Menfi Batı

100

Yattığı yerden kaldırmış da ak başını ecdat

Der anlayana üstündeki gaflet şalını at

Nasıl bir devlet olduk meçhule giderek biz

Yıllar var ki diyemiyoruz artık galibiz

 

Yetmedi mi tarihte okuduğun bunca sayısız ihanet

Ders almazsan fecî akıbet sandığın gibi değil kehanet

Batı’nın ipiyle kuyuya inmeye kalkmak tam bir gaflet

Menfaatinin bittiği yerde olur sana tam bir illet

 

Batı için güya söz vermek kendine bağlama âleti

Ödetir sana “Sözünde dur!” deyince gereken diyeti

Hem demiyor mu Şanlı Peygamber mealen ta ötelerden

“Müslüman iki kere aldanmaz.” kalk artık düştüğün yerden

 

“Bizi bitirmeyi amaçlayan bir Amerikan projesi!” var

Gönül İkinci Abdülhamit gibi bir siyasî dehayı arar

Tarihte mazlum olduğu gibi bu azîz ve mübarek millet

Yine boyun eğdirmeyecek zorbaya İlâhî kabiliyet

 

Geçmişin ruhlarından oluşan bir şahs-ı mânevî eli

Sayesinde mânen emin ellerde Türk Milleti Türk Eli

Türk Osmanlı’nın varlığına son vermek için Balkanlarda

Yunan Bulgar Sırb ve Karadağ kol kola oldular ardarda

 

Yüz yıl önce de vardı Balkan Savaşları denen büyük sorun

Türk soykırımı yapılmıştı ayırdetmeden baba ve torun

“Bu işin vebali var!” der yazarlardan biri ustaca

Usta dur hele alma savaşı göze at topu taca

 

Türkiyeyi bölüp parçalamak isterken çakallar

Fırsatı kaçırırlar mı sanırsın nerde akıllar

NATO üyesiyim falan diyerek hiç avunma boş yere

Kritik anda yalnız bırakır akar kanın son derece

 

“El-va’dü ke’d-deyn.” hükmü Batı’ca külliyyen meçhul

Menfî Batı’ya etme itimad zinhar olma kul

NATO’nun ipiyle asla inilmez kuyuya aman aldanma

Türkiyenin yararını asla düşünmez Bozuk Batı kanma

 

Güvenerek NATO’ya MATO’ya atma adım sakın

İki el bir baş için yanma narına başkasının

Olunmuyor dostum ah bir türlü devlet gibi devlet

Gerektiğinde yapmayınca savlet üstüne savlet

 

Korkma mazinde ve arkanda var sayısız şüheda

Yakışmıyor sana haksızlık karşısında bu eda

Basiretle bak aklınla et hareket ve yılma sakın

Doğacaktır sana Hakkın vadettiği çünkü bu hakkın

 

 

Önceki İçerikHürriyet ve Türkiye Türklerindir
Sonraki İçerikVatan, Anavatan Sevgisi
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.