Prof. Dr. Yalçıntaş ve Delikanlı Arkadaşları

237

03.04.2010 Tarihinde Kocaeli Aydınlar Ocağı tarafından tertip edilen “Prof. Dr. Nevzat YALÇINTAŞ’ a Vefa Toplantısı” davetlilerinden, Sayın YALÇIN TAŞ’IN 70’lik Delikanlı arkadaşlarının bize hatırlattıkları, unutulmaya yüz tutmuş bazı meziyetlerimiz, eminim benim gibi çok kimseyi de utandırmıştır.

Her anı büyük bir dikkat ve heyecanla takip edilen Programın bir bölümünde değerli bir Akademisyenimizin, dört adet 70’lik delikanlıyı bir masa etrafında topladı ve bu dört kıymetli delikanlı, Sayın YALÇINTAŞ ile ilgili geçmişe bir yolculuk yaptılar.

Masa etrafındaki Sayın Recai KUTAN, Ali COŞKUN, Necati ÇETİNKAYA ve Ahmet TAN tarafından anlatılanlar gösterdi ki, günümüzde arkadaşlık büyük ölçüde erozyona uğramış, biri birlerine nazı geçenlerimizin sayısı azalmış, egomuz samimiyetimizin, hatır menfaatimizin, önüne geçmiş, hayır işlerimiz cüzdanımıza sıkışmış, daha neler neler…

Şartlar mı bizi değiştirdi, özellikle görsel basın mı farklı bir çizgiye getirdi, batılılaşacağız diye batının soğukluğu mu ruhumuzu sardı bilmem, ancak bildiğim şu ki, Sayın YALÇINTAŞ ve arkadaşları arasında yaşanan yarenlikler/şakalar günümüzde yaşan(a)maz olmuş.

Günümüzde yapılan şakalar, karşı tarafta karizma endişesine sebep oluyor ki, ya soğuk karşılanıyor ya da gereksiz bir tepki ile şaka yapanı bin pişman ediyor.

Hele gittikçe yaygınlaşan önemli mevkilere getirilen layık olmayan kişilerin tavırları; bu güzelim hasletlerin kültürümüzden, hayatımızdan silinmesini daha da hızlandırmaktadır maalesef.

İnsanı ayakta tutan en büyük güç, inançtır, huzurdur, samimiyettir, dayanışmadır, moraldir.

Sayın YALÇINTAŞ’IN geçmişinde gördüğümüz en önemli ders; çok önemli, çok ciddi işleri bile eğlenceli hale getirmesi, dolayısı ile içinden çıkılmaz duruma sokmak yerine, dava arkadaşları arasında kurduğu eğlenceli diyalog ile işleri kolay hale getirmesidir.

Herkesin etrafında mutlaka ciddiyetiyle meşhur kimseler vardır. Bu kişilerin bulunduğu toplumda zaman, oldukça sıkıcı geçer. Buna şahit olmayanın olduğunu sanmıyorum.

O kişinin etrafında, moda tabirle Negatif Elektrik hakim olur.

Sıkıcılık, sıkıntı, stres diz boyu olur ki buna da suni stres denir.

Sayın YALÇINTAŞ hocamız da bunu keşfetmiş olmalı ki, yüzünden tebessüm eksik olmuyor, yaydığı Pozitif Elektrik, civarındakilere de tebessüm ettiriyor.

Rakamları yanlış hatırlamıyorsam, somurtan bir yüzde 56 adet kas gerilirken, gülen bir yüzde gerilen kas sayısı 17’dir.

Sayın Hocamızın ilerlemiş yaşına rağmen yüzündeki sağlıklı görünümün sebebi de büyük ölçüde gülen bir yüze sahip olmasından olmalı…

Kastım elbette ciddiyetsizlik değil ama, abartıya kaçıp, yüksek dozda ve karizma yapacağız diye gereksiz ciddiyete bağlı tatsızlıklardan uzak diyaloglar temennisi ile, sayın hocamıza hayırlı ve uzun ömürler temenni ediyor, bizlere de; bize ait tüm güzel meziyetleri yaşatma konusunda gayret ve muvaffakiyetler niyaz ediyorum.

Allah ülkemizi, Sayın Hocamız ve benzerlerinden mahrum etmesin, sayılarını ziyade etsin.

Bu arada Kocaeli Aydınlar Ocağı Yönetim Kurulu üyesi, yani ev sahibi olarak, etkinliğimize katılma nezaketinde bulunan tüm misafirlerimize şükranlarımı sunuyorum.