Yükseköğretim Kurulu (YÖK)’nun Yükseköğretim
Kurumları Sınavına (YKS) ilişkin aldığı son kararla TYT ve AYT baraj puanları
uygulaması kaldırıldı. Acaba YÖK’ün bu kararı yükseköğretim hayatımıza ne
getirecek, ne götürecek? Bu konuyu hep birlikte masaya yatıralım, enine boyuna
irdeleyelim.
Bu
yıl 2.8 milyon adayın başvurması beklenen 2022 Yükseköğretim Kurumları
Sınavından (YKS) itibaren ön lisans ve lisans programlarını tercihte 150 ve 180
olan TYT ve AYT baraj puanları uygulaması kaldırıldı. Adaylar, önceki yıllarda
olduğu gibi sınav puanına orta öğretim başarı puanı eklenerek oluşacak
yerleştirme puanıyla, puan üstünlüğüne göre yerleşme imkânı elde edecekler. Tıp,
diş hekimliği, eczacılık, hukuk, mimarlık, mühendislik ve öğretmenlik
programlarındaki baraj şartı devam edecek. Temel Yeterlilik Testinin 135 dakika
olan sınav süresi, 30 dakika artırılarak 165 dakikaya çıkarıldı.
Yükseköğretim
hayatımızı önce nicelik yönünden değerlendirelim. 2003 yılı öncesinde 53
devlet, 23 vakıf (özel) olmak üzere toplam 76 üniversitemiz vardı. 2021
verilerine göre; 131’i devlet üniversitesi, 78 vakıf (özel)
üniversitesi ve 5 bağımsız meslek yüksekokulu olmak üzere toplamda 214 yükseköğretim
kurumumuz var. Bu kurumlarda, Açık Öğretim Fakültesi dâhil 8.4 milyon öğrenci
öğrenim görüyor. Üniversite öğrencisi nüfusumuz 150 ülkeden fazla. Bizimle aynı
nüfusa sahip olan Almanya’da 2.8 milyon üniversite öğrencisi var. Yükseköğretim
kurumlarımızda 90 bin 338 öğretim üyesi, 180 bin 65 öğretim elemanı bulunuyor.
Öğrenci başına düşen hoca sayısından, yılda yayınlanan uluslararası makale
sayısına, kütüphanesindeki kitap sayısından, araştırmalara ayrılan bütçe
miktarına kadar birçok nicel değerlendirmede geride kalıyoruz.
Yükseköğretim
hayatımızı şimdi de nitelik yönünden değerlendirelim. Dünya üniversiteleri
içinde ilk binde şu dokuz üniversitemiz var: Koç Üniversitesi, Sabancı
Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Boğaziçi
Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Hacettepe
Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi. Üniversitelerin aldığı Nobel Ödülü gibi
uluslararası başarılarını ve önerilen akademik makale sayılarını inceleyerek bu
kriterler çerçevesinde dünyanın en iyi 2000 üniversitesini sıralayan Şanghay
Klasmanına göre, Türkiye’den ilk 100’e hiçbir üniversite giremezken ilk 500’de
yer alan tek üniversite İstanbul Üniversitesi oldu.
Ortaokul ve liselerimizin akademik
başarılarının ne kadar düşük olduğu PİSA sınavları sonuçlarından biliniyor.
Türkçe okuduğunu anlayamayan çok öğrencimiz var. Çoğunluğu vakıf (özel)
üniversitesi olan yeni üniversitelerin çoğunun eğitim kalitesi dünya
standartlarının oldukça altında. Buralarda yeterli sayıda öğretim üyesi
bulunmuyor. Anadolu’da açılan üniversitelerin o illerin sosyal, ekonomik ve
kültürel iklimine pozitif bir etkisi olsa da, toplamda kalitenin düşmesine de
sebep oluyorlar. Ancak bilimsel eğitime yeterli önemin verilmeyişi, liseden
gelen öğrencilerin yeterli temele sahip olmamaları gibi yapısal sorunlar
sebebiyle üniversitelerimizin niteliği bir türlü artmıyor. Bunun değişebilmesi
için zihniyetin değişmesi ve sistemin evrensel standartlara göre yeniden düzenlenmesi
gerekiyor.
Şimdi YÖK’un aldığı TYT ve AYT baraj puanları
uygulamasının kaldırılmasından kimler memnun olur ona bakalım. Önce akademik
başarısı düşük olan öğrenciler memnun olur. 2021 YKS’de 700 bin genç baraj
altında kaldı. Bu kararla yüz binlerce öğrenciye bir soru çözemeseler bile
üniversiteye girme kapısı açıldı.
Bu karardan ikinci olarak vakıf (özel)
üniversiteleri çok memnun olmuşlardır. Çünkü geçen yıl, bazı devlet
üniversiteleri ile daha çok vakıf (özel) üniversiteleri kontenjanlarını
dolduramadılar. Bazı Tıp ve diş hekimliği fakülteleri ile mühendislik bölümleri
bile boş kaldı. Geçen yıl boş kalan kontenjan miktarı 170 bin.
Bu karardan üçüncü olarak ÖSYM memnun olacak.
Çünkü geliri ciddi olarak artacak. 2022 YKS’ye girecek öğrenciler, en az yüzde
10 zamla her basamak için 115 liradan üç basamak için 345 lira ücret ödeyecek.
Bu karardan dördüncü olarak, bu kararın
arkasındaki siyasi irade memnun olur. Belki bu karardan memnun olan bazı
gençlerimiz önümüzdeki seçimde bu iradeye oy verirler.
Şimdi içimizi acıtması gereken şu gerçeği de
unutmayalım. İŞKUR’un son işsizlik verilerine göre; 418 bin lisans, 330 bin ön
lisans, 18 bin yüksek lisans ve 770 doktora mezunu olmak üzere 770 bin
civarında kayıtlı üniversite mezunu işsizimiz var. Kayıtlı olmayanlarla
birlikte bu sayı milyonun üzerindedir. Bu karar sonucunda birkaç yıl sonra
üniversiteli işsiz sayımız ciddi olarak artacak.
Sonuç olarak şu hususu belirteyim, YÖK’ün
2022 Yükseköğretim Kurumları Sınavından (YKS) baraj puanlarını kaldırma kararı,
ülkemizin yükseköğretimine bir kalite kazandırmayacağı gibi, düşük olan
kaliteyi daha da aşağı çekecektir. Asıl sorun, barajı kaldırmak değil,
erişilebilir nitelikli eğitimi sağlamak ve istihdam yaratabilmektir.