Hükümet Geri Adımlar Atmak Zorunda Kalıyor

106

DOĞALGAZ ZAMLARI İÇİN ÇEKİLEN SIKINTILAR BOŞA GİTMİŞ: Doğalgaz fiyatlarına geçen yıl, konut ve sanayi aboneleri için yüzde 73-75 oranında zam yapıldığı malum. Ancak yapılan zamlar yüzünden vatandaşımızın çektiği sıkıntılar ve yaptığı tasarrufun boşa gittiğini yeni öğrendik.

Haber şöyle: “Özellikle Kasım 2008 ayında yapılan yüzde 23’lük zam ile bunalan aboneler, kombileri kıstı. Sanayiciler ise doğalgaz dışındaki yakıtlara yöneldi. Bu durum, BOTAŞ’ın gaz satışlarını olumsuz etkiledi ve artış beklenen dönemde, tüketim hızla azalmaya başladı. Gaz satışlarındaki düşüş, doğalgaz anlaşmalarındaki “al ya da öde” maddelerinin uygulanmasına neden oldu. İran, 2008’de taahhüt ettiği doğalgazı almayan BOTAŞ’a 848 milyon dolar fatura kesti. BOTAŞ da ödemeyi yaptı. Fiyatlar ucuzlayıp tüketim artmazsa bu yıl da alınmayan gaza 1 milyar dolar civarında ödeme yapılacağı belirtiliyor.”

Doğalgaz fiyatları yükseldiği için, üşümek pahasına tasarruf eden Türk Halkı kullanmadığı doğalgazın bedelini ödemek zorunda kaldı. Oysaki bu kadar yüksek zam yapılmasaydı aynı paraya daha fazla ısınacak, alternatif yakıtlara para vermemiş olacaktık. Maliye Bakanlığı tüketilen miktarın değişebileceğini öngöremediği ve “al ya da” öde anlaşmasını göz ardı ettiği için, istediği geliri elde edemediği gibi millete zulüm etmiş oldu.

İşte bu olayda olduğu gibi dış politikada da çok parametreli problem çözümlerinde yanlış hamleler yapmanın sıkıntılarını çekiyoruz.

Dış politikada ilişkiler daha da karmaşıktır. Dış politika oyunu bir düzlem saha içinde oynanmaz, üç boyutlu bir alanda icra edilir. Oyunun zorluğu aynı noktaya etki yapan çok sayıda farklı büyüklükte kuvvetin olması ve kuvvetler arası ilişkiler nedeniyle sürekli değişen bir etkiye sahip olmasından kaynaklanır.

Bir ay içinde iki önemli dış politika konusunda, hükümet geri adım atmak zorunda kaldı.

ERMENİSTAN SINIR KAPISININ AÇILMASI: 22 Mayısta Isparta’da yapılan Aydınlar Ocakları 32. Şurasında dinlediğim, MHP’li Milletvekili Deniz Bölükbaşı, Türkiye- Ermenistan- Azerbaycan ilişkileri ve Sınır kapısının açılması konusunda dikkat çekici açıklamalar yaptı.

ABD Başkanı Obama’nın ziyaretinde dile getirdiği konulardan biri olan Ermenistan’la sınır kapısının açılması konusunda Türkiye ile Ermenistan arasında bir anlaşma paraf edilmiş, bir yol haritası çizilmiş. Bunu Ermenistan adına Sarkisyan’ın açıklamaları yanında Cumhurbaşkanı Gül ve diğer yetkililerin açıklamaları birlikte değerlendirilince açıkça görmek mümkündü.

Sınır kapısını açma projesi sadece duygusal açıdan değil, ekonomik ve siyasi açıdan da hiçbir akılcı tarafı olmayan bir hamle idi.

Fakat ülkemiz açısından çok önemli bir devlet olan kardeş Azerbaycan’ın şiddetli tepkisi ve Rusya ile yakınlaşma resti yanında, Türkiye’de muhalefet ve iktidardaki bazı milletvekilleri haklı ve saygıdeğer bir direnç gösterdiler. Bunun üzerine Başbakan Tayyip Erdoğan Bakü’ye gidip,  Dağlık Karabağ konusunda Ermenistan’ın Azeri kardeşlerimizi tatmin edecek bir geri adım atması söz konusu olmadan, Azerbaycan’a rağmen Ermenistan’la bir anlaşma yapmamızın mümkün olmadığını açıklamak durumunda kaldı.

Muhalefetin bu tavrına, vicdanlarının sesine uyarak çekimser de olsa destek veren bir kısım iktidar partisi milletvekillerini de kutlamak gerek.

MAYINDAN TEMİZLENECEK ARAZİNİN YABANCILARA TAHSİSİ: Suriye sınırımızda, dünyanın en büyük mayın temizleme işlemine tabi tutulması planlanan 216 kilometrekare arazinin, mayın temizleme ihalesini kazanan yabancı firmaya (bunun İsrail firması olmasına kesin gözüyle bakılıyor) 44 yıllığına tahsis edilmesi projesi şiddetli tepkiye yol açtı. Duyduğumuzda tüylerimizi diken diken eden bu projeden çok şükür ki geri adım atıldı.

“Mayınların temizlenmesine evet, ancak ‘namusumuz olan hudutların’ yabancıya teslim edilmesine hayır” diyen, CHP ve MHP bu konuda da yalnız kalmadı. AKP’nin destekçisi olan birçok yazar gibi, bazı AKP milletvekilleri de hükümetin bu kararına direnince hükümet kanun teklifini geri çekmeye mecbur oldu.

İktidar yandaşı gazeteciler bile, “Davos’un/ one minute’un faturası, İsrail’in gönlünü alma gayreti” olarak nitelendirdi bu projeyi. O cephede de hükümetin tavrı, “Hükümet bu konuda yeterince açık değil ve olamıyor… Bir sıkıntısı var, söyleyemiyor… Meclis’in ve kamuoyunun önüne akıllara ziyan gerekçeler koyuyor” şeklinde tarif ediliyordu.

Vicdanlar kanıyordu. Akıllar kabul etmiyordu. Hükümetin, “Beni mazur görün. Üzerime gelmeyin. Şu kanunu Meclis’ten geçirmeme izin verin. Türkiye için çok gerekli. Neden gerekli olduğunu açıkça anlatmam mümkün değil, onun için fazla soru sormayın. Bana inanın, güvenin ve gerisine karışmayın” tavrına karşı peşin destek verilmedi, vicdanlar sesini yükseltmeye başladı.

Bu sese kulak vermek lazım. Önce hükümet kulak vermeli bu sese. Sonra siyaset mühendisliğine soyunan herkes. Vicdanların sesi bir kere yükseldi mi onu susturmak mümkün olamayabilir. Bugün, kardeşini satmama ve hudutların namusu adına hükümet icraatını sorgulamaya başlayan vicdanlar, yarın da limanlarımızın, işletmelerimizin, arazilerimizin, bankalarımızın ve diğer varlıklarımızın da namusumuz ile olan bağını görmeye başlar.

Hükümet, bu mâşeri (ortak) vicdana ses verir ise yıpranma sürecini durdurabilir. Gençliğe Hitabe’deki “Memleketin dâhilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet  ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhid edebilirler” cümlelerinden ilhamla suçlanmaktan kurtulabilirler.

Dış politika meselelerinde yapılan hatalara son vermenin yolu, Hükümetin ve AKP’nin aslına yani içinden çıktığı kitlenin değerlerine rücu etmesiyle mümkün olabilir. Soros destekli neo liberal/eski tüfek solcuların alkışlarının, hiçbir muhafazakâr partiye yaramadığı unutulmasın.

Önceki İçerikÇözümsüzlük Çözüm Değildir!
Sonraki İçerikBöyle Canlar Teneşire Konulmaz!
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.