İsyanlar, Gençlik, Teknoloji ve BOP

70

Hürriyet Gazetesinde Ertuğrul Özkök, Time dergisinden alıntı yaparak, yazdı (26.02.2011). Tunus’ta başlayıp, Mısır, Yemen, Bahreyn ve nihayet Libya’da devam eden “halk hareketlerini” başlatan bir rapçi gencin yazdığı şarkıymış.

“Artık korkusuzca konuşuyorum / Biliyorum başım belaya girecek / Ama her yanda adaletsizlikler görüyorum”

Bu şarkı Arap dünyasını kasıp kavurmakta imiş. Time dergisi Arap dünyasındaki bu büyük başkaldırıyı “gençlik” ve “teknoloji” ile açıklamış. El General isimli gencin yazdığı bu şarkı, 30-40 yıllık diktatörlerin kurduğu korku rejimlerinin ordu, polis, istihbarat teşkilatlarından daha etkili olabiliyormuş. Fareed Zakaria ayaklanmaların hepsinde 30 yaşın altındaki genç nüfusun çoğunlukta olmasına dikkat çekiyormuş.

Şimdi aşağıdaki bölümleri de okuyarak lütfen birlikte düşününüz.

*****

Gençlerimiz Muhafazakârlaşıyor mu?” başlıklı yazıma, bilgisayar öğretmeni Yunus Özen kardeşim geri bildirimde bulundu. Gençleri iyi tanıdığı için sözleri dikkate alınmalı. Yunus Özen “Y Kuşağını Anlamak”  adlı yazısını da hatırlatarak bazı bilgiler verdi:

Bilgi ve iletişim teknolojilerinde büyük değişikliklerin yaşandığı 1980 – 2000 döneminde doğan kuşağa “y kuşağı” adı veriliyor.  Y kuşağı fertlerinin en belirgin özellikleri özgürlüklerine düşkün olmaları, teknoloji bağımlılığı, otoriteye meydan okumaları, rahatı ve eğlenceyi sevmeleri, bir de sabırsız olmalarıdır.

TÜİK verilerine göre Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde otuzunu “y kuşağı” oluşturuyor. En genci 10, en yaşlısı 30 yaşında. İlköğretimin ikinci kademesindeki öğrenciler, lise ve üniversite öğrencileri, y kuşağına ait. Bir kısmı kendi işini kurmaya çalışıyor, bir kısmı da çalışan olarak iş dünyasına giriş yaptı.

Şu anda “y kuşağı” gençlerinin söz sahibi olma, toplumda roller üstlenme zamanı. (en büyükleri 30 yaşında).

Bunlar geleneksel olan her şeye isyan etmeyi seviyorlar. Fark edilmek de istiyorlar.

Popçu-topçu grubunu örnek alma olayı küçük yaşlarda oluyor. Gençler asla Bill Gates vb ünlüleri örnek almıyorlar. Sabırsızlar, çok çalışmayı sevmiyorlar.

Yokluk ve imkânsızlıklarla büyümüş, teknolojiyi kullanmakta tereddüt yaşayan, toplumsal duyarlılıkları yüksek, otoriteye saygılı ve kanaatkâr bir kuşağın çocuklarından bahsediyorum. “Ben bulamadım, çocuğum mahrum olmasın. Ben çektim, çocuğum çekmesin” gibi motivasyonlarla el bebek gül bebek büyütülmüş, her istedikleri yapılmış bir kuşak, y kuşağı.

Daha önceki kuşaklara göre daha narsist ve benmerkezci bir kuşak. Kararlarında ve davranışlarında daha fazla özerklik istiyorlar. Özgüvenleri abartılı bir şekilde yüksek. Hayallerinin peşinden gitmekten çekinmiyorlar. Hırslılar, her şeyin hemen olmasını istiyorlar.

Fikirlerini paylaşabilecekleri gruplarda bulunmayı seviyorlar. Değişime ve yeniliğe açıklar.  Kişisel deneyimlerini, bilgi ve fikirlerini paylaşmayı seviyorlar. İnterneti bu amaçla sıkça kullanıyorlar.

Bağlantılı, erişilebilir, interaktif ve açık bir dünyada doğup büyüdüler. Daha global bir kuşak oldular. Farklı kültürlerden ve coğrafyalardan insanlarla iletişim halindeler.

Y Kuşağı bireylerinin çoğu şu anda öğrenci. Baba parasıyla yaşadıkları için ve genç oldukları için çok uluslu markalar için pazarlama anlamında altın madeni olarak görülüyorlar. Yeni nesil iletişim kanallarını da en çok y kuşağının kullandığını düşünürsek, bu kanallar üzerinden onlara ulaşıp çok büyük bütçeler ayırarak, onları kolayca tüketim canavarlarına dönüştürebiliyorlar.

*****

Şimdi de Yeniçağ Gazetesinde yazan Arslan Bulut‘un “Arap Kaosu İstanbul’da Tezgahlandı” başlıklı yazısından bazı alıntılar yapalım:

30 Nisan-1 Mayıs 2005 günlerinde, Topkapı’daki Eresin Otel’de “Uluslararası İslam Dünyası Sivil Toplum Örgütleri Toplantısı” düzenlenmişti.

Arap basını, toplantıya, İslam ülkelerinde ABD ve ABD tarafından fonlanan sivil toplum kuruluşlarının davet edildiğini duyurmuştu.  
Katar’da yayınlanan Al Şark gazetesi, bu toplantının BOP kapsamında yapıldığını yazmıştı.
Al-Nil adlı Mısır gazetesinde yazan Abdullah Hasan Mustafa, toplantının Ukrayna, Gürcistan ve Kırgızistan’da hayata geçirilen Soros darbelerinin bir devamı niteliğinde olduğunu belirtmişti.
El Kudüs El Erabi adlı gazete ise, Mısır ve Suriye’deki Müslüman Kardeşler Örgütü ve sivil toplum kuruluşları için ABD’nin 1.1 milyar dolar kaynak ayırdığını ve bu örgütleri kullanarak Arap ülkelerinde darbeler hazırladığını, para ile ilgili haberlerin USA News gazetesinden alındığını da yazmıştı.
Anadolu Ajansı’nın 16 Mart 2005 tarihli bir haberi:
“Dışişleri Bakanlığı Geniş Orta Doğu Girişimi Koordinatörü büyükelçi Ömür Orhun, Işık Üniversitesi ve Demokratik İlkeler Derneği’nce düzenlenen ‘Büyük Orta Doğu Projesi‘ konulu panelde, dış politikada sadece hükümetlerin çabasının yeterli olmadığını, sivil toplum örgütlerinin de katkısının önemli olduğunu söyledi.
Emekli büyükelçi Emre Gönensay da ‘Büyük Orta Doğu Projesi’nde demokrasiyle İslam’ın bir arada yaşayacağı bir model düşünülüyor. Buna en güzel örnek de Türkiye‘ dedi.” 

“Kanadalı gazeteci Mark MacKinnon, 2006 yılında İstanbul’da Başbakan Tayyip Erdoğan’ın açılış konuşmasını yaptığı Dünya Demokrasi Hareketi (World Movement for Democracy) adlı kuruluşun amacının, ‘Renkli devrimlerin Orta Doğu’ya ihraç edilip edilemeyeceğinin görülmesi’ olduğunu yazdı. 

******
Demek ki, Kuzey Afrika’yı saran isyan hareketleri, 30 yaş altı gençliğin karakteristik özellikleri olan, özgürlüğüne düşkün ve isyankar tavrı ve teknoloji ile yakınlığının yarattığı spontane (kendiliğinden) oluşan bir başkaldırı hareketi değil. 

Bu başkaldırıların, gençliğin anlattığımız özelliklerini Büyük Ortadoğu Projesi için kullanan profesyonel bir ekibin eseri olduğu anlaşılıyor. Yani sosyal psikoloji uzmanları, istihbarat faaliyetleri, Soros sermayesi, artı hareket kabiliyeti olan işbirlikçiler, artı sosyal medya, artı gençlik ve artı diğer faktörler, eşittir “halk hareketleri.”

Ve yine anlaşılan o ki, bu hareketlerin oluşumunda Türkiye denklemin dışında değil.

 

Önceki İçerikSeçim Zamanı Açan Zambaklar
Sonraki İçerikNöbet Bizde
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.