Bir milletin temeli ve kökleri onun tarihidir. Tarih geçmişle, geleceği birbirine bağlayan bir köprüdür.
Şeyh Edibali ‘ Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın’ demiştir.
Tarih milli şuuru yaratır. Milletleri ayakta tutan milli şuurlarıdır. Yeni nesillere milletin bu müşterek ideali verilmelidir. Tarih insana kültürünü ve milletini öğretir. Hafızalarını atalarının tarihleri ile zenginleştiren nesiller, kendilerine emanet edilen bu tarihi kültürü ileriye doğru layıkı ile taşımalıdır. Milletlerin geleceğini ancak yeni nesiller tayin eder. Yeni yetişen nesiller atalarının idealini, kültürünü, inanç ve imanını anlar ve yaşayabilirse, milletinin gelecek kaderini de güçlü tutarlar.
Tarihinden faydalanamayan nesillerin gelecekleri ise her zaman endişeli olur. Ama kaynağını milletinin tarihinden alan neslin,milli şuuru daima canlı ve uyanık olur. Gelecek nesiller milli şuurla beslenmeli ve tarihini iyi bilmelidir.
Orta Asya’dan Viyana’ya kadar uzanan coğrafyada hakim olan Türk İslam anlayışı ve idaresi altında asırlardır yaşayan halka din, dil, ırk, mezhep farkı gözetmeden huzur,emniyet ve refah yaşatan, zulüm ve baskı gören ahalinin imdat kapısı olan ecdadımızın tarihe ışık tutan mektuplarının yer aldığı ‘Tarihimizdeki Muhteşem Mektuplar” adlı kitabımdan önemli bir mektubu siz okuyuculara sunacağım.Kanuni Sultan Süleyman’ın Malkoçoğlu Bali Bey’e yazdığı mektuba yer vererek hem Kanuni sultan’ın devlet anlayışını, hemde Malkoçoğlu sülalesini ve Bali Bey’i anlatmış olacağım.
Malkoçoğlu adını, Sultan I. Murat ve Yıldırım Beyazıt Han zamanında yaşamış olan Akıncı Bey’inden almaktadır. Bu sülale daha sonra Fatih Sultan ve II.Beyazıt Han’ın döneminde de yaşamış,Kanuni Sultan zamanına kadar devam ede gelmiştir. Bali Bey’de bu Malkoçoğlu Bey’in torunlarındandır.Bu aile Osmanlı padişahlarının güvendiği bir akıncı soyudur.Devletine bağlı,padişahlarına sadık, cesur ve kabiliyetli akıncı ailesidir. I.Murat’tan Kanuni Sultan dönemine kadar Rumeli ve Balkanların fethinde önemli rol oynamışlardır. 7 yaşında ata binerler, atla bütünleşirler, iyi kılıç kullanırlar. Sefer öncesi düşmanın ileri karakollarını baskınlarla yıpratır, çökertir, keşif yapar, istihbarat toplar, ordunun sefer yolunu ve düşmanın yerleşim yerlerini tespit ederler. Aynı zamanda savaşta da düşmanı kıskaca almada yarma hareketi ile bozguna uğratmada da çok mahirdirler.
Malkoçoğlu Gazi Bali Bey’de 40000 kişilik akıncı ordusu ile Osmanlı -Lehistan savaşında üstün başarı göstermiş, Galiçya’ya kadar ilerlemiş, Varşova’yı fethetmiştir.
Keza 1526 yılında Mohaç savaşında büyük kahramanlık göstermiş, Macaristan’ın fethinde önemli rol oynamıştır. Ancak, gurura kapılmış, üstün başarısına güvenerek Kanuni Sultan Süleyman’a hizmet ve kahramanlıklarını anlatarak, bir üst rütbe verilmesini istediği bir mektup yazmıştır.
Malkoçoğlu Bali Bey, aynı zamanda padişah II.Beyazıt’ın kızı Aynışah Sultan’ın kızı ile evlidir, saraya yakın ve akrabadır.
Kanuni Sultan Süleyman Bali Bey’in bu mektubuna alınır, üzülür ve birazda hiddetlenir. Çünkü Kanuni Sultan’da özel imtiyaz yoktur. Kanun ve nizamlar bir adalet,disiplin ve hakkaniyet esasları içerisinde uygulanır. Hak ve nesafet kurallarına bağlıdır.Hak tevdiinde, hak dağılımında çok hassastır.
Kanuni Sultan Bali Bey’e yazdığı nasihatli mektubunda şunları söylemektedir:
” Yadigarım ve muhterem Lalam Gazi Bali Bey!
Din-i İslam ve Devlet-i Aliy-i Osman için yaptığın hizmetler yanımızda zayi olmamıştır. Berhudar olasın, iki cihanda yüzün ak ve pak olsun.Allah sizden razı olsun. Hizmetlerine mukabil bizden bir tuğ dahi arzu eğlemişsin.Biz size bir tuğ değil, Emirül-Ümeralık vermekte tereddüt etmesiz.Henüz bir tuğ zamanı değildir.Sana Muhammet Mustafa’nın (sav)fetih tuğunu verdik. Bu ihsan üzerine iyilik olmaz. Bunun şükrünü bilip, yerine getiresin. Bilesin ki, bey olmak iki kefeli terazidir. Bir kefesi cennet ve bir kefesi de cehennemdir. Bir an adaletle hükmetmek, yetmiş yıllık ibadetten efdaldir, ahireti hatırdan çıkarmayasın.
Serasker olduğun yerlerde ve hükmünün geçtiği mahallerlerde bir kimseye zulüm ve düşmanlık etmekten şiddetle sakınasın. Ahrette bize hitap olunursa,senin yakana yapışırım.”O vilayetleri kılıcımla fetheyledim”demeyesin. Memleket Allah-u Teala Hazretleri’nindir.Her şeyi Allah’tan,her şeyin Allah’ın olduğunu bil.Her şeyi bizim rızamızı değil, Allah’ın rızasını tahsil için yap. Dikkat edip, nefsine gurur getirmeyesin. Fetholunan kalelerin mal ve erzakını hep beytül mal için almışsın. Buna Rıza-i Hümayunum yoktur. Beşte birini alıp, geri kalanını İslam askerine dağıtasın.
İslam askerinin ihtiyarını baba,orta yaşlılarını kardeş ve gençlerini oğul bilesin.Babalara hürmet edesin,oğullara şefkat gösteresin.İslam askerine hiçbir veçhile zorluk göstermeyesin.Nimeti bol veresin.Eğer hazinen tükenirse buraya bildiresin ki,sana bin ikibin kese göndermekten aczim yoktur.Halkın fakirlerini,rencide ettirmekten şiddetle kaçınasın ki,bizim halkımızı rahat görüp, küffar halkı imrensinler.Meyl ve muhabbetleri bizim tarafa olsun.Bir kimseyi hizmetinde kullandığın zaman da,sakın evvelki haline itimat etmeyesin.Çok kimseler vardır,elinde fırsat olmadığı zamanda zahitlik ve iyilik yüzünü gösterip,eline fırsat geçtiği zaman Firavun ve Nemrut olur.O kimseleri tecrübe edip göresin.Eğer evvelki hali son haline uygunsa,hizmetinde kullanasın.İmdi,ey Gazi Bali Bey!.
Sana dahi nasihatim odur ki; atın yürüğünü,kılıcın keskinini ve beyin bahadırını saklayasın.Allah-u Teala Hazretleri,yolunu açık ve kılıcını keskin eyleye ve seni küffarı haksar üzerine mansur ve muzaffer eyleye…”
Burada Kanuni Sultan , Malkoçoğlu Bali Bey’e haddini bildiriyor, haddini aşma diyor ve uyarıyor. Kahramanda olsan yakınımda olsan özel imtiyaz yoktur diyor. Niçin, neden yapıyor? Çünkü korunan bir sistem var. Nedir o ; Devleti ebedi müddet (devletin ilelebet yaşaması), devletin bekası.
Kanuni Sultan hayatı boyunca Allah’ın rızasını kazanmak için çalışmış, kanunların adaletin uygulanmasında titiz davranmıştır. Bu yüzden ona Kanuni ismi verilmiştir.
Kanuni Sultan Süleyman, hakkın hak sahibine, zamanında ve ehil olana verilmesinde her zaman çok hassasiyet göstermiştir. Bu anlayışın, bugün ve gelecekte devlet büyüklerimizde bir düstur olarak kabul görmesini dilerim.
” Tarihimizdeki muhteşem mektuplar” Hayat yayınevinden çıkmıştır.