Türk Gençliğine Sesleniyorum!

47

Ey Türk Gençliği! Üniversite mezunları ve genç üniversiteliler.

Edebiyat, Hukuk, Fen, Ziraatçı, Doktor, Hâkim, Kaymakam, Mimar, Mühendis, Veteriner, Kimyager, Bilgisayarcı, Ressam ve Müzisyenler. Türk münevveri, aydın gençler. Sizlere sesleniyorum. Neredesiniz? Hangi vilayet, hangi ilçe ve hangi köydesiniz?

Hangi iş başında ve ne ile meşgulsünüz? Meslek sahipleri, müdürler, öğretmenler, vazifeniz, günlük işlerinizi yapmak, midenizi doyurmak, gününüzü hoş geçirmekten ibaret değildir. Sadece kendi mesleğinizde çalışmakla yetinemezsiniz. Bu memleketin büyük adama ihtiyacı vardır.

Türk vatanını ve Türk milletini kurtarmak için babalarımız, dedelerimiz birleştiler. Kendilerine bir baş seçtiler. O baş Mustafa Kemal Atatürk idi. Vatanı kurtardılar ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdular. Onların topla, tüfekle yaptığını sizler kafalarınızla yapacaksınız bunun için bulacağınız başın çok büyük olması lazımdır.

Gençler, İstiklal harbini onlar kazandı. İktisat ve İstikbal harbini sizler kazanacaksınız. Milletin ümidi sizdedir. Memleketin maddi buhranlarına eklenen manevi buhran ve bu buhranın en dikkat çekicisi büyük adam yokluğu milleti tedirgin etmektedir.

Gençler, bazı gazetelerin sizleri methetmesine bakmayın. İki miting üç hitabe bu milleti kandırıp kurtaramaz. Bu millet, iş istiyor. Büyük adam bekliyor. Ucuz şöhret sevdasından vazgeçin. Kendinizi yetiştirmeye çalışın. Gazetelerin hakkınızdaki “kötü insan” hükmünden değil “iyi insan” hükmünden korkun.

Bugün büyük olarak gördükleriniz, hakkınızda sarf ettikleri sözlerin değerlendirilmesini yaptığınız zaman hakkınızdaki düşüncelerini daha iyi anlarsınız.

“Gençler, neme lazımcı bir zihniyetle yetişiyor.” Diyorlar. Bu ithamlar ne zamana kadar devam edecektir? Padişahlar devrinde veraseten babadan oğula geçen devlet yönetimini istiklal harbi kahramanlarının gölgesine sığınıp gelenlerin aynı tarz üzere bir müktesep hak olarak sömürülmesinden kurtarılması ne zaman mümkün olacaktır?

Gençler, siyaset çemberi içinde geçmiş, aktif görünen fakat gününü kendi hesabına hoş geçirmeden başka bir şey düşünmeyen şahsiyetlerle teşrik-i mesai etmek değil, onlar karşısında yer almak ve biz sizden daha iyi bu milleti kalkındırabilecek bilgi birikimine sahibiz diyebilecek vaziyette bulunmalısınız. Asil milletimiz, sizleri bu şekilde görmek istiyor.

Gençler, millet sizi bekliyor. Yıllarca beklediği gibi, daha yıllarca bekleyemez. Bütün mesuliyet sizin omuzlarınıza yüklenmiştir. Bunun için Türkiye’nin Başkentinden sınır boylarına kadar kuracağınız bir çatı, açacağınız bir çadır, bu millete dünya çapında büyük adam yetiştirebilir. Sizin milletimizin tarihine, asaletine, zekasına ve kabiliyetine inanıyoruz. Yeter ki sizlere yetki verilsin.

Şu yuvarlak dünyada, yuvarlak topa verdiğin ehemmiyeti, ilim ve fikir meselelerine vermedikçe büyük adam olamazsın.

Ezbere bildiğin bir artist hayatı kadar Türkiye’nin meselelerini bilemezsen diskotek gençliği olursun. Böyle olunca da at ahırındaki eşekler gibi ezilmeden kurtulamazsın.

Genç adam, kalabalıkların modalaşmış yoluna düşme, yol kalabalıkların yönü değil, hakikatin istikametidir. İstanbul’a dön ve kabalıkları döndür. Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.