Tarikatlar/ mezhepler üzerine yazılmış ihtisaslı bir kalemin sunumuyla konuyu esastan görmeye çalışalım;
*
Şüphesiz ki içinde yaşadığımız dünya ve sayısı her geçen gün artan gezegenleri ve milyonlarca yıldızı, Güneş ve ay’ı Yüce Yaratan yaratmıştır. Yüce Kur’an’ı gönderen de Yüce Yaratıcı Allah’tır. Yani din Kur’an dır, Kur’an dindir. Bir diğer deyişle ‘’DİN’’ Allah’ındır.
*
Kur’an’ın bir başka adı ise; dünyada yaşama yönetmeliğidir. Yani, Allah yarattığı kuluna: ‘’Dünyada benim koyduğum şartlarla yaşayacaksınız, yoksa karşılığı neyse cezasını da görürsünüz’’demektedir.
*
Bu cümleden olarak Allah Kur’an’ın Haşr suresi 21. Ayeti aynen;
‘’Eğer biz bu Kur’an’ı bir dağa / çok iri cüsseli bir yükümlü varlığa indirseydik, Allah’a olan saygıyla sevgiyle ve bilgiyle ürpertiden onu, samimiyetle saygı duyar, baş eğer ve paça parça olmuş görürdün. Ve biz, bu örnekleri iyiden iyiye düşünürler diye insanlara veriyoruz.
*
Tekvir Suresinin 1-14 Ayetlerinde aynen;
‘’Güneş katlanıp, dürüldüğünde, çıkarlar ve en iyi gelir kaynakları işe yaramaz olduklarında, canlılar yaratılış özelliklerini yitirdiklerinde, denizler kaynatıldığında, insanlar inanç ve amellerine göre gruplandığında, inim inim hangi günahtan dolay öldürüldüğü/ hayatı mahvedildiği sorulduğunda, amel defteri açılıp yayınlandığında, gök sıyrılıp açıldığında, cehennem kızıştırıldığında ve cennet yaklaştırıldığında herkes ne hazırladığını anlar.’’Emirleri kesindir.
*
Yüce Yaratan’ın bu iki surede / ayetlerde açıkça; ‘’Kur’an’dan başka din öğrenilecek bir kaynak kesinlikle yoktur. Bir tek rehber vardır, o da Kur’an’dır.’’
Emri olduğundan şüphemiz olabilir mi? Yine Allah’ın emrinde anlaşılmadık bir nokta var mı? Net ve açık değil mi?
*
Ayrıca yüce Allah, Kur’an’ında; Zumer suresi 3. Ayette ve daha onlarca ayette ‘’Tarikatların şirk olduğu’’, Rum/32, Al-i İmran 7 103-105, En’am suresi 153-159 ve daha onlarca ayette de ‘’Mezheplerin büyük günah ve şirk olduğu’’yani büyük günah olduğu da belirtilmektedir.
*
Yani hem Yüce Yaratan bunları yasaklamış, hem de kendi adına mezhep kurduğu söylenilen ‘’İmamı Azam Ebu Hanife’’peygamberimizin ölümünden 80 yıl sonra dünyaya gelmiş 70 yıl yaşamış ve öldürülmüş ölümünden 70 yıl, yani peygamberimizin ölümünden 220 yıl sonra Emeviler tarafından adına mezhep kurulmuştur. Yani ne İmamı Aza’mın haberi vardır, ne de Peygamberimizin sağlığında böyle bir mezhep hiç yaşanmamıştır. Bilinen dört mezhebin hepsinin durumu da aynen böyledir.
*
Bütün bu bilgilere ilaveten bir de Alevilik ve Bektaşilik nedir? Kısaca bilgi vermekte fayda vardır.
Peygamberimizin ölümünden sonra 3. Halife Osman’ın görev süresinin 6. Yılından itibaren, İslam Dünyası karışıklık yaşamaya başlamış, kâfir Ebu Süfyan’ın oğlu ve Emevi devleti kurucusu ve ilk halifesi Muaviye, Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın ehli beytini ve ashabını öldürmüş, soyunu sopunu kurutmuş, Torunu Hz. Hüseyin’in başını kestirerek şehir şehir, cami cami dolaştırmış, bu hadise halkı ikiye bölmüş, Peygamberimizin ehli beytinin ölümünü tasvip edenlere, yani Emevi’den yana olanlara Sünni, karşı çıkanlara Alevi denilmiştir.
*
Ne var ki; ‘’ben suniyim Sünni olduğum kadar da Aleviyim;’’ Ben Aleviyim, Alevi olduğum kadar da Sünniyim.’’Dininde samimi bir Müslüman Kerbela katliamını tasvip etmez.
*
Buraya kadar olan izahatlarım Kuran’daki Allah’ın emirleri ve bazı olgulardır. Yani Din, tereddüde mahal bırakmayacak kadar KUR’AN’DIR ve sahibi Allah’tır.
*
Tarikat ve mezhep ise ayrı bir din demektir. Yani Allah’ın gönderdiği Kur’an dini dururken, ayrıca bunca mezhep ve tarikat adına onlarca din daha olabilir mi?
*
Peygamberimizin ehli beytinin öldürülmesine yas tutanlara ALEVİ denildiği, yani Peygamberimizin soyunun tarafını tuttular diye, onlar küçümsenir ve İslam dışı gibi lanse edilebilir mi?
*
O halde Müslümanlar Kur’an’da yazılı dini yaşamaları gerekirken, bugün ülkemizde yaşanan din, maalesef Kuran’daki din değildir. Kur’an da namaz farz kılınmıştır; Ancak Hz. Peygamber’in kıldığı namazın, aslında döneminde yaşanan putperestliğe karşı; sömürünün her çeşidine karşı baş kaldırı olduğunun bilinmesi gerekir. Namazın omurgasını oluşturan Fatiha süresinin anlamı üzerinde akıl yürütülmesi gerekir.
*
Yine dinimizde imam ve hoca yoktur. Yani bugün yaşanan din, Kuran’daki din değil, Emevi uyduruğu mezhep dinidir. Böyle olunca da halkımız maalesef fırkalara bölünmekte, buna da bir ‘’Dur’’ diyen yoktur.’’Dur’’ demek bir yana, maalesef ülkeyi yöneten siyasi iktidarlar buna çanak tutmakta, halkın her türlü duygusunu aşındırmakta devletimizi de tarikat ve mezheplere peşkeş çekmektedir.
*
Gördüğüm en büyük tehlike ise; bu uyduruk din kisvesine bürünen siyaset, doğru olmayan kanıt ve yasal değişikliklerle, kendisini kurtarıcı gibi göstermektedir. Oysaki gerçek tam tersidir. Şayet doğru olmayan bu söylemlere halkımızın itibar etmesi durumunda; cennet vatan ülkemizin geri dönüşü mümkün olmayan bir batağa sürükleneceği aşikârdır.
*
Diyelim ki Hıristiyan olan bir ülke Müslüman olma yolunu seçsin. Oradaki ahalinin önce Arapça öğrenmesi mi gerekiyor? Yoksa o ülkenin dilinden Kur’an meali mi lazımdır? Yan i o halkın Müslüman olması için yıllarca lisan eğitimi görmesi şart mıdır? Böyle bir mantıksızlık olabilir mi? İslam dini nüzul edeli 1400 yıl olmuş, Türk milletine hala kendi dilinde Kur’an okumak günahtır, yasaktır. Amma tarikat ve mezhep serbesttir. Bu, Türk Milleti’ne düşmanlık değil de nedir?
*
Sakladıkları veya halkın öğrenmesini istemedikleri bir şey mi vardır acaba? Tabii ki vardır, okuyun görürsünüz.
Gerçek bu kadar net iken, siyasi iktidarlar Türk Milleti’ne en büyük kötülüklerden olanı yapmış ve eğitimi felç etmiş bırakmıştır. Kur’an’da imam ve hoca yoktur amma Türkiye’de binlerce imam hatip okulu vardır ve eğitim dinselleştirilmiştir,’’Dipdiri meyyit ebedi köle’’ olan bir halk lazımdır ki; Afganistan ve Pakistan olma yolunda hızla ilerleyelim, cahil, kör ve eğitimsiz kalalım.
*
O halde,’’ iniş sırasına göre Türkçe Kur’an meali’’okuyalım. Türk Milleti’nin kurtuluşu kendi değerlerine dönerek Kur’an dinini yaşamaktan geçmektedir. Yoksa bizi böyle daha çok kandırırlar. Yüce dinimizin önderi / lideri olduğunu söyleyenlerin, kaç tanesinin cibilliyeti Türk’tür?
*
Vurgulanması gereken önemli bir ayet;
Kaf Süresi Ayet 16, Yüce Yaratan yarattığı insana hitaben ‘’Ben size şah damarınızdan daha yakınım’’ diyor.
O halde size bukadar yakın olan Yüce Yaratıcıya ulaşmak için Tarikat, Cemaat, Yatır, Türbe, Şıh, Şeyh, Molla ya ihtiyacınız var m?
*
Bakın, Türkiye Cumhuriyetinin ilk Genel Kurmay Başkanı Mareşal Fevzi ÇAKMAK ne diyor tarikatlar hakkında;
‘’Cemaat ve Tarikatlar Haçlıların Anadolu’da kurdukları ileri karakollardır.’’
Oysaki Türk= Allah’ını tanıyan demektir. Türk Milleti kavramı, Türk-İslam kültürünün ürünüdür.