Nöbet Bizde

109

Mehmet Ali Aybar (TİP ESKİ GENEL BAŞKANI)  hayalindeki halk hareketlerini piramitin yapısına benzetirdi tabandan tavana doğru yükseldikçe daralan bir hareket. Bu arada daha önce yaşanılan olayları da örnek gösterirdi. Mesela Kızıl Çin’de köylü ayaklanması , Sovyet Rusya da işçi devrimi ve Komünizm’in yapılanmasını değerlendirerek hiç bir zaman tepeden inmeci, genellikle diktayla gelen askeri   hareketleri (piramidin tepesinden gelen) tasvip  etmemiştir.

Günümüz de yaşayarak gördüğümüz şu DOMİNO HAREREKETli ülkelere bir göz atacak olursak; evet hareket sözde  tabandan başlamıştır ama ayaklanma esnasında Mısırlı üst düzey komutanlar ABD de abileri’nden dersler alıyorlardı. Ne zamanki başkaldırı olgunlaştı ( ! ) döndüler ve yönetime el koydular.

Yukarıda örneklerini verdiğimiz ülkelerde geçmişte yaşanan ve günümüzde de devam eden halk ayaklanmalarından yola çıkacak olursak burada Türkiye‘nin önünde ki varacağı noktaların analizini daha kolay yapabiliriz. Denilebilir ki Türkiye’de bir ayaklanma mı var da yorum yapalım? Belki yok ama ülkemizde o kadar hızlı bir değişim ve dönüşüm yaşanıyor ki ayak uydurabilene aşkolsun..

Evet Türkiye’de Aybar  ölçekli bir hareket yaşanmaz ama bu günkü sürecin de böyle gideceğini düşünmek biraz fazla saflık olacağını tahmin ediyorum.

Silivri’de  sanki mahkumlardan oluşan bir ordu kuruluyor. Bu ordunun içinde erat‘ından tutunda orgeneral’ine kadar hepsi mevcut.

Buradan yola çıkacak olursak şunu üzerine basa, basa iddia ediyorum ‘ki Türkiye’de bir harekat başlayacak ve bu ayaklanmanın başlangıcını kadınlar ve çocuklar oluşturacak  ve bu hareket tarihi bir ilki başlatacak… Öyle ya Silivri Ordu’sunda tutuklu subay sayısı kadar birde onların eşleri var. İşte bu subay eşleri; harekatın fitilini ateşlediler bile. NÖBET BİZDE(!)

Önce Silivri Tutukevi’nin önünde, sonra Beşiktaş Adliyesinde ve en son olarak ta Anıtkabir yürüyüşü.

Ortadoğu’nun kaynayan kazanının tam merkezinde bulunan Türkiye  kurtlar sofrasının etrafındakilerin iştahını kabartıyor. Bu yüzden dört tarafı yangın yerine dönen vatanımızın etrafında olup bitenlerden etkilenmemesi doğrusunu isterseniz kaçınılmaz gözüküyor. Kaldı ki yukarıda da değindiğimiz gibi neredeyse bir Silivri Ordusu kurulmuşken, komutan eşleri kıvılcımı çakmışken.

Ayrıca şunu da gözden kaçırmamamız gerekiyor ki şu an için hükümetle PKK bir yere kadar anlaşmış gözüküyor, anlaşmanın amacı ise terörden besleniyor bahanesiyle MHP’nin oy oranını düşürmek. Zira  şu görüşü sürekli yayıyorlar ki terör olayları artarsa MHP’nin oyları da artar işte bundan korkuyorlar. Diyelim ki MHP’nin oyları arttı işte bu durum ne iktidar partisinin işine gelir, ne küresel güçlerin ve ne de PKK’nın. İstedikleri seçimlere kadar ateşkes ilan etmek ve seçimlerden sonra da PKK ve Abdullah Öcalan istekleri doğrultusunda  bir anayasa hazırlamak. Tabii ki görünürdeki tablo böyle. Fakat hiç bir zaman unutulmamalı herkesin bir hesabı varsa Allah’ın da hesabı var.

Sözlerimi bitirirken bir daha vurgulamak isterim ki bundan sonra şu cümleyi sık, sık telaffuz etmeye alışacağız: PAROLA: NÖBET BİZDE KOMUTANIM (!)”