AK PARTİ’ nin 4. Olağan büyük kongresinin siyaset hayatımıza ve ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Sirkülâsyon yozlaşmayı yüzde yüz önlemese de büyük oranda azaltır.
Üzerinde çokça konuşulan ve yazılan hususlarda yazmak aslında pek hoşuma giden bir husus değil.
Burada siyaset hayatımız için önemine inandığım birkaç hususa dikkat çekmeye çalışacağım
Ak Partinin siyasetteki 3. dönem şartı siyası sirkülâsyonu sağladığı için olumlu ve zaruridir.
Bu konuda benin şahsi görüşüm iki dönem olmasıdır.
Elbette ki üç dönemde olabilir.
Hangi siyasi görevde olursa olsun başarılı da olsa başarısızda olsa bir insan için iki yada üç dönem yeterlidir.
BUNDAN SONRASI REHAVETİ VE ATALETİ GETİRİR.
Birde nadastan sonra aynı göreve geri dönme hakkı olmamalıdır.
Gerçi nadasa kalanların yüzde doksanı geri dönemez ya.
Tüm siyasi partilerimiz bu anlayışa sahip çıkmalı ve uygulamalıdır.
Eline bir post geçiren başarılıda başarısızda olsa yapışıp kalıyor
Geriden gelen genç donanımlı ve birikimli nesil siyaset yapmak, vatana millete hizmet etmek için onların ölmesini bekleyecek.
Yada ölmeleri için dua edecek.
Başka türlü sıra gelmez.
Bu anlayış muhtarlardan başlayıp cami derneklerine, sivil toplum örgütlerinden, sendika başkan ve yöneticiliklerini kapsayacak şekilde geniş olmalıdır.
Aksi takdirde delegeyi elde eden her yönetim bir sonraki kongreyi garantiliyor.
Başarılı olmak ve büyütmekte çok önemli değil
Küçük olsun benim olsun anlayışı maalesef yaygın ve hâkim zihniyettir.
Hattı zatında bu anlayış kişilerin kurumların ve liderlerin inisiyatifine bırakılmamalı.
Anayasal düzenleme ile garanti altına alınmalıdır
Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanları için geçerli olan süre sınırlaması diğerleri için niye olmasın ki
Yoksa diğerleri daha VIP kişiler mi?
Ayrıca birde siyasetten emekli olma yaşı konulmalıdır.
Hiç kimse vazgeçilemez ve yeri doldurulamaz değildir
Olmamalıdır da
Kongreye gelen yabancı misafirlerin aslında Türkiye’nin öncülüğünde bölgesel ve küresel bir ittifak oluşturabileceklerinin de göstergesi olmalıdır.
Bu yönde de ciddi adımlar atılmalıdır
Başbakanımız tartışmasız lider hatip ve karizmatik bir insan.
Konuşmaları dinleyicileri hem coşturur hem de ağlatır.
Ama bu millet analar babalar, bacılar, bebeler, eşler ve kardeşler terör sebebiyle zaten yıllardan beri ağlıyor.
Elbette şehitlerimizi rahmet ve hürmetle yâd edeceğiz
Ama bu anaları ağlamaktan ne zaman kurtaracağız.
Bu gün evladı güneydoğuda olan anneler ya uyku uyuyamıyor
Yâda sürekli kâbus görüyor
Mesele masaya oturmak şununla bununla görüşmek değil
Mesele terör örgütünü hepten ortadan kaldırmak olmalıdır.
Bu saatten sonra bunların iyi niyetli olduğunu
Yada kendi başlarına karar verebileceklerini düşünmek ne kadar doğru olur?
Ruslar gelip İstanbul’da Çeçen liderlere infaz yapabiliyor
ASALA’yı bitiren bu devlet
Neden PKK’yı bitirmiyor
Yâda bitiremiyor?
Nerede ne eksiklik var?
AK Parti ve sn Başbakan birçok açılım yaptı
Birde işçi, memur, emekli dar ve sabit gelirli açılımı yapmalıdır
Hatta bir de işsiz açılımı olmalıdır.
Başbakanımızın; Sn Numan Kurtulmuş başta olmak üzere birçok önemli ismi Ak Parti bünyesinde toparlaması önemli bir hadisedir.
Bunların bilgi ve birikimlerinden istifade etmek millet adına önemlidir
Bu zamlar böyle sağanak gibi yağar.
Dar ve sabit gelirlilerde mevcut durumlarıyla baş başa kalırlarsa
Korkarım ki o zaman bu transferler anlamsız kalır
Başbakanımızın şahsına duyulan sevgi son bulur
Hiç bir şey ila nihaye sonsuz değildir
Vatandaşların sabrını da çok zorlamamak gerekir
Nedense Başkanlık, yarı başkanlık ve partili Cumhurbaşkanlığı ifadeleri bana pek sıcak gelmiyor
Siyasette bile paylaşımcı olmak güzel değil mi?