Hastalar Risalesi – 2

89

 

Risale-i Nur Külliyatından

Ey şekvacı hasta!

Senin hakkın şikâyet değil şükür ve sabırdır.

Çünkü senin vücudun aza ve cihazatın senin mülkün değildir.

Sen onları yapmamış başka tezgahlardan satın almamışsın.

Demek başkasının mülküdür.

Onların maliki mülkünde istediği gibi tasarruf eder.

26. sözde denildiği gibi mesela gayet zengin ve mahir bir sanatkâr

Sanatını ve servetini göstermek için bir adama modellik vazifesini gördürmek maksadıyla bir ücrete mukabil gayet sanatlı diktiği bir gömleği giydirir.

Sanatını göstermek için keser, değiştirir, uzatır ve kısaltır.

Acaba şu ücretli adam o zata dese bana zahmet veriyorsun

eğilip kalkmakla verdiğin vaziyetten bana sıkıntı veriyorsun.

Beni güzelleştiren bu gömleği kesip kısaltmakla güzelliğimi bozuyorsun demeye hakkı olur mu?

Merhametsizlik insafsızlık ettin diyebilir mi?

Ey maraza müptela hasta!

Tecrübemle kanaatim gelmiştir ki hastalık bazılara bir ihsanı ilahidir.

Bir hediyeyi Rahmanidir.

Nice hastalıklı gençler gördüm ki sair gençlere nispeten ahretini düşünmeye başlıyor.

Gaflet içindeki hayvani hevasattan bir derece kendini kurtarıyor.

Senin bir kısım emsalin sıhhat belası ile gaflete düşüp namazı terk ediyor.

Kabri düşünmeyip Allah’ı unutuyor.

Bir saatlik hayatı dünyeviyenin zahiri keyfi ile sonsuz bir hayatı ebediyesini sarsıyor, zedeliyor

belki harap ediyor.

Sen hastalık gözü ile gideceğin uhrevi menzilleri görüyor ve onlara göre davranıyorsun.

Demek ki senin için hastalık bir sıhhattir.

Bir kısım emsalindeki sıhhat da bir hastalıktır.

Ey elemden şikâyet eden hasta!

Senden soruyorum geçmiş ömrünü düşün ve o ömründe geçmiş lezzetli sefa günleri ile bela

ve elemli vakitlerini hatırla.

Ya oh, ya da ah diyeceksin.

Yani ya Elhamdülillah şükür veyahut eyvah çok yazık oldu geçen zamana diyeceksin.

Dikkat et sana Elhamdülillah şükür dediren senin başından geçmiş elemler ve musibetler bir manevi lezzeti oluşturur ve senin kalbin şükreder.

Sana eyvah yazık oldu dedirten eski zamanda geçirdiğin lezzetli ve sefalı o hallerdir ki  senin ruhunda daimli bir elem bırakıyor.

O elem deşilip üzüntü ve hasret akıtıyor.

Madem bir günlük gayri meşru lezzet bazen bir sene manevi elem çektiriyor.

Geçici bir günlük hastalıkla gelen elem çok günler manevi lezzet ve sevabı beraberinde  getiriyor.

Şimdilik bu geçici hastalığın neticesi iç dünyandaki sevabı düşün,  bu da geçer yahu de şikayet yerine şükret.

Not: Kısaltılarak yazılmıştır.

Hastalıklarımızın ibadete dönüşmesi temennisiyle…