Tarkan’ın gündemi
belirleyen “Geççek” şarkısının mesajı kime tartışmasına girmeden
önce başka bir şarkının hikayesini anlatmak istiyorum.
Bu hikâyeyi
Türk Sanat Müziğinin yaşayan en büyük bestekarlarından Amir Ateş Hoca’nın
kendisinden dinledim. Hikâye “yüzyılın bestelerinden” diye anılan “Bir
kızıl goncaya benzer dudağın/ Açılan tek gülüsün sen bu bağın” şarkısına
ait.
Amir Ateş çok yakını
olan bir ailenin yanında misafirdir. Ailenin 7-8 yaşlarında Mehmet adında bir
çocukları vardır. Çocuğun anne babası mutfakta meşgul iken Amir Hoca çocukla
oynamış, bir süre O’nu avutmak ve uyutmak için odada olan piyanonun başına
geçmiş. O sırada ilk musiki hocalarından Sabahattin Volkan’ın kızı tarafından kendisine
verilmiş olan şiir de yanındadır. Çocuğun uykudaki hali ve şiir o muhteşem
bestenin ilhamını verir. Çok kısa sürede beste ortaya çıkar.
Beste
kısa bir zaman içinde TRT Radyosunda yayımlanır ve herkesin severek dinlediği
meşhur bir şarkı olur. O sıralarda yurtdışından arayan bir Hanımefendi kendisinin
şarkının şiirini (güfteyi) yazan Melek Hiç’in yakın dostu olduğunu
söyler. “Melek Hiç bu şiiri Hz. Peygamber’i düşünerek ve O’na olan
muhabbeti ile yazdığını bana söylemişti” der.
Oysaki bu güzel
şiire giydirilmiş muhteşem besteyi dinlerken veya okurken bizler kendi
eşimizi veya sevgilimizi düşünürüz. Melek Hiç gibi Hz. Peygamber
sevgisi veya Amir Ateş gibi küçük bir çocuğun masumiyeti ve güzelliği
aklımıza bile gelmez. Az da olsa bunları düşünerek şarkıyı dinleyen veya
söyleyenler de elbette olabilir.
Ama hiç
kimse “benim anladığım doğru, sen yanlış anlam çıkardın” diyemez, dememelidir.
Çünkü şiirler, şarkılar ve diğer sanat
eserleri soyut anlamlar ihtiva eder. Çoğu zaman bizler içinde
yaşadığımız olaylardan bizi en çok etkileyenlerle ilişki kurarak bu anlamlardan
birini benimseriz. Kişilerin kültür seviyesi, dünya görüşü, yetişme tarzı gibi
çeşitli sebepler de farklı algılamaların sebebi olabilir.
****
Tarkan’ın “Geççek” şarkısı sosyal
medyada bir günde 50 milyondan fazla izlenmiş. Şarkı umut aşılayan,
çekilen sıkıntıların sona ereceğini müjdeleyen sözleri ve keyifli bestesi ile
hafızalarda yer etti.
Geççek geççek elbet bu da geççek /Gör bak
umudun gününü gün etçek
Gitçek
gitçek geldiği gibi gitçek / Her şeyin sonu var bu çile de bitçek
Oh oh
zilleri takıp oynıycaz o zaman / O çiçekten günler çok yakın inan
Tarkan
bu şarkıyı korona dönemindeki sıkıntıları düşünerek yazdığını söylemiş. Elbette
eserin sahibinin beyanı esastır.
Ama
halkın algısının aynı olmadığı da açıktır. Lehe ve aleyhe yorum yapan
siyasiler, yandaş ve muhalif medyadaki yorumlardan anlıyoruz ki toplumsal
algı siyasidir. Kimsenin de bu algı yanlıştır deme hakkı yoktur.
*****************************
Tam Zamanıydı
20
senelik AKP iktidarının sonunda geldiğimiz yer şu: Gittikçe kötüleşen ekonomi, çökmüş
bir adalet sistemi, niteliksiz insan yetiştirme düzeni ile geleceğe dair
ümitlerin karardığı bir toplum.
On sene önce 12.500 Dolar olan Kişi Başı Milli Gelir 8.000 Doların
altına düştü. GSYH’da
Dünya sıralamasındaki yerimiz 17. Sıradan 21. Sıraya geriledi. Dünyada en
fazla değer kaybı yaşayan paralardan biri Türk Lirası.
Sonuçta
derin bir yoksullaşma süreci. Ödenemeyen elektrik ve doğalgaz faturaları.
Halk Ekmek ve TMO’de ucuz yağ için soğuk havada yüzlerce metrelik kuyruklar.
Tane ile alınan domates, kabak ve patlıcanlar.
Orta
öğretimden gelen öğrenciler en düşük barajda bile takıldığı için, Üniversite
girişte barajlar kaldırıldı. Böylece özel üniversiteler öğrenci
bulabilecek, bu yaş grubundaki işsizlik rakamlarını düşmüş gibi gösterilecek.
Ama sorun 4 sene sonrasına birikecek.
Gençlerin dörtte üçü yurtdışına gitmek istiyor ama kalma sebepleri
niteliksiz olmaları.
Böyle
bir durumda kararan ufkumuzu aydınlatan bir ışık yok gibi idi. AKP girdiği
her seçimi kazandığından toplumda bir “öğrenilmiş çaresizlik” vardı.
Ancak
son dönemde Tek Adam yönetiminin yarattığı sorunlar anlaşıldı. Halkın
farkındalığı arttı. Millet İttifakı genişliyor. 6 partili muhalefet temel
ilkelerde birlikte hareket etme iradesi bu yönetimin yarattığı karanlık
tünelden çıkış umudu yarattı.
İşte Tarkan’ın şarkısı tam da bu zamana denk geldi. Bu umutları besleyen, güzel günleri hayal
ettiren ve yaşama sevinci veren sözleri ile sosyal değişime ivme kazandırdı.
*****************************
Siyasi Maksatla Yazılsa Da Suç Değil
AKP Tarkan’ın
“Geççek” şarkısından korktu. Bu şarkının iktidara karşı yazıldığını söylüyorlar
ama ne tür tepki göstereceklerini bilemiyorlar.
Çünkü “Sezen
Aksu’nun dilini koparma” söyleminin kendilerine zarar verdiğini görüp, “sözlerimiz
Sezen Aksu’ya değildi” demek zorunda kalalı çok olmadı.
Sanat ve sanatçıyla cebelleşmenin iktidarlara yaramadığını öğrenmeye
başladılar.
Siyasi maksatla da yazılsa şarkının sözlerinde bir suç unsuru yok. İçinde bulunduğumuz sıkıntılı durumların sona
ermesi gerektiğini söylemek, bu sıkıntıların biteceğini müjdelemek niye suç
olsun ki? Hatta açıkça iktidarın değişimi talep edilse bile bu demokratik bir
talep olarak değerlendirilmesi gerekir.
AKP
yapabiliyorsa, “kalcak” mesajı veren şarkılar yaptırabilir. Halk
hangisini severse onu dinler.
Ancak 20
yıllık AKP iktidarı sanat alanında da öyle kurak bir iklim yarattı ki, sadece
şiir ve müzik alanında değil, sanatın bütün dallarında “sanatçı”
yetiştiremiyor. Çünkü sanat ve bilim sadece özgür düşüncenin olduğu atmosferde
gelişir.
Siyasal İslamcıların sanat diye bir derdi de kalmadı.
Onlar “biat
et rahat et” ilkesi ile gönülleri rahat bir şekilde “su akarken küpünü
doldurmakla” meşguller.