yere demokrasi, DTP/PKK çizgisinin de barış ve kardeşlik terânelerini taşıya durması gibi.
Siz siz olun çok satan kitapları, çok tutulan takımları ve çokça konulan isimleri alıcı gözüyle değil de halıcı gözüyle inceleyiniz. Ta ki erkeklere Nuh, kızlara Sefîne ismi verilene dek. Ve Tufanlar yayıldığında ben de sizleri dağ başlarında bekliyor olacağım.

Efendime söyleyeyim.