Seçimlerden sonra gazetelerin köşe yazılarını çoğunlukla okurum. Hepsi kendine göre seçimden bir mesaj çıkarır. Her yazar fikri yapısına göre verilen oyları kendi bakış açısı ile yorumlar. Bugün bende aynı adete uyarak seçmenin mesajına değinmeye çalışacağım.
Mahalli seçimlerle genel seçimlerin bir arada olmaması gerçek seçmen düşüncesinin sandığa yansımasına engeldir. Çünkü iktidarda olan parti daima mahalli seçimlere 10 puan önde başlar.
Her ne kadar bazı ilçelerde milletin tercihi iktidar partisinin aksine olsa bile bu istisnadır.
Önceleri iktidarları sloganlar belirlerdi. Bu milleti AP ve CHP kırk yıl sloganlarla idare ettiler. Bir tarafın verdiği korku komünistler gelecek, diğer tarafın verdiği korku faşistler gelecek idi. Yapılanlara baktığınızda üzülmemeniz elde değildi. Bu memleket yıllarını bu içi boş sloganlarla kaybetti.
Sömürülmesi gereken çok şey sorun olarak ortada bırakıldı. Bir çok siyasetçi bu sorunları sürekli gündeme getirerek defalarca milletvekili oldular. 1980 ihtilalinin arkasından Rahmetli Turgut Özal sağ ve sol elini birbiri ile birleştirerek mesaj verdi. “Artık sloganlar devri geçti. İş yaparak iktidar olma devri geldi.” dedi.
O günden bu yana millet artık sloganlara prim vermiyor.
29 Mart Mahalli seçimlerinde millet yine işe ve istikrara oy vermiştir. İktidarla uyumlu olmayan belediyeler yeterli hizmet veremez düşüncesinden hareket etmiştir. Muhalefet liderleri mahalli seçimlere artı getirememişlerdir. Aksine köstek olmuşlardır. Millet muhalefeti ikna edici bulmamaktadır. Bu millet artık Deniz’den bıkmıştır. Devlet’i değil milleti görmek istemektedir. Saadeti Ak Parti’nin içinde aramaktadır. Ak Parti’ye de adaletten uzaklaşma, kalkınmayı millet için kullan demektedir. Dürüstlüğün meziyet haline geldiği bu zamanda siyasetçilerin öz eleştiri yapmalarının çok gerekli olduğu mesajını vermiştir. “Benim örflerimle uğraşma. Ben Avrupa Birliğine girmeye çalışırım. Ama Avrupalı olmam. Aslında Asyalı’da olmam. Ben illa bir şey olmam gerekiyorsa Anadolu coğrafyasında kendim gibi olurum.” demiştir.
“Suni davranışları bırak bir şeye karşı isen bunu dosdoğru göster. Bana şirin görünmek için inanmadığın şeyleri sergileme, olduğun gibi görün, göründüğün gibi ol.” mesajı vermiştir.
Artık krallar, efsaneler devride bitmiştir. Herkesin bir siyasi ömrü vardır. Önemli olan her şeyi tadında bırakmaktır. Bir lezzetli yemeği ölçülü yerseniz tadı ağzınızda kalır. Şayet çok kaçırırsanız zevkiniz sancıya döner. Milletin mesajı hiçte dolambaçlı bir mesaj değildir. Açık, sade ve nettir. Herkese “aklınızı başınıza toplayın. Bana da çok fazla güvenmeyin. Ben çantada keklik değilim. Ziyaretlerinizde size misafirperverlik gösteririm. Sizin yaptığınız gibi ben de mavi boncuk dağıtırım. Fakat zamanı geldiğinde herkese gereken dersi veririm.” mesajı vermiştir.
Bu memlekette seçim sistemi değişmedikçe sağlıklı netice alınamaz. Seçim harcamaları kontrol altına alınmadıkça hırsızlık olaylarının önü alınamaz.
İsraf ölçüsünü dahi aşan seçim masrafları bir yıl müddetçe ülkenin bütün fakirlerini doyuracak boyutlardadır.
Biri çıksa da “Ben bu seçimde harcama yapmayacağım. Seçim için ayırdığım şu miktarı fakir fukaraya dağıtıyorum” dese oyum kesinlikle onundur.
Ayrıca görülen odur ki, seçim kazanmanın bedeli çok iş yapmak değildir. Millet işi bürokratların yaptığını, Başkanın yatırımları yönlendirici olduğunu biliyor. Para oldukça, bürokrat ve memur çalıştıkça işler oluyor.
Siyasetçinin işi gönül kazanmaktır. Hayır kelimesini bile üslubunca söylemektir.
Kinlerle, takıntılarla, egolarla belediyecilik yapmamaktadır. Geçmişteki küslükleri unutmaktır. İnsanlara kendisine oy verip vermediğini sorgulamamaktır. Onlara partisine göre davranmamaktır. Hele hele mikro milliyetçilikten kesinlikle uzak durmaktır.
Ekim zamanı toprağa diken ekip, hasat zamanı gül devşirmeyi ummamaktır.
Liderlerin kötülüğü unutmak zorunda olduğunu, seçmenin ise hiçbir şeyi asla unutmadığını akıldan çıkarmamaktır.
Aksini yapan “Halbuki ben çok çalışmıştım. Nasıl oldu da beni aday göstermediler, bir türlü inanamıyorum.” diyerek ömrünü geçirir.
Nasrettin Hoca gibi testiyi baştan kırayım da, yılların tecrübesi ile elde edilmiş bu sözlerim belki rehber olur.
Gerçekten samimi olarak hizmete soyunmuş, bütün siyasetçileri kutluyorum. “İNŞALLAH işiniz kolay olurda muvaffak olursunuz.” diye dua ediyorum.
Yamukluk yapacak olanlara da ” şimdiden iki elim yakanızdan düşmesin.” diyorum.
Saygılarımla.