– Neden Dünya Ehli, Gaflet Ehli, hatta Dalâlet Ehli ve Nifak Ehli; rekabetsiz ittifak ettikleri hâlde,
– Haklılar, anlayışlı ve anlaşabilen Diyanet Ehli, Âlimler, Tarikatçılar; neden rekabetli bir şekilde anlaşmazlık içindeler?
Diye sormuş. Yine:
– İttifak; vifak / dayanışma ve uyum ehlinin hakkı iken,
– Hilâf / Anlaşmazlık; Nifak Ehli’nin lâzımı iken, neden bu hak oraya geçti?
– Ve şu haksızlık şuraya geldi?
Diye sormuş,
Oysa Haklıların anlaşmazlığı; hakikatsizlikten ileri gelmediği gibi,
Gaflet Ehli’nin birlikteliği de, doğruluklarından değildir.
Diyerek, bu hüküm ve tespitlerin açılımını gözler önüne sermiş ve:
Dalâlet Ehli’nin ittifaklarının zilletlerinden ileri geldiğini,
Hidayet Ehli’nin ihtilâflarının ise izzetlerinden kaynaklandığını belirtmiştik.
Şimdi de, bu müthiş, vahim ve ağır sorular ve onlara verilen cevaplar karşısında hayretler içinde kalan ve kalacak olanların bu durumlara düşmemeleri için,
Dokuz Madde hâlinde dile getirilen hususları ele alalım:
X
1- Müspet / yapıcı, olumlu hareket etmektir. Yani, kendi mesleğinin / yolunun, usûl ve metodunun muhabbet ve sevgisiyle hareket etmek. Böylece başka mesleklerin adâveti / düşmanlığı ve başkalarının onu eksik ve noksan göstermesi, onun fikrine ve ilmine müdahale etmesin, karışmasın. Onlarla meşgul olmasın.
2 – Belki, İslâmiyet dairesi içinde hangi meşrepte olursa olsun; muhabbet, uhuvvet ve ittifaka sebep olacak birçok birlik bağları bulunduğunu düşünüp anlaşarak,
3 – Haklı her meslek sahibinin; başkasının mesleğine ilişmemek cihetinde hakkı ise, “Mesleğim haktır.” yahut “Daha güzeldir.” diyebilir. Yoksa başkasının mesleğinin haksızlığını veya çirkinliğini ima ve işaret eden: “Hak yalnız benim mesleğimdir.” veyahut “Güzel benim meşrebimdir.” diyemez olan insaf düstur / kaide ve kuralını rehber / kılavuz etmek,
4 – Hak Ehli’yle ittifak, İlâhî tevfîkin bir sebebi ve diyanetteki izzetin bir medarı / sebebi olduğunu düşünmekle,
5 – Hem Dalâlet Ehli ve Haksızlar birbirlerine dayandıkları için, cemaat suretindeki kuvvetli bir manevî şahsın dehasıyla hücum ettiklerinden dolayı; böyle bir durumda o manevî şahsa karşı, en kuvvetli ferdî / bireysel olan mukavemetin mağlup düştüğünü anlayıp; Hak Ehli olanlarla ittifak ile bir manevî şahıs çıkarıp; o müthiş dalâletin manevî kişiliğine karşı, hakkaniyeti / doğruluğu muhafaza ettirmek,
6 – Hakkı, Bâtıl’ın savlet ve saldırısından kurtarmak için,
7 – Nefsini ve Enaniyetini / Benlik ve Gururunu,
8 – Yanlış düşündüğü izzetini,
9 – Ehemmiyetsiz, rekabetkârane / rekabet edercesine varlık gösteren hissiyatını / his ve duygularını terk etmekle ihlâsı kazanır, vazîfe ve görevini hakkıyla ifa eder / yerine getirir.
X
Hatta sahih hadisle sâbittir ki: Ahir Zaman’da İsevîlerin hakikî dindarları; Kur’an Ehli ile ittifak edip, müşterek düşmanları olan zındıkaya / dinsizlere karşı dayanacakları gibi, şu zamanda bile Diyanet ve Hakikat Ehli, değil yalnız dindaşı, meslektaşı, kardeşi olanlarla samimî ittifak etmek, belki Hristiyanların hakikî dindar ruhanileriyle / din adamı rahipleriyle dahi, ihtilâfa / anlaşmazlığa sebeb olan noktaları muvakkaten / geçici olarak münakaşa, tartışma ve niza / kavga sebebi saymayarak; müşterek / ortak düşmanları olan mütecaviz / saldırgan dinsizlere karşı ittifaka muhtaçtırlar.