Zengin Ülkeler-Fakir Ülkeler

87

Hadi zengin-fakir diye girişmeyelim işe. Moralimiz
bozulmasın. “Nasıl başarılı olunur?” diye başlayalım. Hangi teşebbüsler
başarılıdır, hangileri değildir?

 

Zenginlik tekelle, tekel, yenilikle gerçekleşir

Bu soruların hayret verecek derecede kısa ve doğru bir
cevabı var: Herkesin yaptığını yaparsanız, zengin olamazsınız. Çünkü herkesin
yaptığını yaptığınız ortamda, rekabet vardır ve rekabet kârınızı devlet
tahvillerinin faizi seviyesine indirir. Bu ekonominin bir kuralı. O halde
herkesin yapmadığı, fakat insanların ihtiyaç duyduğu/ duyacağı bir işi
yapmalısınız. Veya herkesin yaptığı bir işi, bambaşka bir şekilde yapmalısınız.
İşte buna yenilik veya inovasyon veya bid’at diyoruz! İnovasyonun size verdiği
en büyük avantaj, rakipsizlik. Hiç olmazsa başlangıçta. Dolayısıyla öncesi
olmayan, yepyeni bir ürünün fiyatı, sadece insanların ona duydukları ihtiyaçla
sınırlıdır.

 

Sonra başarıyı görenler aynı işi yapmaya yönelir. Ve bir
süre sonra o iş de diğerleri gibi “herkesin yaptığı” hâle gelir. Rekabet
sertleşir ve fiyatlandırmadaki hürriyetiniz ortadan kalkar. Artık en düşük
fiyatı verenin fiyatıyla sınırlanırsınız. Patent yasaları işte bu “bir süre
sonra”yı biraz uzatmaya yarar.

 

Neden bizde değil de onlarda?

Tabi bütün bu anlattıklarım bir diktatörün, üretilen bütün
değerlere kendisi ve yakınları için el koymadığı ülkelerde geçerlidir. Hani
Daron Acemoğlu’nun kapsayıcı (inclusive) dediği ülkelerde. Yoksa değerlerin
emilip dar bir çevrede toplandığı istihraççı (extractive) ülkelerde değil.
Zaten dünyaya bakınız: Dikta ile yönetilen ülkelerin kaçında yeniliğe,
teşebbüse dayalı zenginleşme var?

 

Biz kötülere değil de iyilere bakmaya devam edelim.
Bakacağımız teşebbüsler arasında bize en yakını, COVID-19’a karşı m-RNA aşısını
geliştiren, Uğur Şahin ve Özlem Türeci’nin BioNTech’i. Şahin ve Türeci, 14 yıl
önce, m-RNA yoluyla kansere karşı bağışıklık tedavisi gibi yepyeni bir
düşünceyle yola çıktılar. Yenilikti ve büyük ihtiyaç vardı. Kısmî başarılarla
yollarına devam ettiler. Bu konuda çalışmaları sürüyor. Dünyanın birçok yerinde
onların tedavisinin denendiği klinikler var. Henüz Faz-1 aşamasında. Fakat
ikinci ve onları ve yaşadıkları ülkeyi zenginleştiren büyük inovasyon, aynı
teknolojinin pandemi virüsüne karşı uygulanmasıydı. Bu alanda başarı hemen
geldi.

 

Bu yazıda zenginleşmeye bakıyoruz. Sayın Orhan Bursalı’nın
Cumhuriyet’teki 17 Ocak tarihli yazısından alıyorum: Alman İstatistik
Dairesi’nin geçen haftalarda verdiği ve basına yansıyan rakamlarına bakınız:
Aşının Alman büyüme yüzdesine katkısı 0,5 imiş. Almanya’nın geçen yıl toplam büyümesi
%2,7 olduğuna göre, Şahin ve Türeci büyümeyi %2,2’dan bu sayıya çekmiş!

 

Bu: şu demek: Alman büyümesinin %18,5’i bu yeniliğin eseri.
Alman GSMH’si 4 trilyon dolar civarında olduğuna göre katkıları 20 milyar
doları buluyor! Hani bize gelseydi hiç de fena olmazdı değil mi? Sahi neden bu
işler bizde değil de Avrupa’da, ABD’de oluyor? Merak eder misiniz?

 

Tek boynuzlu atlar

Batı’da, BioNTech gibi kısa zamanda eski ve köklü şirketleri
sollayıp tüzel kişiliğin en büyük, ortaklarının da en zengin olduğu teşebbüslere
“Unicorn” deniyor. Unicorn, tek boynuzlu bir at; bir mitolojik yaratık.
Genellikle tarihi kaynaklarda son derece zarif, beyaz bir attır. Onu göremez ve
asla dokunamazsınız. Unicorn’la ancak günahsız, temiz yürekli, bakire kızlar
ahbaplık eder, hatta ona binebilirlermiş. Anlaşılan erkeklerin hiç şansı
yokmuş. İşte Unicornlar’la yenilikçi şirketlerin ortak noktası bu enderlik,
nadirlik.

 

Unicorn’lar bu derece nadir ise, bir ülkenin
zenginleşmesinden söz ederken niçin onları anlatıyorum. Çünkü mitolojideki
Unicornlar’ın aksine bu yenilikçi girişimler o kadar nadir değil. Dünyaya
bakınız, artık bir numarada, hatta iki, üç, dört numarada eskinin demiryolu,
çelik, petrol şirketleri yok. Bu konumlarda şimdi Apple, Google, Microsoft,
Facebook oturuyor. Hiç birinin serveti babadan, bilmem Rothschild’den,
Rockefeller veya Carnegie’den değil. Hepsi garajlarda, harçlıklarından
maaşlarından biriktirdikleriyle ve düşünerek, terleyerek başarı yoluna
çıkmışlar.

 

Önümde Bloomberg’in geçen yılın Ekim ayından Chris Bryant
imzalı bir haberi var. Aynı şeyi söylüyor: Unicorn’lar o kadar da ender değil
diyor. ABD’de, 2021 yılı itibariyle piyasa değeri 1 milyar doları aşmış 850
civarında Unicorn varmış. En az 850 milyar dolar! Türkiye’nin GSMH’si
civarında. Yoksa daha mı fazla? Galiba bugün için öyle. Türkiye’nin GSMH’sinden
daha fazla. https://millidusunce.com/zengin-ulkeler-fakir-ulkeler/