Günümüzde, memleketin her yerinde, hatta İslam dünyasının ve dünyanın her yerinde bir medeniyet alameti olarak kabul edilen ve genç, ihtiyar herkes tarafından yapılan dans denen şey, ilk defa Kanuni zamanında Fransa’da yapılmaya başlanmıştı. Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları, Avrupa’nın ortalarında idi ve Fransa’ya kadar dayanıyordu. Bu dansın ilk yapılmaya başladığını duyan Kanuni Sultan Süleyman, Fransa Kralı Fransuva’ya bir mektup yazdı. Kanuni mektubunda şöyle diyordu:
“Ben ki; kırk sekiz krallığın hakanı Sultan Süleyman Han’ım. Sefirimden aldığım habere göre, memleketinizde dans namı altında kadın-erkek birbirine sarılmak suretiyle, alameleinnas(herkesin gözü önünde) icra-i lağviyyat (faydasız işler) işlenmekte olduğu mesmuu şahanem olmuştur (işitmişimdir). …İş bu rezaletin memleketime de sirayeti ihtimali muvacehesinde name-i hümayunum yed’inize (elinize) vusulünden (ulaşmasından) itibaren derhal son verilmediği takdirde, bizzat ordu hümayunumla gelip men’e muktedirim.”(1)
Kanuni’nin bu mektubundan sonra, Fransa’da yüz sene dans yapılmamıştır.
1-İbrahim Refik-Tarih Şuuruna Doğru.3-Albatros Yay.-İst.2003-S.86