Reyhanlı ve Çaresizlik

65

 

Reyhanlı saldırısının ardından Türk Milleti’nin hükümeti suçlayıp istifaya çağırmasından ürken AKP Hükümeti, çareyi MHP’den yardım istemekte bulması manidardır. Olayların yatışması için MHP’nin yardımını isteyen AKP Hükümeti, bugüne kadar MHP’nin uyarılarını dinleyip gereken önlemleri alsaydı zaten olaylar buraya kadar gelmezdi.

NNe Mutlu Türk’üm Diyene! Diyen Atatürk’ü ve kurduğu Cumhuriyeti yok etmek için sürekli çalışanlar,bugün sınırlarımızı yolgeçen hanına çevirdiler. Vatandaşlar silahlı arabaları görüyor ve şikayet ediyorlar,ancak hiç bir işlem yapılmıyor diyorlar. Çünkü devlet erkanı sınırdan girip çıkan muhaliflere dokunmayın emri aldık diyorlar. Kim giriyor,kim çıkıyor belli olmayan sınırımızın pabucu dama atılınca,elin oğlu da istediği yerde bombasını patlatıyor işte…

ŞŞimdi bu gelişmelere isyan eden halkın, AKP istifa bağırış ve yürüyüşlerini dahi medyada görememek , Türkiye’de demokrasi ne durumda,sözde özgür medya ne durumda olduğu hakkında bize önemli fikirler vermektedir.

MMHP’nin Bursa ve İzmir mitinglerinde MHP’lilerin haricinde bayrağını kapan bu mitinglere koşmuştu. Özellikle İzmir tamamen kırmızı beyaza bürünmüştü. Ancak gelgörki birilerinin uşaklığını yapanlar bu muhteşem görüntüleri ekranlarında hiç vermemişti.

Şimdi sırada ADANA mitingi var,eminim onuda hükümetin etkisi ile vermeyeceklerdir. Türk Milleti neler oluyor? Sorusunun cevabını öğrenmesin diye,işitme ve görme duyu organları dumura uğratılıyor. Halk neyin ne olduğunu anlamalı artık.

ABD,pkk,İsrail,Suriye’deki muhalif güçler bunların hangisi Türk Milleti’nin hayrına çalışır. İktidara oy veren herkes, AKP’nin kimlerle DANS ettiğini anlaması lazım.Arap kökenli vatandaşlarımız kimin hatırı için AKP’ye oy verdiğini herkes bilir. AKP,Reyhanlı’da bu vatandaşlarımızın da oyunu alarak belediye başkanlığını kazanmıştı. Şimdi ortaya çıkan birliktelikleri,olayları bu halk iyi değerlendirmesi lazım.

AKP istifa diyen halk, AKP’ye niçin oy verilmemesi gerektiğini,artık o bölgede huzur olmayacağını,pkk Kuzey Suriye’de yerleştiği müddetçe, halkın rahat yüzü görmeyeceğini insanımızın anlaması lazımdır. Analar ağlamasın derken,patlamaların olduğu yerde ellerini kaldırarak feveran eden ananın yakarışını, bu yakarışın içimize kurşun gibi işlemesini hissetmemek mümkün değil…

PKK ile yapılan anlaşmalar ne derece doğrudur, onu zaman gösterecek.Bu kanlı örgüte ne derecede güvendiler onu bilemiyoruz ve de teslimiyetçiliği de anlamış değiliz. Bu ortamda bu hainler boş duracaklar mı? İnanmak için elbette saf olunması lazım.Tüm bunların sorumlusu yanlış politikalar uygulayan hükümettir,diye düşünüyoruz.

MHP Hatay Milletvekili Şefik Çirkin, Reyhanlı halkının yatıştırılması konusunda devletin bizden ricası oldu. “Bu zaten bizim de görevimiz” dedi. Gün boyu Reyhanlı’da taziye ziyaretlerinde bulunan Çirkin, AKŞAM’a yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Gün birlik beraberlik içinde olma günüdür. Düşmanları sevindirmenin âlemi yok. Reyhanlı’mız zaten büyük bir acıyla sarsıldı. Bir de ‘kalkışma’ denebilecek bir olayla anılmaması gerekir. Ziyaretlerimizde, önce yasımızı tutmamız gerektiğini söylüyoruz. Bu işi yapanların amaçlarına ulaşmaması gerektiğini dile getiriyoruz. Böyle bir olayın üzerinden siyaset yapmak, siyaset üretmek son derece yanlıştır.”

“Hayır sulhtadır” diyerek Kur’an’ı da istismar edenleri, Suriye’nin ayetle hadisle cehenneme çevrilmesine çanak tutanları insanlık affetmeyecektir.

Suriye ve Reyhanlı’da onca insanın ölmesinin fotoğraf karesi, birilerinin “analar ağlamasın” kredisinin bittiğini gösteriyor. Yayın yasağının başladığı saatlerde sosyal medyada, Başbakan’ın güney politikasında “eşi hanımefendilerinin kökeni ne derecede etkili olduğu” bile merak ediliyor. Başbakan ektiğini biçiyor.Seçmen artık yıllarca,CUMHURİYETİN değil, etnik kökene ve mezhebe göre düşünme ve karar vermenin ülkeye hayır getirmeyeceğini görüyor.

Bu durum, tabii ki Türk Milletinin gönüllerde birliğini isteyen parlamentodaki “tek gönülden ”NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!” diyebilen lider olarak Devlet Bahçeli’yi öne çıkarıyor ve gündeme taşıyor. Onun içindirki birileri Devlet Bey’e bu sıralar sürekli saldırıyor. Ancak sıkışıncada Reyhanlı’da olduğu gibi yardım istiyorlar!!!

Gözlerimizi güneye çeviriyoruz,hükümetin Suriye’de hangi marjinal gruplarla işbirliği yaptığını gördükçe gözlerimiz parlıyor, aklımız şaşıyor. PKK, PYD, El-Kaide, İhvan, Nusra, Vehhabiler, Selefiler, yol kesenler, kafa koparanlar, kırk haramiler…

Hepsi orda…

Hatta İsrail’i dövmeye “caht ederek” güneye doğru “sıyırmış” bir grup Selefi Çeçen’in, Halep yakınlarında bir köye konuşlanarak, hilafet kılıcı kaldırıp, “alayına gider yaptığı” da gelen haberler arasında…Tüm bu örgütlerin olduğu ve müsamaha gördükleri bir ortamda geleceğin daha iyi ve huzurlu olmasını beklemek saflıktan başka birşey olmasa gerek…

Tüm bu gelişmeler yaşanırken, ister beğenin ister beğenmeyin,tüm olacakları Devlet Bey önceden görmüş,ayan beyan ifade etmiş,hükümeti bu bölgede kötü şeyler olabilir,tedbir alınmalıdır,diye uyarmıştır. Bazı köşe yazarları ve yakın tanıdığımız güncel yazılar yazan arkadaşlar gibi,yönetim ergi de, MHP’nin,Devlet Bey’in uyarılarını hafife almış olmaları,aman Bahçeli konuşuyor işte, ırkçı söylemler,boş verin deyip kaale almamaları hiç de iyi olmamıştır.

Ama Türk Milliyetçiliğini ayaklar altına alanların, Türk İslam Ülkücülerinin ırkçılık yaptığını her platformda söyledikten sonra, iftiralar atanlar MHP’den REYHANLI da yardım dilenmesi,çaresizlik değil midir acaba?