Kıbrıs Konusunda Türk ve Rum Tezleri (4)

101

Adada ki İngiliz silahlı güçlerinin en yüksek seviyeye ulaştığı bugünlerde böyle bir vahşetin gerçekleşmesi, korkularımızın haklılığının en iyi göstergesidir. Daha sonraki sayfalardaki resimler ise ( Atina’daki ve Girit’teki saldırıların fotoğrafları.) Yunan şiddetinin sadece Kıbrıs’la sınırlı olmadığını, bunların Yunanistan’da da gerçekleştiğini göstermektedir. Saygın Kıbrıs Valisi Sir John Harding yaptığı resmi bir açıklamada: ” Türk halkının Rumca konuşan toplum tarafından maruz kaldığı ayrımcılık konusundaki korkuları haklıdır” demiştir. Siz de sayfaları çevirin ve kendiniz yargılayın: Böylesine vahşice saldırıları gerçekleştiren insanlar, kendi kaderlerini seçecek kapasitede insanlar mı? Ve kendileriyle birlikte 120.000 barışçı ve mutlu ada sakinini uçuruma sürüklemeye hakları var mı? Birleşmiş Milletler bunun için midir? Sırf duygularıyla hareket eden bir grup insan öyle istedi diye, self-determinasyon prensipleri mutlu bir adayı, sosyal bir çöle dönüştürmek mi demektir?

Bu fotoğrafları görün ve inanın ki, ( Rum’ların İngilizleri hedef alarak başlatmış olduğu, ancak daha sonra esas hedefin Türk’ler olacağı tedhiş hareketlerinin fotoğrafları.) İngiltere’nin terörizmi temizlemesi ve fesadı sona erdirmesiyle bunu durdurabilirsiniz.

Cinayeti, kundaklamayı, sabotajı engellemek için kanunları sonuna kadar uygulamalısınız. Bir daha ki sefere Kıbrıs’ın baskı altındaki insanları ile ilgili bir yazı okuduğumuzda, kendilerine fırsat verildiğinde bu ” baskı altındaki ” insanların yaptıkları mezalimi hatırlayın.

Bir dahaki sefere İngiliz’lere yapılan saldırılarla ilgili bir şey okuduğunuzda, şehirdeki alış – veriş merkezine yürürken sırtlarından vurulan genç İngiliz’leri hatırlayın. Bir dahaki sefere İngiliz Boyunduruğu altındaki medeni, kültürlü Kıbrıs Rum’ları ile bir şey okuduğunuzda bu kitapçıkta yer alan ”medeni” insanların kiliselerde gerçekleştirdiği cinayetleri, hastanelerde savunmasız insanlara karşı yapılan acımasız saldırıları hatırlayın.

Hatırlayın ve kararınızı verin. Rum’ların tek amaçlarının daha çok güç elde edip, Türk toplumunu isteklerince yok etmek olan bir avuç katilin başlattığı kampanyayı destekleyip desteklememek konusundaki kararınızı siz verin.

Türk Toplumu, Yunanlılar tarafından yapılan tüm kışkırtmalara rağmen sakin ve kendinden emindir. Çünkü İngiltere’nin Kıbrıs’ı Yunanistan’a veremeyeceğine, Türkiye’nin buna asla izin vermeyeceğine inancı sonsuzdur. Bu inancın yok olması veya sarsılması halinde, Kıbrıs’ta iç savaş çıkar. Çünkü Türk’ler hiçbir zaman Yunan Boyunduruğuna boyun eğmediler, eğmeyeceklerdir. ”

62 yıl önce Kıbrıs Türk’ünün adada ki var oluş mücadelesinin liderliğini yapan bir devlet adamının Sn. Dr. Fazıl Küçük’ün Rum ve Türk tezleri ile ilgili görüşlerinin özetini okudunuz.

Aslında 20 Temmuz 1974 tarihinde çözülmüş olan Kıbrıs konusunu, bugün yürütülen müzakereler zemininde çözmeye çalışan; günümüz KKTC ve Türkiye’sindeki yöneticilerin görüşleriyle, Kıbrıs konusunu milli dava niteliğine taşıyan Sn. Dr. Küçük’ün yukarıdaki görüşlerini kıyaslayınız ve kararını siz veriniz!

Çözümün hedefindeki gerçekler hangileri olmalıdır?

Bugünkü teslimiyetler mi?

Türk Milletinin yapmış olduğu nice fedakârlıklar mı?

Türkiye’nin her dönemde vermiş olduğu destek mi?

Kıbrıs Türk’ünün adada ki var oluş mücadelesinde kanı ve canı pahasına kazanılmış hakları mı?

Onur ve namus timsali olarak göndere çekilmiş Ay Yıldızlı Bayraklar mı?

Kıbrıs Türk Halkının vatan belledikleri o gazi topraklardaki özgür ve egemen yaşamları mı?

Kararı siz vereceksiniz…

” Korkma Sönmez Bu Şafaklarda Yüzen Al Sancak ”

Son

 

 

Önceki İçerikYitirilen Yılları, Kaybolan Umutları Geri İstiyorum
Sonraki İçerikAtina Demokrasisi
Avatar photo
1967 yılında Teğmen rütbesiyle T.S.K da göreve başladığı zaman, Kıbrıs olayları adada tüm hızıyla devam ediyor, Yunanistan’ın da desteğini alan Rum’lar; adada yaşayan Kıbrıs Türk’üne her türlü mezalimi yapıyor, gerçekleştirdikleri toplu katliamlar, uyguladıkları ekonomik ambargolarla Kıbrıs Türk Halkını adadan göçe zorluyorlardı… O dönemde Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 1960 yılında imzalamış olduğu, BM’ler tarafından da onaylanmış garantörlük anlaşması gereğince, ada da bulunan ‘Şanlı Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayında’ görev almak için defalarca dilekçe veren Teğmen Çilingir; 1974 yılının 20 Temmuz Cumartesi sabahı kendisini Kıbrıs’ta savaşın içinde buldu. Bölük komutanı olarak Kıbrıs Savaşlarının her iki safhasında da bu görevini başarıyla sürdürdü, ‘Gazi‘ unvanı ile onurlandırılarak Türkiye’ye döndü. 1974–1975, 1985–1987 yıllarında Kıbrıs’ta görevli olduğu yıllardan sonra da, adada yaşanan olayları yakinen takip eden Çilingir; 2004-2011 yılları arasında Kıbrıs Türk Kültür Derneğinin İstanbul Şubesi yönetim kurulunda da görev yaptı. Bu uzun süreçte ’mili davamız’ olarak bilinen Kıbrıs konusuna sahip çıkarak, Kıbrıs Türk Halkının kazanılmış tarihsel ve hukuksal haklarını savunmak adına değişik platformlarda görev aldı. Sempozyumlara, panellere, televizyon programlarına konuşmacı olarak katıldı, makaleler yayınladı. Yakinen takip ettiği Kıbrıs konusu başta olmak üzere, ülke meseleleriyle ilgili güncel yazılarına, konferanslarına devam etmektedir. T.S.K.’dan 1990 yılında, kendi isteği ile emekli olduktan sonra; Kıbrıs konusuyla ilgili kaleme almış olduğu; ’’Özgürlük Nefesi (K.K.T.C Cumhurbaşkanlığı yayını 1995)’’, ‘’Girne’den Doğan Güneş (1997)‘’, ‘’Unutanlar Unutturulanlar ya da Hatırlayamadıklarımız (2004)’’, ‘’Elveda Kıbrıs Ama Bir Gün Mutlaka (2006)’’, ‘’Andımız Olsun ki Bu Topraklar Bizim (2007)‘’,’’Tarihten Gelen Çığlık (2010)’’, Kıbrıs ‘’Yes Be Annem’’ 2002-2016 (Eylül-2016) isimli kitaplarıyla; Ülkemizin son 65 yılında öne çıkan, yaşanmış önemli olayları anlatan: ‘’10’ların İzleriyle Türkiye (2014)’’,’’Kırılmadık Ne Kaldı?-Zaman Asla Kaybolmaz (2015)’’, ‘’Önce Vatan (Eylül 2017) isimli kitapları da bulunmaktadır… Sivil iş hayatına ‘Türkiye Sigorta Sektöründe’’başlayan Atilla Çilingir Koç YKS bünyesinde uzun yıllar görev yaptıktan sonra, halen dünyanın 18 ülkesinde hizmet veren, sağlık bilişim şirketlerinden birisi olarak ülkemizde de faaliyet gösteren; ‘’CompuGroup Medical Bilgi Sistemleri A.Ş’’ bünyesinde, görevine devam etmektedir. Pek çok üniversitenin ‘Bankacılık-Sigortacılık Fakültelerinde, Yüksek Okullarında, vermiş olduğu seminerler, konferanslar ile sektöre bu yönde de hizmet vermeye devam eden Çilingir’in: Sigorta sektöründe 27 yıldan beri vermiş olduğu hizmetlerini anlatan; ‘’Sigortalı Hayatın Gerçekleri’’ (2012) isimli bir kitabı daha bulunmaktadır. Atilla Çilingir; bugüne değin kitaplarından elde etmiş olduğu telif gelirleriyle; Sosyal sorumluluk projeleri kapsamında: 2010 yılında ‘K.K.T.C Lefkoşa Şehit Aileleri ve Malul Gazileri Derneğine’ ‘Tarihten Gelen Çığlık’ isimli kitabının telif gelirini bağışlamış, 19 Şubat 2012’de Van’da yaşanan büyük depremden sonra Van’ın Muradiye İlçesi Akbulak Köyü İ.M.K.B. (İstanbul Menkul Kıymetler Borsası) Yatılı Bölge İlk Öğretim Okulunda içinde 20 adet bilgisayarı bulunan ve kendi adını taşıyan bir BT (bilgi teknolojisi) sınıfı açmış. 02 Haziran 2017 tarihinde de Samsun’un Tekkeköy ilçesi Büyüklü İlköğretim okulunda da adını taşıyan, içinde 2500 kitabı, 2 adet bilgisayarı bulunan bir kütüphanenin açılışını sağlamıştır.