Geçmişte Sağlık Hizmetleri ve Misyonerlik

102

Türk Tarih kurumunca
basılan ve İdris Yücel’in ‘’Anadoluda
Amerikan Misyonerliği ve Misyon Hastaneleri’’
isimli kitap böyle bir yazıyı
yazmamın sebebidir. Osmanlı devletinin son yüzyılındaki misyonerlik
faaliyetleri bu coğrafyada dün ve bugün yaşananların arka planını daha iyi
anlamamızı sağlar. Geçen yüzyıl ık ık bu bölgedeki sağlık hizmetleri üzerinden
yapılan misyoner çalışmaların yazıldığı kitaptaki bilgiler çok dikkat
çekicidir. Osmanlı da 1800’ lerdeki  sağlık hizmetleri gedik usulü denilen ve İstanbul’daki
hekimbaşının görevlendirdiği klasik usülde eğitim almış çok az sayıdaki
insanlarca verilirdi. İstanbul’daki darüşşifalar ile birlikte Edirne, Manisa,
Konya, Kayseri, Amasya, Sivas gibi önemli şehirlerdeki darüşşifalar sağlık
hizmeti verilen yerlerdir. Katarakt ameliyatı yapan kehhaller, kırık çıkık
işlerini yapan sınıkçılar ,el becerisi iyi olan aynı zamanda sünnetçilik yapan
berberler de sağlık hizmeti verirlerdi. Özellikle darüşşifalar, bölgeleri için
güvenli ve bilindiği kadarıyla bugün bile hayranlık duyulan hizmetlerin
verildiği yerlerdir. 1900’ lere gelindiğinde savaşlar sebebiyle devletin buralara
ayırdığı kaynaklar azalmış, vakıf anlayışındaki zayıflama da bunlara eklenince
buralarda verilen sağlık hizmetleri yetersiz hale dönüşmüştür. Mazhar Osman’ın
hayatını anlatan kitapta, doktor Mazhar bey İstanbul dakı Toptaşı
Bimarhenesi  ile Edirne darüşşifasındaki
akıl hastalarının yeni açılan Bakırköy akıl hastanesine nakli öncesindeki
perişan durumu anlatarak buna işaret eder.

1827’ de açılan ve 1839’da
modernize edilip Tıbbiye-i Askeriyeyi Şahane adını alan eğitim kurumu öncelikle
ordunun ihtiyacını karşılayan hekimleri yetiştirmiştir. Bu hekimlerimiz ayrıca
bölgelerinde ihtiyaç durumunda sivil halka da sağlık hizmeti vermişlerdir.1867 ‘de
açılan Mektebi Tıbbiyeyi Mülkiye de sivil hekim yetişmiştir. Bunların bir kısmı
memleket tabipliği adı altında belediyeler üzerinden sağlık hizmeti
vermişlerdir. İstanbul’da 1845’ de açılan Vakıf Gureba, Hastanesi, 1862 ‘de
açılan Zeynep Kamil Hastanesi,1887 açılan Beyoğlu Belediye Hastanesi ,1899’ da
açılan Şişli Etfal Hastanesi o dönemden bugüne  önemli hizmet veren sağlık kurumlarımızdır.

1850’lerden sonra
anestezi, mikropların bulunması ve antisepsi anlaşının gelişmesi özellikle
cerrahide yeni gelişmeler sağlamıştır. Yeni tıbbi anlayışın uygulamasında bu
yeni okullardan gelen askeri hekimler, memleket hekimlerinin yanında
Amerika’dan, Avrupa dan gelen misyoner sağlıkçıların etkisi çoktur. 1835’ lerde
gezici sağlık hizmeti şeklinde başlayan 1900’ lere gelindiğinde Gaziantep,
Mardin. Diyarbakır ,Sivas ,Merzifon ,Tarsus ,Konya ,Adana ‘da hastane hizmeti
şekline dönüşen misyoner sağlık hizmetleri bulundukları yerler için güvenli
sağlık hizmeti alınan adresler olmuştur. İzmit’imizde de 1891’de Fransız Assomptimist
miyonerleri şu anda defterdarlık binasının bir bölümünde dispanser açarak
sağlık hizmeti vermişlerdir. Ayrıca yüzlerce gezici sağlık ekipleri de bulundukları
bölgenin insanına, önce sağlık hizmeti vermişler; bunun yanında kendi inançları
yönüyle tebliğ ve eğitim yapmışlardır. Çalışmalarında özellikle bölgelerindeki
Osmanlının Rum ve Ermeni tebası hedef alınmıştır. 1835’ de İzmir’e gelen Bord
misyoneri Dr. Azabel Grant bütün Anadolu’yu baştanbaşa gezmiştir. İlk miyoner
sağlıkçı olan bu doktor  1845 ‘lere kadar
Van, Diyarbakır, Mardin ve Harput’ta çalışalar yapmıştır. Bundan sonra Dr. Azari
Smith 1847-1852 yılları arasında Antep bölgesinde çalışmıştır. Bu çalışmaları
sebebi ile Gaziantep’ de açılan misyoner hastanesinesine Smith Hastanesi adı
verilmiştir. Bir kısmının ayrıca dini eğitimi olan bu insanlar ülkelerinin
gönüllü elçileri gibi çalışarak bölge ile ilgili her türlü bilgiyi
raporlamışlardır. Bu raporlar ise ülkeleri tarafından siyasi ve ticari kaynak
olarak kullanılmıştır. Sağlık ve eğitim alanındaki bu misyoner çalışmalar
Osmanlı Devletimizin yıkılış sürecinde etkili olmuşlardır. Bunlar 1100’lü
yıllardaki  bu coğrafyaya gelen Horosan
erenlerinin çalışmalarını hatırlatmaktadır.Kitaptaki bilgiler, insanı hayrete
düşürmekle birlikte yetişmiş kaliteli  insanların ülkeleri için ne kadar önemli
olduğunu göstermektedir. Bu tür insanların varlığının ülkeleri için ne kadar önemli
olduğunu anlatmaktadır.

Misyoner sağlık
hizmetleri Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurulması ile sona ermiş ve bu
maksatla gelen misyonerler memleketlerine geri dönmüşlerdir.