Kocaeli Aydınlar Ocağı Mensuplarının Sivas Seyahati ( 1 )

81

Aydınlar Ocağı Derneklerinin her sene Mayıs ve Kasım aylarında olmak üzere yılda iki defa şurası yapılmaktadır. Bu minval üzere bu yılki Kasım ayı şurası da, bir önceki toplantıda alınan karar mucibince, Sivas Aydınlar Ocağı Başkanlığının ev sahipliğinde yapıldı. Yapılan bu toplantı Aydınlar Ocaklarının 44.  Şurası oluyordu.

28-29-30 Ekim 2016 tarihleri arasında Sivas’ta yapılan bu toplantıya, Kocaeli Aydınlar Ocağı Üyeleri olarak, Ocak Başkanı Av. Ruhittin Sönmez Beyin riyasetinde her dönemde olduğu gibi yine kalabalık bir ekip ile iştirak edildi. Ocak üyelerinden bu toplantıya,

-Ocak Başkanı Av. Ruhittin Sönmez ve eşi Dr. Ayşe Gülden Sönmez,

-Ocak Başkan Yardımcısı ve 54 dilde Tercüme Bürosu sahibi, Yeminli Tercüman Cemal        Barış ve eşi Harita Mühendisi Hatice Nur Barış ile mahdumları Hasan Barış, Hayrettin Barış, Cihan Fatih Barış

-Kuruçeşme Son Belediye Başkanı Ali Kahraman ve eşi Asuman Kahraman,

-İSKİ Eski Yönetim Kurulu Üyesi Musa Ordu ve eşi Reyhan Ordu,

-Ocak Eski Başkanı ve Mali Müşavir Ahsen Okyar,

-Ocak Eski Başkanı ve Kocaeli Tahlil Laboratuarı sahibi Uz. Dr. H. İbrahim Kahraman

-Bahçecik Belediyesi Eski Başkanı İbrahim Gencer,

-Makine Mühendisi Hasan Baltacı,

-Yalova Ün. Öğretim Üyesi Yunus Özen

-Yönetim Kurulu üyesi,  Kimya Y. Mühendisi Mustafa Görgün

-İstanbul Aydınlar Ocağından olup, İzmit ekibine dâhil olan Av. Zeki Hacı İbrahimoğlu iştirak etmiştir.

Önemine binaen burada şu hususu ifade edeyim ki, seyahate iştirak edenlerin meslek durumlarına bakıldığında,iki avukata ilaveten iki doktorun bulunduğu hemen dikkati çekmektedir. Ekipte iki doktorun bulunması ise, ekibimizin sağlığı bakımından büyük bir memnuniyet vesilesi olduğu hususu izahtan varestedir.

Yolculuk Sabiha Gökçen Hava Alanından başlayacağı için,İzmit ekibi olarak Hava Alanına gitmek için akşamdan anlaştığımız üzere, 28 Ekim 2016 Cuma günü sabahı saat 03.30 da beş araba ile hareket ettik. Zira uçak 05.45 de kalkacaktı.  Tam saatinde İzmit’ten hareket ederek saat 04.30 civarında Kurtköy Mehmetçik DinlenmeTesislerinde toplandık. Burada birer sabah çorbası içtikten sonra, hava alanına doğru yola çıktık. Hava alanı çok yakın olduğu için kısa bir zaman sonra alana vardık. Ancak terminal binasına gitmeden önce arabaları hava alanına yakın bir otoparka bıraktık. Otoparkın günlük ücreti 10 TL imiş. Bu şekilde yapmak servis arabaları ile gidip gelmekten daha hesaplı oluyormuş. Otoparktan uçak firmasının servis arabaları ile gidiş hattı terminaline geldik.

Burada İstanbul ve Sakarya Aydınlar Ocağı mensupları ile karşılaştık. Hep beraber uçuş belgelerini aldıktan ve valizlerimizi uçak bagajına teslim ettikten sonra uçağa binip yerlerimize oturduk. Uçak tam saatinde havalandı. Takriben bir saat on beş dakikalık rahat bir yolculuktan sonra hayırlısı ile Sivas Nuri Demirağ Hava Alanına indik.

Bagajdan valizlerimizi aldıktan sonra hava alanı dışına çıktık. Dışarıda iki araba bekliyordu. Birisi belediyeye, diğeri de Havaş’a aitti. Belediye arabası daha müsait olduğu için biz İzmit ekibi olarak buna bindik. Her iki arabanın ışıklı levhalarında gidiş ücretinin 5TL olduğu yazıyordu. Bu durum bize değişik geldi. Araba şehre doğru giderken çok hoş bir şey oldu. Bundan bahsetmeyecektim, fakat Sakarya Aydınlar Ocağı Başkanı Mustafa Kemal Cerrahoğlu bu husustan mutlaka bahsetmemi istedi. Biraz da Mustafa Bey’in hatırına binaen bu konuyu kısaca anlatmak istiyorum. Mesele şudur:

Araba şehre doğru giderken görevli memur para toplamak için yanımıza geldi. Yanımda bulunan Dr. İbrahim Kahraman Bey, “Musa Ağabey paraları ben vereceğim” deyip, memura 20 TLverdi. Biraz sonra etrafıma bakınca yanımızda tanıdık hiçbir kimsenin olmadığını gördüm. Bunun üzerine,”Doktor Bey,siz dördüncü kişi olarak kimin parasını ödediniz” diye sordum. Hiç tereddüt etmeden “hanımımın parasını ödedim” dedi. Hâlbuki İbrahim Beyin Hanımı bu seyahate iştirak etmemişti. Doktor Bey bir an hanımının yanında olduğunu zannetmiş. Bu husus İzmit ekibi arasında bir hayli gülüşmelere sebep oldu. Ayrıca bizler içinde seyahatin başında hoş bir hatıra oldu.

Hava alanı ile şehir arası 25 km imiş. Bu sebeple yolculuğumuz yarım saate yakın sürdü.  İzmit ekibinin tamamına yakını Sivas’a ilk defa geldiği için etrafı meraklı gözlerle seyrederek kalacağımız Büyük Otel’e geldik. Büyük Otel şehrin ana caddesi üzerinde olup, 7 katlı bir bina. Dört yıldızlı olan bu otelin oldukça temiz bir görünümü var. Görevli personelden oda anahtarlarını alarak odalarımıza çıkarak valizlerimizi bırakıp aşağıya indik.

Zira Sivas Aydınlar Ocağı Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Göze, Paşabahçe denilen mesire alanında bulunan bir yerde kahvaltı programı yapmış. Otelin önünde toplanıp hep beraber arabalar ile mesire alanına gittik. Burası yemyeşil bir yer olup, güzel bir manzarası var. Kahvaltı yaptığımız yer de oldukça hoş bir mekân idi. Burada envai çeşit ikramlar yapıldı. Ancak bu ikramların arasında en çok, daha önce ismini duyduğumuz halde, yemediğimiz Sivas katmeri dikkatimizi çekti. Burada yapılan ikramları afiyetle yedik.

Kahvaltıdan sonra çevreyi görmek için etrafı gezmeye başladık.  Bu arada bir oyun parkının olduğunu gördük. Etrafta kimse olmadığı için bu parkta bulunan salıncaklara binip adeta çocuklar gibi neşe ile sallandık. Burada bulunan oyun aletleri de bize çok enteresan geldi. Çünkü bugüne kadar hiç bir yerde rastlamadığımız  oyun aletlerini  burada gördük. Diğer taraftan parkı gezerken bir şadırvan dikkatimizi çekti. Şadırvanın etrafında bulunan borulardan şırıl şırıl sular akıyordu. Boruların ucunda musluk yoktu. Fakat şadırvanın üzerine astıkları levhada “lütfen muslukları açık bırakmayalım” yazıyordu. Biraz ileride ise içi çakıl taşları ile dolu küçük ve kuru bir derenin kenarına diktikleri levhaya da  “lütfen suya girmeyiniz” diye yazmışlar. Tabii ki, bu nükteli levhalar hoşumuza gitti.

Paşabahçe mesire alanını gezdikten sonra otele döndük. Zira günlerden Cuma olduğu için Cuma namazına gitmemiz icap ediyordu. Burada abdestlerimizi aldıktan sonra cümbür cemaat otele yakın bir yerde bulunan, Sivas’ın en büyük camilerinden biri olan Ulu Cami’ye gittik.Ulu Cami, Anadolu Selçuklular döneminde Selçuklu mimari tarzında 1197 yılında yapılmıştarihi bir eser. Cami oldukça büyük, cemaati bir hayli kalabalıktı. İmam Efendinin verdiği bilgiye göre camiinin 2500 kişilik kapasitesi olup, sadece bir safta 110 kişi namaza durabiliyormuş.

Diğer konulara geçmeden önce, genel olarak Sivas hakkında kısaca bilgi vermek istiyorum. Sivas, İç Anadolu Bölgesinde, 2768 km2 alana sahip, merkez nüfusu 360 bin, İlin toplam nüfusu 620 bin civarında olan tipik bir Anadolu şehri. Göçler sebebiyle her geçen yıl nüfusu azalmaktadır. Görünüş itibariyle gelişmiş bir durumda. Geniş caddeleri ve cadde üzerinde modern yüksek binalar bulunmaktadır. Bilhassa geniş bir alanda bulunan 04-11 Eylül 1919 tarihleri arasında Sivas Kongresinin yapılmış olduğu tarihi bina dikkati çekmektedir. Uzun yıllar Sivas Lisesi olarak hizmet veren bu bina şimdi müze olarak kullanmakta. Müzenin gece yapılan ışıklandırması da muhteşem bir manzara arz etmektedir.

Anlatıldığına göre, Sivas’ta 7 Evliya gezme geleneği bulunmakta imiş. Hastalar, herhangi bir sıkıntısı olanlar ve her türlü dilekte bulunmak isteyenler, en az 7 Evliyayı ziyaret ederek Cenab-ı Allah’tan dileklerinin kabul olmasını talep ederlermiş. Ziyaret esnasında, “Yarabbi, sevgili kulların,sevdiklerin yüzü suyu hürmetine,dualarımızı makbul, dileklerimizi kabul et, müşkülatımızı hallet” diyerek niyazda bulunuyorlarmış.

Sivas ‘ta çok sayıda evliya mezarı,yatır ve türbe olmakla birlikte, en çok ziyaret edilen 7 Evliya şunlardır. 1- Abdulvahhab Gazi Türbesi,2- Ahmet Turan Gazi Türbesi, 3-Şeyh Çoban Türbesi, 4-Ali Emir Ahmet Türbesi, 5-Şemseddin SivasiTürbesi, 6- Arap Şeyh Türbesi, 7- İhramcızade İsmail Hakkı Toprak Türbesi. Bunların haricinde Sivas’ta görülmesi gereken başlıca yerler arasında, Şehitlik, Gök Medrese, Çifte Minareli Camii ve Sivas Kongresinin yapıldığı bina gibi tarihi yerler bulunmaktadır.

(Devam Edecek  )