Mavi Vatan da vatanımızın bir parçasıdır. Vatanda kara ve deniz fark etmez. Demek ki bazıları iktidarda olsalar her halde masal diye birçok kara ve deniz parçasını Akdeniz’de ve Ege’de (Adalar Denizinde) masal kabul ederek barış için ona buna ikram edecekler. Maalesef ülkemizde bazıları genel kabullerle çelişen garip ve aykırı beyanlarla toplumda tanınabileceklerini zannetmektedirler. Bu yolla siyasilerin hemen kendilerini kapacaklarını düşünmektedirler. Aykırı tavır ve beyanlardan makam ve görev bekleme hastalığı sürmektedir. Bazıları her an Dışişleri Bakanlığı için davet bekler dururlar. Bakü Büyükelçiliği’nde bir zat vardı; maalesef CHP bu zatı Dışişleri konularında yetkili kılmıştı. Geçenlerde kendi ülkesini suçlayıcı beyanatıyla Yunanistan’ı sevindiren bu zatın görevden ayrıldığını öğrendik. Bu defa aynı ekipten birisi “Mavi Vatan” için yine Yunanistan’ı çok mutlu edecek aykırı lafları yumurtladı. Yunan basını bu haberi büyük puntolarla yayınladı. Yunan için hamaset olmayan ve o çerçeveye sokulamayan bir ciddi konu maalesef bizim için çerçeveli hamaset oluyormuş. Hamaset ve masal denen konu Türkiye’nin Akdeniz’deki yasal haklarını korumak oluyor.
Burada Mavi Vatan’ı anlatacak değiliz. Bu tip sözde aydınlar TC Devleti’nin her olumlu çıkışını içlerine sindirememiş; korku ve endişe ile hareket etmişlerdir. Bunlara göre sınırlarımız dışında operasyon yapmak yanlıştır. Orada burada ne işimiz var demek marifet sayılmıştır. Mavi Vatan fikrini anlatan milli ve yerli birçok değerli komutanımıza, kitap yazarak toplumu aydınlatan amirallerimize ne kadar teşekkür etsek azdır.
Aslında ülkesiyle hep sorunlu örnekleri görünce rahmetli sosyolog ve fikir adamamız Ziya Gökalp’i hatırlarım. Gökalp ahlakı ikiye ayırıp “Vatani Ahlak” ve “Medeni Ahlak”tan bahsederdi. Ona göre, milli dayanışmanın temelinde vatani ahlak vardır. Vatani ahlak yerleşmemişse, yükseltilememişse medeni ahlaka varmanın faydaları azalabilir. Vatani ahlaka sahip olunarak dost gibi görünen düşmana ve müttefiklere karşı caydırıcı olunabilir. Milletlerin tarih boyu sürekliliği sağlanarak üniter ve milli devlet yapısı üzerindeki oyunlar boşa çıkarılabilir. Çokkültürlülük tuzakları aşılabilir. Uyuşturulma ve istismar önlenebilir. Milli meseleleri ve davaları koruma ve sahip çıkma sözde dostların iradesine bırakılmaz. Son yıllarda Anayasa üzerinde yapılmak istenen milli kimliksizleştirme ve Türk Milletini kalabalıklaştırma oyunları aynı zamanda birer vatansızlaştırma sürecidir. Emperyal güçler bu sürece bayılırlar ve gerçekleşmesini beklerler. TBMM kürsüsünden masal iddiasında bulunan Milletvekili ABD meclisinde katil Netanyahu’yu alkışlayan bir misafir milletvekili de değildir.
Milli çapta sevgi ve duygularımızın yoğunlaşması ve Türkiye’den yana düşünebilme şuuru olan milliyetçi aydınlara ihtiyaç büyüktür. İçimize sinse de sinmese de bu filim böyle başlar ve milliyetçiliği selamlayarak sürer. Maalesef milli dava da neymiş diyerek Kıbrıs davasını küçümseyenleri, ciddiye almayanları da gördük. Gerek bu konuda gerek Ermeni soykırımı yalanlarına ve iddialarına karşı takındığımız tavır, Türk Milleti’nin Mavi Vatan konusunda ortak kolektif şuura sahip olduğunu gösterir. Masal olarak isimlendirilmek istenen ciddi konularla uğraşalım. Milli meseleleri birlikte kucaklayıp gereğini yapmak nerede kaldı? Eğer bazıları yanlış anlaşıldıysa; yanlış anlaşılmayı doğuracak hatalardan da kaçınalım.