Son günlerde en çok duyduğum iki özlü söz:
“Köpekleri saldılar, taşları bağladılar…”
“Ne günlere kaldık ey gazi hünkâr/ Eşek defterdar oldu katır mühürdar!”
*****
Hafta sonunda Nevruz bahanesiyle BDP/PKK kanadı 41 ilde yapacağı “Öcalan’a Özgürlük, Kürtlere Statü” mitinglerini başlatırken, devlet erkânı 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferinin 98. Yıldönümünde Çanakkale’de törenler yaptı.
BDP/PKK törenlerinin broşürlerinde “Kürtlerin özgürlüğe ve statülü bir yaşama daha fazla yaklaştığı ve Sn. Öcalan’ın özgürlüğe kavuşturmanın daha olanaklı hale geldiği bir dönemde 2013 yılı Newroz’unu ‘Öcalan’a Özgürlük, Kürtlere Statü’ şiarı ile kutlayacağız” ifadesi yer aldı.
PKK meydanlarda gövde gösterisi yaptı! Apo posterleri ve suç teşkil eden sloganlarıyla eylem yapan göstericiler devletin polisinin korumasındaydı. Tepki gösteren vatandaşlar polis tarafından gözaltına alındı!
İzmit Perşembe Pazarında yapılan Apo posterli mitingde konuşan BDP Muş Milletvekili Demir Çelik, “Bizler mücadeleye dünden daha da hazırız ve mücadeleyi biz kazanacağız. 21 Mart tarihinde Kürdistan’ın kalbinde Nevruz kutlayacağız ve sayın Öcalan o zaman bizlere sürecin nasıl özgürlüğe kavuşacağını söyleyecek. 2013 Nevruzu dirilişin doğuşu olarak anılacak” dedi.
BDP eşbaşkanı Selahattin Demirtaş “Birkaç ay içinde TBMM değişime uğrayacak!” diyor.
*****
İki ay kadar önce CHP’den istifa eden Adıyaman milletvekili Salih Fırat hem AKP’den ve hem de BDP’den teklif aldığını ama tercihinin AKP olduğunu açıklayarak bu partiye girdi. “AK Parti’ye geçişimde, çözüm süreci ve Başbakan Erdoğan’ın tutumu etkili oldu” dedi.
Demek ki, bu milletvekili açısından da BDP ve AKP arasında pek bir fark yok. Başka bir açıdan bakınca da böyle bir milletvekili her iki parti açısından da değerli biridir.
*****
Banu Avar bugünlerin geleceğini dünden yazmıştı. Yarın için şu bilgileri veriyor:
“ABD Dış İlişkiler Konseyi (CFR) yayın organı Foreign Policy’de çıkan yazının başlığı: ‘Türkiye’nin Kürt Başbakanı’. Öcalan kastediliyor!.. Yazıda Mandela’dan yola çıkarak ‘Neden olmasın!’ deniyor. ‘O da ‘terörist’ tanımlaması ile 27 yıl hapis yatmıştı, sonra çıktı Güney Afrika’nın Cumhurbaşkanı oldu!’ Yazı bunu söylüyor!”
“CFR’nin kalemleri Türk milletine dikkat çekiyor… ‘Sorun’ o! Bu millet ‘yeterince ehlileştirilmiş yani beyni yıkanmış / indoktrine edilmiş’ değil! Ve yazı devam ediyor:
‘Bozkurtlar’, Kürt kangalıyla çatışmaya girmemeli!’
Bir sapık, bir katil olan Öcalan tüm Türkiye’nin başına geçmeli ve Ortadoğu Ekonomik Birliği’ni Amerika’nın emrine vermeli..”
“Bundan sonra tüm satılık kanallarda sinir uçlarınız duyarsızlaşana kadar, bu katilin ne kadar özgürlükçü, insan haklarına saygılı ve barışsever olduğunu duyacaksınız!”
“17 -21 Mart arasında 41 il ve 88 ilçede yapılacak olan “Öcalan’a özgürlük” mitinglerinin amacı, Batının Türkiye’ye giydireceği kefenin nabız yoklaması!”
“Batı 100 yıl önce kaçırdığı fırsatın peşinde koşmakta! BDPKK ve AKP sayesinde bakır, krom, petrol gaz su bölgesine el koyacak. 2. İsrail’i kurarsa Apo’lu bir ‘çözüm’le Avrasya’ya elini sokacak!”
*****
“Olan bitene tepki duyanlar sadece fısıldaşıyor, çoğu sus pus.” Ama içten içe kaynayan bir öfke içinde herkes soruyor: “Nereye gidiyoruz?”
MHP sessiz. CHP’de ulusalcılar partiye hâkim değil. Partide kimisi BDP/PKK ile benzer, bir kısmı MHP’ye yakın farklı sesler çıkıyor. Muhalefetin sesi cılız mı cılız. Ekranlar ve meydanlar BDP/PKK’ya ve AKP’ye bırakılmış durumda.
Buna rağmen asıl belirleyici olacak kitle, AKP içindeki milli çizgideki kesim olacak.
AKP’yi yönetenler ile partinin asli tabanını teşkil eden milli çizgideki kesimler arasında ilk defa şüphe bulutları bu kadar yoğun.
*****
Bir kısım AKP’liler, Başbakan Erdoğan‘ın “Güzel gelişmeler var. İnşallah daha güzel olacak. Hep beraber o güzel günleri yaşayacağız” sözleri ile olan biten arasındaki çelişkiyi çözmeye çalışmakta.
Fakat ne yazık ki, dikkatler Başbakan’ın sözlerine değil, İmralı’dan gelecek beyanlara kilitlenmiş durumda.
Bu kesim yine de Başbakan Erdoğan’a olan güven duygusuyla, sevdiği pehlivanın künde ile yenilmekte olduğunu gördüğü halde, son anda topuk elleyerek üste çıkacağına inanmak istemekte.
AKP içindeki milli çizgideki diğer kısım ise bıçağın kemiğe dayandığını hissetmekte. Yeni Anayasa için AKP’nin hazırladığı taslak referanduma sunulursa bu kesimin ‘evet’ oyları artık cepte keklik değil.
Bu kesim, muhalefeti yetersiz görse bile, ülkenin bölünmesi endişesi, PKK/BDP’nin yurt sathında ‘meydan okuma’ gösterilerinden rencide olan milli gururu ve olan bitenden kaygıları sebebiyle AKP’den kopabilir. Anketlerin bu kitlenin ne kadar büyük cesamette olduğunu göstermediği kanaatindeyim.
*****
“Taşın altına sadece elini değil, vücudunu koyan” Başbakan bu taşın altından kalkabilir mi, kalkamaz mı? Bu sorunun cevabı benim için çok önemli değil.
Esas olan soru şu: Türkiye ve Türk Milleti bu taşın altında kalır mı?
Türk Milletinin son anda, her şeyin bitti sanıldığı noktada harekete geçme gibi bir özelliği var. Dileğim ve ümidim, Milletimin telafisi güç veya imkânsız noktaya gelmeden demokrasinin imkânları içinde gerekli tepkiyi göstermesidir.