“Son Cellat” ve Amasya

126

SOFRACIOĞLU Çifti ile Röportaj)

Ünlü aktör Kadir İNANIR’ın iddialı filmi “Son Cellat” gösterime girdi.

Geçtiğimiz yıllarda (04 Ekim 2008) akşamı CEVAHİR AVM Sinemalarında, “Son Cellat” ın galası yapıldı.

Gala’ya sanat çevrelerinin çok ilgi gösterdiğini söyleyemeyiz ama Amasya gerçekten yoğun ilgi gösterdi. 

Yalnızca bu tören için o günkü Amasya Valisi Celalettin LEKESİZ özel olarak, ekibi ile birlikte  Amasya’dan geldi.

Ve Sevgili o günkü Belediye Başkanımız, Eski Devlet Bakanı İsmet ÖZASLAN, eşi Nurşen ÖZASLAN, Kültür Müdürü; Hüseyin MENÇ, yine Amasya’mızın çok  sevilen, Yalı Boyu Evleri Projesini başlatan, Vali Hüseyin POROY’la birlikte Turizm ve Kültür taşlarını  yerli yerine oturtmaya ilk başlayan  eski Belediye Başkanı, sevgili Hüseyin BAŞ, özel olarak sadece bu tören için geldiler.

AMASYA VAKFIMIZ, Hanımlar Grubu; Keriman SOFRACIOĞLU, İlhan AK, Fatma Ruhat Bozkurt, Sare YAZICILAR; Vali Beyin Davetiyle bu törene özel olarak katıldılar ve onlara Vakıfımızın Kurucularından AMASYA SEVDALISI, Ünlü Bankacı, Yazar, Sevgili Ağabeyimiz; Doğan SOFRACIOĞLU, eşlik etti.

GALA’dan önce; görüştüğümüz, Keriman SOFRACIOĞLU ablamız, bize bir kopya verdi;

 “Şayet, filmde AMASYA ön plana çıkarılmış ise, AMASYA’nın tanıtımına katkısı var ise; bu film için daha doğrusu AMASYA’nın tanıtımına katkılarından dolayı Kadir İNANIR ve Yapımcıları  “ALTIN ELMA” ödülü  için ADAY göstermek istiyoruz.” Dedi.

Doğan SOFARCIOĞLU ağabeyimiz onu tasdik etti ve Jüride tek oyum var ve EVET derim. Dedi.

Filmi izledikten sonra Sofracıoğlu çiftini tekrar yakaladık. Ve sorduk;

  • – Nasıl ALTIN ELMA tamam mı? Her ikisi de acı bir gülümseme ile cevap verdiler;
  • – HAYIR!.. Hayır.. Ve eklediler;
  • – Filmin sanat yönüne, tekniğine, aktörlere hiç sözümüz yok; SAVCI, MÜDÜR, başrolde Kadir İNANIR, rollerini fevkalade güzel yaptılar, her türlü takdirin üzerinde oldular.
  • – Peki nedir, güzel olmayan? AMASYA için bir eksi mi vardır?

                        

  • – EVET, evet dediler ikisi birden bir EKSİ vardı. Birkaç eksi vardı.

                          

  • – Keriman Hanım, nedir bunlar, filmde Amasya gösteriliyordu, değil mi?

 

  • – Evet, evet ama, birincisi Resim çok net değildi. İkincisi ve daha önemlisi de; Bulmuşsun AMASYA gibi harika bir dekor; bunu bol bol; Dış Mekan Olarak göster de filmin sıkıcı, ağır, abartılı havası kalksın. Neyse fazla bir şey söylemek istemiyorum. Doğan söylesin.

 

  • – Evet, Doğan Ağabey; Keriman Abla topu size attı, ne dersiniz?

 

  • – Keriman haklı. Film ağır ve biraz da abartılıydı. Hapishane şartlarını kastetmiyorum. Oralarda daha da ağır şartlar olabilir, düzeltilmelidir. Asıl ADALET katledilmişti. Suçsuz bir adam asılıyordu, bir başka suçsuz garibin hayatı kararıyordu. Her ne kadar aksaklıklar olsa da Türk Adaleti bu haksız ithamları, bu ağırlıkta hak etmemiştir. Belli bir zihniyetin bir saplantısı sergilenmiştir. Nasıl telafi ederler bilemem

 

  • – Evet Efendim. Başka AMASYA açısında demiştiniz?

 

  • – AMASYA’nın hak etmediği başka şeyler de var. Mesela Dış Mekan Güzellikleri filmin sunumunu etkiler, gişe rekorlarım kırdırabilirdi. AMASYA Sanatçı gözüyle, ince ruhlu bir sanatçı gözüyle, hollywood stüdyolarını da bilen birileri gözüyle, mükemmel, harika bir TABİİ STÜDYO’dur Yapımcılar, bazı takıntıları nedeniyle bu fırsatı kaçırmışlardır. Bunu kendileri için kaçırılmış bir fırsat olarak görüyorum.

                         

  • – Haklısınız efendim.

 

  • – Daha bitmedi. Asıl haksızlık filmin sonunda yapıldı. Orada sahne var. Filmin kahramanı, rolünü harika yapan Kadir İNANIR, hapisten çıkıyor, kimsesi yok, garip, eski atını ve hamallık yaptığı arabasını buluyor. Hamallığına başlıyor.

 

Ve, kar maskeli iki serseri yolunu kesip,  onu DARP ediyor ve parasını GASP etmeye çalışıyor. Ama para yok. Bunun üzerine kızıyorlar ve bir güzel dayak atıyorlar. Sonra da ATI ve ARABAYI alıp gidiyorlar.

İşte kırılma noktası burasıdır.

Zavallı yapımcılar, zahmet edip POLİS Kayıtlarına baksalardı.  AMASYA’nın binlerce yıllık tarihinde bu tür TEK BİR VAK’anın olmadığını görürlerdi. Sokaktaki adam ve Yöneticiler de onlara bunu söylerlerdi.

Vali bey, ne düşünür bilemem ama, ben diyorum ki, bundan sonra senaryosunu da incelemedikleri bir filme, bir etkinliğe böyle gözü kapalı destek olmasınlar.

Şahsen bunu bilsem o GALA’ya gitmezdim.  AMASYA yöneticileri de gelmezdi sanıyorum. Onlar çok kibar, şöhretli bir sanatçıya ev sahipliği yaptılar ve bunu sonuna kadar da götürdüler. Ama senaryo ve yönetmen aynı ağırlıkta ve -Amasya açısından- iltifata layık değillerdi.

Aslında küçük küçücük bir detay vardı. Hani o en sonda; darp ve gasp’tan hemen önce bir detay vardı, sanki senarist bunu düşünmüş, çekim yeri neresi olursa olsun, adi bir DARP ve GASP ile mekana rahatsızlık vermemek için ne kadar da güzel yazmış; ATIN AĞINDA BİR YARA VARDI. Ve bilirsiniz, özellikle yaralanan AT’lar iiyi olmazlar ve ölürler, ya da acı çekmemeleri için öldürülürler.

Düşünebiliyor musunuz, SON CELLAT böyle bir amaçla, ATINI da ÖLDÜRSE ve Gerçekten SON CELLAT unvanını böylece noktalasa daha anlamlı daha romantik olmaz mıydı dersiniz. 

Senarist olayı buraya getirmiş, getirmiş ama ona hayat verecek Yönetmen gerek.  Bence yönetmen senaryoya da senariste de, daha önemlisi  Amasya’ya da ihanet etmiştir.  

Düşünebiliyor musunuz sonunda Son Cellat Kendi TEK VALĞI, sevgilisi, her şeyi olan YASEMİN’i, AT’ı için de CELLAT OLMAK Zorunda kalacaktı.

Ve AM ASYA’ya bu ağır, haksız, töhmet ve  hakaret yapılmayacaktı.

  • – Peki efendim, şimdi “ALTIN ELMA” yok mu?
  • – ALTIN ELMA kesinlikle yok ve sessiz protesto var. Yönetmen de Kadir İNANIR da bunu telafi edecek başka bir hizmet yapmalılar AMASYA için.. İşte o zaman affedilebilirler belki.

 

  • – Teşekkür ederim efendim.. Gerçekten haklısınız. SON çok yanlış bitmiş. Ve gerçekten ADALET için de ağır itham var. Ne diyelim, bizden bu kadar…

Sezgin ÜNSAL

Nasıl mı? sadece soygunda