Sizce de biraz
saçmalamıyor muyuz?
Evlere kapandığımız, benliğimizle baş başa kaldığımız bu
süreçte siz de hayatı, dünyayı ve yaşamı sorgulamaya koyuldunuz mu bilmiyorum
ama COVID-19 günleriyle birlikte bir kez daha anladım ki ben dünyadan ziyade
kafamın içinde yaşayan bir kimseyim. Epeyce faal ve sosyal olan imajım, görece
hareketli yaşayışım her ne kadar beni yeni tanımaya başlayan insanlara aksini
hissettirse de ben zannediyorum dünyadan ziyade kafamın içinde yaşayan bir
kimseyim. Kafamda zihnimin limon kokulu balkonunda dolanan belli belirsiz
şiirlerin de, bildiklerimin ayakları kan revan içinde bırakan yeşil küllerinin
de vatanı benim benliğim. Benim benliğimin de vatanı gecenin avuçlarını
kavrayan karanlığın en zifirisi. Benim içimde bir ben olmalı ve bu beni sadece
ben tanımalıyım, sadece ben konuşmalıyım oradaki benle, sadece ben anlatmalıyım
derdimi oradaki bene. Çünkü bilirim ki pas tutmuş iki üç çatlak kemiğin ardında
mahcup bir yürek mahkûm edilmiştir masumane yanıkların esaretine. Yalnız ben
dokunabilmeliyim o mahkumun karnına, yad eller uzanmamalı oralara, korkutmamalı
onu. Kalmadı kemiklerin mahpusundan öteye kilitleyecek diyar, kalmadı takat zira
ürker o, hep ürktü o ve hiç duymadılar. Nasıl onu hiç duymadılarsa son günlerde
insanlar bangır bangır duyurulan kimi şeyleri de hiç duyamıyorlar. Biliyorsunuz
1 Haziran ile birlikte Türkiye, salgında normalleşmeye resmen geçti,
normalleşme konusunda iktidarın ekonomik sorunlar nedeniyle işi aceleye
getirmesini eleştirdiğim gibi onca uyarı ve ikaza rağmen vatandaşların keyfi
aktiviteler için oraya buraya yığılmasını da fevkalade akılsızca buluyorum.
Kafelere, restoranlara, tatil köylerine gitmek hakikaten bu kadar hayati mi,
sizce de biraz saçmalamıyor muyuz? Bu hayli riskli normalleşmeyle birlikte
günlük hayatta artık sıkça karşımıza çıkacak yeni bir kavram daha beliriverdi.
Televizyonlardaki programlarda, gazetelerdeki köşelerde, yetkililerin basın
açıklamalarında ‘’Yeni Normal’’ kavramı eksik kalmıyor fark ettiniz mi? Ben bu
kavramın sadece salgın sonrasındaki günlük hayatı tanımlamak için kullanmaktan
yana değilim açıkçası. Madem yeni bir kavramı sözvarlığımıza kazandırıyoruz,
madem yeni bir kavramı iki cümlenin birinde kullanmaya yelteniyoruz o halde
işin hakkını da verelim hep birlikte. Bu hafta şu ‘’Yeni Normal’’ hakkında
biraz laflayalım istiyorum, lütfen siz de bana katılın.
AKP’nin Yeni
Türkiye’sinde Yeni Normal
Türkiye’de 18.senesini doldurmaya hazırlanan bir iktidar
var, tek parti döneminden sonra Türkiye’nin kesintisiz en uzun süreli iktidarı
2002’den bu yana gücü elinde bulundurmaya devam ediyor. 3 Kasım 2002’deki
değişimin ardından AKP’li yöneticilerin tamamı ve başta Sayın Erdoğan,
Türkiye’de yeni bir dönemin başladığını ısrarla vurguluyordu. Onlara göre AKP
iktidarından önce Türkiye’de acılar vardı, Türkiye’de gençlerin kanı akıyordu,
Türkiye’de ocaklara ateş düşüyordu, Türkiye’de açlık vardı, Türkiye’de sefalet
vardı, Türkiye’de yolsuzluk vardı, Türkiye’de başarısız yöneticiler vardı,
Türkiye’de insanlar kiralarını ödeyecek parayı bulamazlardı hatta Türkiye’de
ambulans ve buzdolabı da yoktu! Doğruya doğru demek erdemli insan olmanın
gereğidir, Türkiye’nin AKP iktidarından önce sorunları olmadığını iddia etmek
hiç de doğru olmaz. Türkiye’nin sorunları vardı, Türkiye’de eskimiş ve toplumun
kodlarını okumaktan uzaklaşmış siyasi aktörler vardı. Zaten tüm bu
saydıklarımın varlığı AKP’yi girdiği ilk seçimde %34 oyla tek başına iktidara
taşıdı, Türkiye’de sorunlar 18 senelik AKP iktidarı öncesinde de pek tabii
vardı. Burada vatandaşlar olarak soracağımız soru bellidir ‘’AKP, 18 senelik periyodun
ardından Yeni Türkiye’de ne yaptı ?’’ Devletin en temel hizmetleri olan
yol yapmayı, çeşmelerden su akıtmayı vesaire kastetmiyorum ben. Dünyadaki
mümtaz demokrasilerde eşi benzerine çok rastlanmayacak bir şansa nail oldu AKP
iktidarı. AKP, öyle yahut böyle 31 Mart’taki hezimete kadar sandıktan
istediğini elde etmeyi başardı. AKP, öyle yahut böyle 31 Mart’a kadar bu toplumun
çoğunluğunun umut olarak gördüğü partiydi. Pekâlâ, Yeni Türkiye’nin mimarı olan
AKP’nin yeni normalinde ne var? AKP’nin yeni normalinde 18 senelik iktidarın
sonunda eleştirdiği tüm hataların beterlerini tekrar eden bir AKP var.
Yolsuzlukla mücadele edeceğim iddiasını taşıyan AKP’nin çektiği peşkeşi,
yandaşına nemalandırdığı parayı söylememe gerek yok sanıyorum. Yoksullukla
mücadele edeceğim iddiasını taşıyan AKP’nin bugün Türkiye’yi kuruluşundan bu
yana gördüğü en derin ekonomik buhrana sürüklemiş olduğunu söylememe gerek yok
sanıyorum. Yasaklarla mücadele edeceğim iddiasını taşıyan AKP’nin bugün
yüzlerce emekçi gazeteciyi sırf muhalif olduğu için zindanlarda çürümeye terk
ettiğini söylememe gerek yok sanıyorum. AKP’nin Yeni Türkiye’sinde 2-3
milletvekili daha fazla seçtirmek ve 2-3 belediye daha fazla kazanmak için
vatandaşlarını vatan hainliğiyle itham etmek artık yeni normalin bir gereği.
AKP’nin Yeni Türkiye’sinde 2-3 milletvekili daha fazla seçtirmek ve 2-3
belediye daha fazla kazanmak için vatandaşlara yalan tarih anlatmak, Türk
ulusunun değerleri olan şahsiyetleri siyasi propaganda unsuru haline getirmek
artık yeni normalin bir gereği. AKP’nin Yeni Türkiye’sinde suyu çekmiş hazineye
2-3 kuruş daha fazla para sokabilmek için milyonlarca gencin emeğiyle bir
çırpıda oynayıp; otelleri okullara yeğlemek artık yeni normalin bir gereği.
EYYY AKP övün!
Peki ya muhalefetin yeni normali ne oldu? İçinde
bulundukları MHP’nin doğru yönetilmediğini iddia ederek parti içinde demokrasinin
işletilmesi için mücadele veren, sonunda da bu mücadelesinde başarısız
olanların; Türkiye’ye demokrasi getirebilmek niyetiyle kurduğu İYİ Parti’nin
yeni normali mesela ne oldu biliyor musunuz? İYİ Parti’nin yeni normalinde
demokratız iddiasında bulunup parti içinde farklı hiçbir sese tahammül edememek
var. İYİ Parti’nin yeni normalinde MHP’de başına gelmeyen kalmayan insanların;
şimdi yeni bir partinin çatısı altında kendilerine yapılanları başkalarına
yapması var. İYİ Parti’nin yeni normalinde düşünen, üreten, çalışan ve inandığı
ilkelerden taviz vermeyen üyeleri birilerine biat ettirme hastalığı var. İYİ
Parti’nin yeni normalinde partiyi olduğundan daha yüksek yerlere taşımak için
cansiperane çalışanların, sosyal medyada lüzumsuz alkış tutanlardan hor
görülmesi var. İYİ Parti’nin yeni normalinde acı gerçekleri konuşup sorunları
çözmek yerine, tatlı yalanlara inanıp Güvenpark’ta vapur beklemek var.
Gençlerin yeni normaline ne demeli? Gençlerin yeni normalinde gelecek
kaygısının iktidar eliyle canavarlaştırılması var. Gençlerin yeni normalinde
Türkiye’nin aydınlık yarınlara ulaşamayacağı düşüncesinin üzüntüsü var.
Gençlerin yeni normalinde çürüttükleri dirseğin neden üç turist ağırlayacak
otel kadar değeri olmadığının sitemi var. Gençlerin yen normalinde
düşündüklerini söylemeleri halinde eğitim hayatlarının biteceği korkusu var.
Gençlerin yeni normalinde özgürlüklerinin tehdit edildiğini haykıran sessiz
çığlıklar var. Gençlerin yeni normalinde ülkeyi yönetenler tarafından yok
sayılıyor olmanın hayal kırıklığı var. Kadınlarda yeni normal ne âlemde?
Kadınların yeni normalinde af düzenlemesiyle birlikte dışarı salınan
milyonlarca psikopat tarafından saldırıya uğrama korkusu var. Kadınların yeni
normalinde başlarına bir iş gelmesi durumunda yetkililere seslerini duyuramama
ihtimalinin tedirginliği var. Kadınların yeni normalinde başı her sıkıştığında
cinsiyetçiliğin kapısını çalan iktidardan iğrenmek var. Kadınların yeni
normalinde kadına şiddet konusunda etkili kararlar almayı başaramayan
iktidardan tiksinmek var. Kadınların yeni normalinde evlatlarının karnını
doyuramadığı için kendini kalorifer borusuna asan annelerin ölüm soğuğu var.
AKP’nin Yeni Türkiye’sinde, vatandaşın yeni normalinde neler
var biliyorsunuz değil mi?
Vatandaşın yeni normalinde acılar var!
Vatandaşın yeni normalinde yasaklar var!
Vatandaşın yeni normalinde açlık var!
Vatandaşın yeni normalinde sefalet var!
Vatandaşın yeni normalinde yolsuzluklar var!
Vatandaşın yeni normalinde dağıtılamayan maskeler var!
Vatandaşın yeni normalinde kifayetsiz yöneticiler var!
Vatandaşın yeni normalinde ödenemeyen faturalar var!
Vatandaşın yeni normalinde soğuktan donan bebekler var!
Vatandaşın yeni normalinde kibirle yükselen altın saraylar var!
EYYY AKP, işte yeni normal, işte
Yeni Türkiye! Övün EYY AKP, övün!
EYYY AKP, davulla, zurnayla övün!