Bir Hilal Bir de Yıldız Olsun!

53

Masallarımız vardı eskilerde; iyi yürekli hükümdar, kötü yürekli vezir, silerdi her birini ani yetişen kizir!

Masallarımız vardı eskilerde; çözülürdü Arap saçına dönüşen düğüm, ardından kurulurdu kırk gün kırk gece düğün!

Masallarımız vardı eskilerde, gökten üç elma düşerdi halis niyetlere, uykuya yatmadan altı ay bir güz gidilir, dere tepe düz edilirdi.

Devran döndü, haçlı şapkalı kâbuslar masalımı en güzel yerinde böldü…

Bana bir ülke anlat baba; altında petrol üstünde çakal olmasın. Henüz tomurcuklanmış gülfidanları, şarapnel parçalarıyla solmasın. Kalsın, yer altı yer üstü kaynaksız, güneş perdesiz hanelere dolsun. Acı hicret etsin ıraklara, varsın ölüm kıtlıktan olsun

Bana bir ülkü anlat baba; içinden Alparslan ordusundan neferler doğsun. Tüllenirken gün Ağustos şafağında, kara yazgıları bir kaşık suda boğsun. Kaf dağının ardındaysa adalet, yedi başlı devi arayıp bulsun. Renk renk ebemkuşağı olsun göklerde, al beyaz dışındakiler solsun. Değirmende doğduk diye başımızdan eksilmeyen, gök gürültüsü kaybolsun

Bana bir lider anlat baba; söyleminde ne bıçak ne kemik olsun. Dağlar denizler ihtişamından titreyerek selama dursun. Halka uzanan el, doğruyu söyleyen dil, namerde tokat, mazluma şefkat sunsun. Gücün güçlünün kopup kuyruğundan, kimsesizlerin otağına konsun.

Bana bir ana anlat baba; ak alnına kara çatkı çatmasın. Toprağa tohum eksin evlat yerine, hayalleri lodosa kapılıp batmasın. Öksüz başa merhem olsun kınalı eli, harman yerinde yiğitçe salınsın. Çatı olsun bereketli ocaklara, tüten bacasına baykuşlar yuva yapmasın

Bana bir çocuk anlat baba; resminde yer alsın çiçekler! Dağlarında kar, ovasında bahar olsun. Ufkuna çizilen çizgide, kocaman bir hilal ortasında yıldız olsun…