Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözü var der ki ” Herkesin kendine göre bir zevki vardır. Kimi bahçe ile meşgul olmak, güzel çiçekler yetiştirmek ister. Bazı insanlar da adam yetiştirmekten hoşlanır. Bahçesinde çiçek yetiştiren adam çiçekten bir şey bekler mi? Adam yetiştiren adam da, çiçek yetiştirendeki hislerle hareket edebilmelidir…….”
Sizce öğretmenlerimiz bu ifadenin anlamına göre mi çocuk yetiştiriyorlar? Sadece kabahat öğrencide mi? Velide mi? O ilçenin yöneticisinde mi? O ilin Yöneticisinde mi? Soruları hazırlayanlarda mı? Sistemde mi? Gibi soruları uzatabiliriz.
Sokrates’in meşhur bir sözü var “Tek bildiğim hiçbir şey bilmediğimdir.” . Eğitim konularına biraz ilgili olduğumdan dershane yönetici ve öğretmenleri ile bazen de okul yönetici ve öğretmenleri ile eğitim ve öğretim konularında konuşuruz. Çok az konuda yöntem olarak anlaşmışızdır. Sonuçları ortada olmasına rağmen dershaneler merkezden verilen yöntemlerin dışına çıkamıyorlar. Okullar MEB’in ve kendi tecrübeleri diye ifade ettikleri yöntemlerin dışına çıkamıyorlar. Ben çok biliyor ve anlıyor diye söylemiyorum ancak öncelikle Kocaeli ve diğer başarısız illerin hali ortada. Kocaeli bu kadar imkana rağmen hali içler açısı durumda ise sadece Meslek Liselerinin çokluğuna bağlamak ne kadar doğru bilmiyorum.
Yine Sokratesin Talebesi olan Platon’un “Sokrates’in Savunması” adlı kayıtlarda bahsedilenlerden devam edelim “….Benim doğrudan başka bir şey söyleyeceğimi sanmasın… Benim için para ile ders vermekte olduğuma dair dolaşan sözün hiçbir temeli yoktur., bu da ötekiler gibi asılsızdır. Doğrusu bir kimsenin insanlara gerçekten bir şeyler öğretmesi mümkün olsaydı, buna karşılık para alması bence o kimse için şeref olurdu…. Size doğru söylemeliyi Atinalılar… bütün araştırmalarımda baktım ki asıl bilgisizler, bilgilidir diye tanınmış olanlar! Bilgisiz denenlerde ise daha çok akıl var…..” (Erdemlilik üzerine Sokrates yaklaşımı
http://www.kocaeliaydinlarocagi.org.tr/Yazi.aspx?ID=939)
Sadece ve sadece öğrencinin ders çalışması ve çok test çözmesi mantığına uygun yöntem bence yanlış bir yöntemdir. Kavrama dayanmayan her çözüm bana göre yanlıştır. Kavranılmayan konu kayıptır, çelişkidir dolayısı ile sonuçları yanıltıcıdır.
Başarılı il olan Karaman İl müdürünün söyledikleri çok önemli. Başarmayı hedef olarak koymuşlar bu hedefe uygun da yöntemler oluşturmuşlar. Olaylara profesyonel yaklaşmışlar. Top yekun seferlik sonucunda başarıyı yakalamışlar.
Sizce öğretmenler müfredatı yetiştirme maratonu içinde şu ifade ettiklerimi gerçekleştirecek zaman ve iradeyi gösterebilmişler midir? Bu soru Dershane öğretmenleri içinde geçerlidir.
Öğretmen mutlaka derse hazırlanarak gelmiş midir? Yoksa ben her zaman aynı şeyleri anlatıyorum ne gereği var anlayışı ile bir önceki derslerin tekrarı hatta silik fotokopi bilgileri gibi mi? öğrenciye verilmiştir. Derse zamanında başlayıp zamanında bitirmiş midir? Öğrencinin ders hakkında soru sormasına zemin hazırlamış mıdır? Verilen dersin ne kadarını anladığına dair bir ölçümleme yapmış mıdır.? Ortalama sınıf algılarını çıkartım onlara göre ders anlatma yoluna gitmiş midir? Bu soruları uzatabiliriz..
Veli kendi çocuğu ile ilgilenmiş midir? Öğrenci verilen dersleri zamanında yapmış mıdır? Yapmadı ise neden yapmamış veya yapamamıştır. Gibi bir çok soruyu da sorabiliriz.
Bence bunların hepsinin dışında eğitim ve öğretim yapısallık kazanmazsa, sonuçları yapısal yapıları oluşturanların yanında hep başarısızlık olacaktır.