Terör A.Ş. Ortaklığı ve Devlet Egemenliği – II

73

Terörle teröristin anladığı dilden konuşulur” dedik. “Türkmenler, emperyal piyon Kürt guruplarına feda ediliyor” dedik. “Şehitleri ve Gazileri yük sayan, şehitliği ve gaziliği küçümseyen çarpılır” dedik. “PKK’yı adam yerine koymayın, Teröristbaşı’nı muhatap almayın” demekten dilimizde tüy kalmadı. Diyarbakır Meydanı‘nda Newrozcu Apo‘yu yağladınız, balladınız da ne oldu?! “Kobani, Kobani” diye sayıklayanlara yol vermeyin; o yol bizim bahçemizi böler dedik, işitmediniz. HDP’yi ve KCK’yı neredeyse ayrı bir paralel devlet haline getirirken aklınız nerdeydi, nerelerdeydiniz?

Andımız‘ı kaldırdınız, TC‘yi tabelalardan söktünüz, Yatılı Bölge Okulları‘nı (YİBO) söndürdünüz. Koruculuk Sistemi‘ni kaldırmaya niyetlendiniz, asker-polis-sivil öldürenleri affetmeye yeltendiniz. Kaleşnikoflu heykeller dikildi, görmezden geldiniz. Kürtçe‘yi ikinci resmî dil yapmaya çalıştınız ama Askeriye‘den Türk Bayrağı‘nın indirilmesine bile savaş muamelesi yapmadınız. İlâ âhir’il âyeh…

7 Haziran’da başınıza sandık kadar taş düştü. Devlet egemenliği aklınıza yeni düştü.  Geç de olsa ilçeleri Kurtarılmış Bölgeler‘e çeviren Kantoncular‘ın hakkından geldiniz. Öküz öldü, Kürt guruplarla ortaklık bozuldu ve Türkmenleri hatırladınız. “Azez / Aziz düşmeyecek!” diyen bir Başbakan‘ımız bile var artık. Esad Saplantısı‘ndan dolayı 4-5 yıldır kaybettiklerimizi yeni yeni keşfetmeye başladık. 2,5 – 3 milyon mülteciye yıllar yılı bakmanın faturası elimizde, son ödeme tarihi çoktan geçmiş bir halde.. BM‘ye, AB‘ye daha yeni yeni sitemleniyoruz.

Süleyman Şah Karakolu‘nu burnumuzun dibine kaçırdınız, eski yerinde olsa ve Türk Askeri oraya koruma maksatlı girse ‘elde 1‘ diyecektik. Rus Uçağı‘nı düşürmek yanlış değildi. Ardından Rusya’ya karşı geri adım atılmaması da.. PYD konusunda Amerika’yla yaşanan atışmalar da millî egemenliğin kavramsal olarak az da olsa yaşadığı manasındadır. Her ne kadar Salih Müslim tarafından da kandırılmış olsanız, ABD’yi içinde protesto geçen bir cümleyle yermek bizler için sürpriz ama sevindirici olmuştur.

Kırdınız, döktünüz, dağıttınız, kandırdınız, kandırıldınız.. Her naneye daldınız, ennihayet devleti devlet çizgisinde yönetmeye başladınız. Ama ayakkabılarınızın bağı birbirine bağlı, mazinin yaraları ve azim hataları başınızda Demokles’in kılıcı.. Hem Rusya, hem İran, hem Suriye, hem Irak, hem Mısır, hem de kısmen Amerika ile ters ilişkiler alanınızı iyice daraltmış vaziyette.. Neticede İttihat ve Terakki gibi batarken giderayak devletin bekası için yeni bir güç ve eskitilmemiş bir ekip miras bırakabilirseniz tarihe geçersiniz. İttihatçılar gibi söverler, sayarlar ama yeni devletin doğuş sürecindeki fedakârlıklarını bilen bilir.

Kurtlar Vadisi‘nin 2003‘teki başlangıç bölümlerinde Polat Alemdar‘ın devlete hizmet üretebilmesi için tek akrabası Duran Emmi‘nin (Enver Bey modeli) “İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciun” diyerek devlet için tabancayla kafasına sıkma sahnesi vardı. Ve o zamanlar Polat, Erdoğanlaşmamıştı, şimdilerde de Erdoğan ve Davutoğlu, Polatlaşmak istiyor.

Ölümü göze alanlar ölümsüz kalırlar. Büyük davalar büyük gayret ve cesaret isterler. 23 Nisan olmadan Milletin ve Devletin Egemenliğini hatırladınız ya buna da şükür.. Şu sebepten, bu sebepten; sebepleri Yaratan’a hamdolsun!

Neymiş; “HERŞEY EGEMENLİKTE GİZLİ” imiş.