İnsan altına da
ihtiyaç / gereksinim duyar, bakıra da. Çinkoya da ihtiyaç duyar, demire de.
Bir toplum;
valiye, askere, mühendise ihtiyaç duyduğu gibi,
Duvarcı, çöpçü ve
kapıcıya da, ihtiyaç duyar. Elbette aralarında keyfiyet farkı var.
Ama bu
yukarıdakilerin aşağıdakilere hor bakmasını gerektirmediği gibi,
Alt tabakada
olanların da, onlara düşmanca bakmalarını icap ettirmez.
X
Büyük Türk
Milleti’ni teşkil etmede, çeşitli kavim ve unsurların da yer aldığı
Bu milletin
oluşmasında; Türkler başı çekmişler; zaman ve zemin gereği,
Liderlik
vasıflarını ortaya koymuşlardır.
Türkler tarih
boyunca gösterdikleri devlet kurma, idare etme vasıfları sebebiyle,
Birçok unsuru
kendi başkanlıkları altında toplamasını ve toplanmasını bilmişler.
Ve tabii bu
durumda:
İdare etmenin,
yönetmenin ve birliğin sağlanması için,
Türkçeyi bilmek,
konuşmak, devlet dilinin Türkçe olması;
Zarurî bir ihtiyaç
olarak kendini göstermiştir.
Nitekim Sahabe,
Hz. Muhammed’e sorar:
-Arap kimdir Ya
Resulallah?
Verdiği cevap çok
muhteşem, çok düşündürücü.
Milletlerin birlik
ve beraberliklerinin temel taşı:
-Arapça
konuşandır.
Aynı mantık gereği
olarak:
-Türk kimdir’in
cevabı da, pek tabiidir ki:
-Türkçe
konuşandır.
Mes’ele bu kadar
açık. Çünkü Türkiye’de bir kısım halk; başka hangi dili bilirse bilsin,
Türkçeyi bilmekte,
okumakta, yazmakta ve konuşmaktadır.
Evet, Türkiye’de
birçok unsur var. Olması da tabiidir.
Fakat hepsi kendi
dillerini bilir. Fakat aynı zamanda Türkçeyi de bilir ve konuşur.
Bunun aksi
düşünülemez.
Çünkü dil birliği
olmayan yerde, birlik ve beraberlik mümkün değil.
Nitekim Osmanlı
Devleti, devlet hizmetine almak istediği yabancı menşeli, kabiliyetli gençleri;
Türk dilini ve
dinini öğrenmeleri için,
Bir müddet Türk ve
Müslüman ailelerin yanında kalmasını öngörürdü.
Tarihî bir sonuç
olarak kendini gösteren; bir ve bütünlüğümüzü sağlayan bu ihtiyaç;
Türk Devleti’nin
olmazsa olmazıdır.
Zaten millet;
temelde aynı doğuşta olan öncü ve rehber milletle;
Aynı oluşta
olanların bir araya gelerek teşkil ettikleri bir birlik, bir sentez, bir
terkiptir.
Her millet
binasının oluşmasında, tarihin bir sonucu ve gereği olarak;
Harç hükmündeki
rehber ve öncü unsur başı çekmekte
Ve o milleti
teşkil edip, ortaya çıkarmaktadır. Türk Milleti’nin harcı ise Türklerdir.
Onu koruyacak ve
devam ettirecek olan da, dil birliği yani Türkçedir .
Bunda
hazmedilemeyecek bir durum yoktur. Kısaca, resmî dil ve eğitim dili;
Her devletin temel
taşıdır. Çünkü:
Aynı doğuşta
olanlarla, aynı oluşta bulunanların birliğidir ki, milleti meydana getirir.
Her milletin birliğini,
harç hükmünde olan müşterek / ortak resmî dili
Ve eğitim dili
gerçekleştirir. Evet doğuş değil oluş asıldır.
Zaten Millî Eğitim
demek; aynı doğuşta olanlarla, aynı doğuşta olmayanları,
Aynı oluşu
sağlayarak; birbirlerine kenetlemektir ki, bunda başrol dilindir.
Bu rol Türkiye,
Türkler ve Türkleşmiş olanlar için, Türkçe’dir.