Akşener Neden Medyada Yok?

95

Habertürk yazarı Fatih Altaylı (12 Mayıs 2018), “hiçbir medya türünde haberlerini göremediğini” söyleyerek, “Akşener, Cumhurbaşkanı adayı mı?” başlığıyla bir yazı yazmak zorunda kaldı.

Gerçekten Cumhurbaşkanlığı adaylığı için en güçlü adaylardan biri olan Meral Akşener ne gazetelerde ve ne de TV’lerde hemen hemen hiç yok.

Tamamına yakını yandaş sermayenin hâkimiyetinde olan, bir başka deyişle, Erdoğan’ın denetim ve yönetimine geçmiş olan, medya Meral Akşener’e tam bir ambargo uyguluyor.

Hepimizin vergileriyle ayakta duran “Devletin TRT’si de” aynı ambargo uygulamasının bir parçası.

Buna karşılık, Cumhurbaşkanı adaylarından Tayyip Erdoğan, adeta tuvalete bile gitse, günün her saatinde normal yayınlar kesilerek bağlanılıyor. Mesajlarını canlı yayınla, naklen, bir zaman sınırı olmaksızın veriyorlar. Tam bir beyin yıkama niyeti ve yöntemiyle.

CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce de aynı medyada epeyce yer buluyor. Erdoğan’ın ikinci turda rakibinin İnce olması için, diğer muhalif adaylara nazaran İnce’ye pozitif ayrımcılık yapılıyor. Çünkü AKP ve CHP yarışında 16 senedir daima kazananın AKP olduğu tecrübesine güveniyorlar.

Oysaki Recep Tayyip Erdoğan Ak Parti’nin “seçim manifestosunda” neler vaat ediyordu?

Mesela “daha çok demokrasi, daha çok özgürlük.” “Adaletin tesisi yolunda mücadele.” “Millet iradesine pranga vurmak isteyenlerle mücadele” vaat ediyordu.

“Devletin, mülkün, nizamın, sosyal barışın temeli adalettir. Tek bir vatandaşımızın dahi adalet dairesinin dışında kalmaması için her türlü çabayı göstereceğiz” diyordu.

580 milyon TL hazine yardımı alan;

Belediye kaynaklarını, devlet imkânlarını, devletten ihale alan müteahhitlerin zoraki yardımlarını, örtülü ödenek vd kaynakları kullanabilen;

Valileri, Kaymakamları, Emniyet Müdürlerini hatta Genel Kurmay Başkanını üyesi gibi kullanan bir partili Cumhurbaşkanı ve AKP var.

Ey Erdoğan, Ey Ak Parti…

Sizin adalet anlayışınızda, bu partili Cumhurbaşkanı ve AKP ile sadece üyelerinin aidatları ve mütevazı bağışlarla kampanya yapmaya çalışan İYİ Parti’yi ve lideri Meral Akşener’i bu şartlarda yarıştırmak adaletli sayılabilir.

“Bu da yetmez” deyip devletin ve özel sektörün elindeki bütün medyada Meral AKŞENER’e ambargo uygulayarak “adalet” anlayışınızı perçinlemiş oluyorsunuz.

Ama biliniz ki bu tavrınız zarif ve cesur bir kadından korktuğunuzun açık bir göstergesidir. Ama korkunun ecele faydası yoktur. Bu adaletsizliğiniz, “millet iradesine pranga vurmaya çalışan” zulmünüz sizi kurtaramayacak.

Belki erkekler bu konuda duyarsız olabilir.

Ama inanıyorum hatta biliyorum ki, Türk kadınları hemcinslerine karşı yaptığınız bu adaletsizliği asla affetmez.

Türk seçmeni, özellikle de kadın seçmenler sandıklarda gereken cevabı verecek.

Ve göreceksiniz, Devletin yeniden yapılandırılması için, bozulan kurumların derlenip toparlanması için yönetime bir kadın eli değecek.

***

Akşener’in Cevabı

Fatih Altaylı’nın yazısından devam edelim;

“Sonrasında ise Meral Akşener aradı. Kahkahalar atarak. Çok neşeli hatta neşeliden öte çok şendi.

‘Fatih Bey, adaylıktan çekilmek ne kelime, şu anda bazılarının asabını en fazla bozan aday olarak tam gaz çalışıyorum. Geri adım yok, sürekli ileri gidiyoruz. Ben asla pes etmedim, etmeyeceğim. Bugün benim medyaya çıkmamı engelleyenler pes edecek sonunda. Ama sakın yanlış anlamayın, medyaya sitem etmiyorum. Onların durumunu anlıyoruz. Ama medya görmüyor diye biz yok olmuyoruz. Tam aksine vatandaşla bütünleşmiş vaziyetteyiz. Her yerdeyiz. Herkesleyiz. Türkiye’nin her yerinde varız ama medyada yokuz’ dedi.

Çok neşeli, çok keyifliydi.

Anladığım kadarıyla ikinci tura kalan adayın kendisi olacağından emindi.”

Fatih Altaylı eksik yazmış.

Ben Sayın Meral Akşener’in kendisinden dinlediğim için iyi biliyorum.

Akşener, sadece ikinci tura kendisinin kalacağına değil, Cumhurbaşkanı olacağına kesinlikle inanıyor.

Hatta seçildikten sonra ilk yüz günde yapacağı işleri planlıyor.

O’nun bu yüksek voltajlı inancı bütün ambargolara rağmen insanlarımızı etkilemeye devam ediyor.

Erdoğan ve AKP’nin korkusu sebepsiz değil.

 

 

Önceki İçerikTamam mı, Devam mı?
Sonraki İçerikGelincik Tarlası
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.