Yüksek Yargı İle Kavganın Ekonomik Sebepleri

65

Referandum öncesi “evet” ve “hayır” kampanyalarını yürüten taraflar, elektronik ortamda da mücadelelerini sürdürüyorlar. AKP yanlıları “neden evet dememiz gerektiğini” gösteren ve genellikle www.akparti.org.tr adresinden alınmış bilgilere dayalı gerekçelerini e-posta olarak gönderiyor.

Bana muhalefet kanadından gelen e-postalardan biri muhalefetin, meydanlarda dile getirilmeyen, çok önemli bazı görüşlerini dile getirmiş. “Neden hayır demeliyiz” başlığı altında yazılanlardan bir kısmını, AKP’nin Yüksek Yargı ile olan kavgasının ekonomik ve dış ilişkiler yönünü açıklayan bölümlerini sizlerle paylaşmak istedim.

************************

Bana gelen e-postada “AKP iktidarının yargı ile verdiği mücadele bu millet adına değil, ABD, İsrail, global şirketler ve kendi cepleri için verilen bir mücadeledir” tezini açıklayan şu örnekler veriliyor:

1) AKP iktidarı 2004 yılında çıkardığı 5177 sayılı kanunla yabancıların çıkardığı madenden devlet payını % 2’ye düşürdü. O günden bu ana kadar  350 yabancı maden firması topraklarımızın % 23.5 ne karşılık gelen arazileri ele geçirdi ve yılda 100 milyarlarca dolarlık madenimizi gemilere yükleyip yurt dışına çıkarıyorlar.

Bu yabancı firmalarla bu iktidarın ortaklıkları da mevcut. Örneğin İsrail devletini kurduran Rothschilld ailesi ile Başbakanın damadı Berat Albayrak’ın genel müdür olduğu Çalık Grubu, Anatolia Minerals firmasında % 50′ şer ortaklar. Bu firma 4 milyon dönüm arazi kapatmış durumda. (Çalık Grubu TMSF’nin satışa çıkardığı Sabah Gazetesi ve ATV‘ yi de Aralık 2007’de satın aldı.)

Mesela ABD’den mezardakileri bile oy vermeye çağıran Fethullah Gülen’e yakınlığı ile bilinen Koza Grubu 6 milyon dönüm arazi ve 500 ruhsatla bu işin en önünde. (Koza Grubu Kanaltürk TV ve Bugün TV ve Bugün Gazetesi‘nin de sahibidir.)

  • Ø Şimdi burası son derece önemli önce Anayasa Mahkemesi 15.01.2009 da ÇED raporu alma işini Bakanlar Kurulu’na veren 5177 sayılı kanundaki maddeyi iptal etti. Bunun manası Koza Altın ve Anatolia Minerals ve diğer maden firmaları birçok ruhsatı, çevre katliamı olmasına rağmen Bakanlar Kurulundan almışlardı. Şimdi bu ruhsatların tamamının iptal edilmesi lazım.
  • Ø Yine hemen bu karardan sonra 10.02.2009 da Danıştay 5177 sayılı kanuna dayalı olarak çıkarılan Maden Faaliyetleri İzin Yönetmeliği‘ni tamamen durdurdu. Bunun manası bütün yabancı maden firmalarının ruhsatları geçersiz olmasıdır. Ancak hükümet bunu uygulamıyor.

Şimdi bu referandumda evet çıkarsa, Danıştay’ın yerindelik ilkesine dayanarak verdiği bu karar iptal edilecek, maden satışlarının önü açılacak. Yani Danıştay’ın devre dışı kalması ve Anayasa Mahkemesinin kendi seçtikleri adamlardan oluşturulmasının bir sebebi de bu talanın önündeki engellerin kaldırılmasıdır.

2) AKP iktidarı döneminde Cumhuriyetle özdeş birçok kurumumuz, nerede ise bedava fiyata, bu iktidarın yandaşlarına satılmak istendi. Ancak Anayasa Mahkemesi ve Danıştay bunlara “dur”  dedi. Örneğin,

  • Ø Eti Alüminyum kasasındaki nakit para, stoklarındaki hazır hammadde, dünyanın sayılı entegre fabrikası, 7 adet boksit maden sahası, Antalya Gümrük Müdürlüğü, Oymapınar Hidroelektrik Santrali ile birlikte değerinin % 1’ine Rizeli Başbakanın yakın dostu Cengiz İnşaat’a satıldı. Ancak Danıştay bu yağmayı durdurdu.
  • Ø İskenderun ve İzmir Limanlarının 80 milyon dolarlık komik rakamlara satışını da Danıştay durdurdu.
  • Ø İGDAŞ A.Ş.’nin satışında İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ı tek yetkili kılan uygulama da Danıştay tarafından iptal edildi.
  • Ø İmarı arttırılarak İzmir Alsancak’ta Türkiye’nin en değerli yerlerinden olan Tekel’e ait 30 dönümlük arazi 14 milyon 750 bin TL’ye satıldı. Danıştay bunu durdurdu. Gürel Grubu temsilen Noyan Gürel Bey bundan üzüntülerini bildirdi.

Bunun gibi yüzlerce satışı Danıştay durdurdu. Şimdi bu engeller kaldırılıp milletin zenginlikleri birkaç global şirkete ve onların yerli taşeronlarına peşkeş çekilmek isteniyor.

3) Suriye sınırımızda Kıbrıs’ın 3 katı büyüklükte  mayınlı bir arazi var. AKP öncesinde bu mayınların temizlenmesi için 25 milyon dolar değer biçilmiş ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin bunu yapmasına karar verilmiş. Ayrıca bu işi yapabilecek yerli firmalar da mevcut. Ancak AKP iktidarı bu arazileri para karşılığı temizletmek yerine, 44 yıllığına bu mayını temizleyecek olan İsrailli firmalara verecek bir düzenleme ile ihaleye gidiyor. Neden mayın temizleyene burasını veriyorsun sorusunun cevabını AKP veremiyor. Pelikan Şirketler Grubu (ki mayın temizleme sertifikaları da var) diyor ki bu arazinin altında 4 trilyon dolarlık petrol var. Sonuçta 23 Temmuz 2009’da Anayasa Mahkemesi bu talanı durduruyor.

Hatırlarsanız İsrail Devleti de böyle kurulmuştu. Önce topraklar satın alınmış, sonra da devlet kurulmuştu. Bu toprakların İsrail’in arz-ı mev’ud alanına girdiği eleştirisi Başbakana yapılınca, Düzce konuşmasında verdiği cevap enteresandır: “Paranın dini, ırkı, milliyeti olmaz.” Dün Abdülhamit’in Filistin topraklarını satmamasına da aynı eleştiriyi getirmişlerdi.

4) Yahudi devletini kuran Rothschilld Ailesi kendisine üs olarak eski Galata Bankerlerinin merkezi Karaköy’ü seçer. Ve onlar adına Ofer Ailesi 2040 yılından sonra parası ödenmek üzere ihalesiz Galataport‘u alır. Ancak Danıştay bunu durdurur.

Yine bu aile Tüpraş’ın %14.76’sını, Kuşadası Limanı gibi bazı limanları aldı ve imar mevzuatında değişiklik yaptırdı. Bütün bunlar ise Danıştay tarafından durduruldu.

5) AKP hükümeti köylünün elindeki meraları alırken, Hazine arazilerini dilediği yabancıya  tahsis etme düzenlemesi yaptı. Danıştay 04 Mayıs 2005 te bunu da durdurdu.

Bugün AKP iktidarının yüksek yargıya karşı verdiği mücadele, AKP üzerinden global güçlerin Türk milletine karşı verdikleri mücadeledir. Her Türk vatandaşına düşen vazife de bunlara uygun cevabı vermektir.

**************

Hangi partiden olursa olsun bu yazıda iddia edilenleri bir Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin yapmasına inanmak dahi istemeyiz. Dilerim bu anlatılanlara karşı AKP kanadından vicdanlarımızı tatmin edici cevaplar verilir.

 

Önceki İçerikCennet Protokolü
Sonraki İçerikKavm-İ İnternet ve Helâkçılar
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.