Yapı Stoğumuzun Depreme Dayanıklılık Testlerinin Yapılması Zorunludur

113

Dünyanın
gelişmiş bütün teknolojilerine rağmen
depremlerin nerede, ne zaman ve hangi şiddetle gerçekleşeceğini önceden kesin
olarak belirleyen bir sistem henüz
bulunmamaktadır. Türkiye bir
deprem ülkesidir. Kentlerimiz sık sık
depremlere maruz kalmakta ve birçok can ve mal kayıplarına uğramaktadır. Yeni
yapılacak binalarla ilgili güvenli
bina yapmak konusunda yeterli bir bilgi ve donanıma sahip bir ülkeyiz. Ancak eski binaların depreme
dayanıklılığıyla ilgili ülke çapında
yeterli bir bilgi maalesef yoktur. Depremler vurduğu kentlerde zayıf binaları
ayıklamaktadır. İnsan ve mal kayıpları süregelmektedir.
Kamu otoritelerinin bugüne kadar ülke çapında bir çalışması
olmamıştır.

Türkiye 17
Ağustos 1999 Gölcük
depremiyle çok büyük acı yaşamıştır. Resmi
rakamlarla 18 393 kişi ölmüş,
48 901 kişi yaralanmış, 133 683 bina çökmüş
ve yaklaşık 600 000 kişi evsiz kalmıştır. Türkiye
yapı stoğunun % 70e
yakınının 1999 depreminden önce yapılan yapılardan oluştuğu, İstanbulda ise yapı stoğunun % 75inin (yaklaşık 3,1 milyon
konut) 2000 yılından önce yapıldığı bilinmektedir. İlk en kapsamlı deprem yönetmeliğinin
1998 yılında çıkartıldığı, o tarihlerde hazır beton kullanımının yaygın
olmadığı ve yapılarda deniz kumunun kullanıldığı bilinen bir gerçektir. İBBye bağlı İPA ( İstanbul
Planlama Ajansı )nın
yaptığı deprem senaryosunda olası bir İstanbul depreminde hasar alması muhtemel
bina sayısının 86 400den fazla
olacağı açıklanmıştır. Tüm kentler
için benzer bir tehlike ülkemizi
maalesef tehdit etmektedir. Yapılması gereken iş ülke çapında yapı stoğumuzun depreme dayanıklılık
testlerinin ivedi bir şekilde yapılmasıdır.

ÖNERİLER:

1–   
Afet Bakanlığı
nın Kurulması

Deprem ve diğer afetlerle (tsunami, heyelan, sel, çığ vb)
ilgili bir Afet Bakanlığının
ivedi bir şekilde kurulması büyük önem arz etmektedir. Bu
bakanlık planlama, önleme, zararları azaltma, yatırım ve koordinasyon gibi görevleri
üstlenmelidir.

2-    BAĞIMSIZ UZMAN KURULUŞLAR OLUŞTURULARAK
DEPREM TESTLERİNİN YAPILMASI

Basitçe Türkiyede iki tip bina var. Birinci
tipte ruhsatlı ve iskanlı binalar (1999 depremi öncesi ve sonrası yapılar),
ikinci tipte ise ruhsatsız binalar (imar aflı ve imar affına başvurmayanlar
dahil) yer almaktadır.

 

Türkiye
deprem tehlike haritası 18 Mart 2018de
Resmi Gazetede
yayınlanmış, 1 ocak 2019da yürürlüğe
girmiştir. Bir planlama yapılarak ve 1. Derece deprem bölgelerinden başlayarak
(İstanbul başta olmak üzere)
sonrasında 2., 3., 4., 5. Bölgelere yaygınlaştırılarak tüm Türkiyede gerçekleşecek şekilde:

Öncelikle 1999 depremi öncesi yapılan tüm binalar (ki riskli binaların büyük
bir kısmı bunların içindedir) hasar durumuna bakılmaksızın deprem güvenlik testlerine tabi
tutulmalıdır. Bu testler kurulacak olan BAĞIMSIZ UZMAN KURULUŞLAR ( Araç
muayene istasyonlarınkine benzer) tarafından kamu tarafından belirlenecek
kriterlere  bağlı kalarak yapılmalıdır. Bu testlerin finansmanı, Afet
Bakanlığınca veya Çevre,
Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca
oluşturulacak fonlardan sağlanıp vatandaşa ek yük getirilmemelidir.

3-    TEST SONUÇLARINA GÖRE BİNALARIN
SINIFLANDIRILMASI

Yapılacak testlerde üç
ana sınıf belirlenecektir.

3.1. Deprem Güvenli
Binalar: Sıfır ölüm
hedeflenerek yapılan testlerde güvenli
görülen binalara GÜVENLİ YAPI
SERTİFİKASI verilmelidir. Bu sertifika tüm
yapıların alım satımlarında, devirlerinde veya kiralanmalarında zorunlu olarak
aranmalıdır.

3.2. Güçlendirilecek
Binalar: Yapılan testlerde güçlendirilmesi
gereken binalar uzun vadeli düşük ödemeli kaynaklar
oluşturularak güçlendirilmesi
sağlanmalıdır.  Güçlendirilmesi
tamamlanan binalara da güvenli yapı
sertifikası verilmelidir.

3.3. Deprem Güvensiz
Binalar: Bu binaların derhal boşaltılması sağlanmalı, yıkımı ve sonrası süreçlerle ilgili yasal düzenlemeler yapılmalıdır,
ancak en az mevcut yapının aynı imar hakkı verilerek dönüşümü teşvik edilmelidir.

Yıkılıp yeniden yapılacak ve ya güçlendirilecek binalarla ilgili dönüşümü teşvik edecek uzun vadeli
geri ödemeli finansman modelleri geliştirilmeli, şu an yürürlüğe girmiş olan sosyal konut
projesi riskli yapılar öncelenerek gerçekleştirilmelidir. Tüm bu çalışmalar bakanlık koordinasyonunda yerel yönetimlerle
iş birliği içinde zamanlaması planlanmış ve yasal alt yapısı oluşturulmuş bir
şekilde yapılmalıdır.

4-    Mevcut
Yapıların Muayenesi

Ülkemizde bina asansörlerinin muayenesi zorunlu. Kırmızı
etiket alan asansör kullanıma kapatılıyor. Isı yalıtımı ile ilgili Enerji
Kimlik Belgesi artık zorunlu olarak isteniyor. Ancak binanın kendisi iskan
aldıktan sonra bir daha denetlenmiyor. Zaman içinde taşıyıcı sisteme kolon
keserek ve ya farklı bir şekilde zarar verilebiliyor, ya da taşıyıcı sistem
doğal nedenlerden zayıflayabiliyor. Bu nedenlerle binaların yine aynı uzman
kuruluşlar tarafından (örneğin 5 yılda bir defa) muayene edilmesi sağlanabilir
böylelikle tüm yapı stoğumuz
depremsellik yönüyle
denetlenmiş olacaktır.

 

Alıntı: M.Zekeriya Özak -Yüksek
Mimar