Sovyet Fıkraları

101

Totaliter rejimde nasıl muhalefet yapılır? Tolstoy’un mutlu ve mutsuz aileler için söyledikleri geldi aklıma: “Mutlu aileler birbirine benzer. Mutsuz ailelerin her biri kendi tarzında mutsuzdur.” Totaliter ve demokratik rejimlerde bunun tersi geçerli. Her demokrasi kendi tarzında demokrasi ama totaliter rejimler birbirine benzer.

Bu düşüncelerle totaliter rejime bir örnek bulayım dedim. Zor olmadı. Birkaç saniye düşünmem yetti. Öyle ya biz “Demirperde Fıkraları” ile büyümüş bir nesiliz. Totaliter deyince de ondan totaliteri zor bulunur. Sovyetlerde muhaliflerin en büyük silahı, Rusçada “anekdot” dedikleri fıkralardı. İnternete bir göz attığınızda, Demirperde değil de Sovyet fıkraları (Soviet jokes) deyince yüzlercesi çıkıyor. Eh bugün Pazar. Pazarları fıkralı yazılar yazmak olağandır. Size, seçtiğim birkaç Sovyet fıkrasını nakledeyim. Belki bir gün işinize yarar.

Stalin Sovyetlerin millî değeriydi

Hapishanede iki mahkûm konuşuyor: “Seni neden tutukladılar? Siyasi mi adi suç mu?” “Siyasi tabii. Ben tesisatçıyım. Beni bölgemdeki Parti binasına çağırıp lağım borularını tamir etmemi istediler. Baktım ve ‘Hey, bütün sistem çürümüş. Tamamını değiştirmek lazım.’ dedim. Yedi yıl verdiler.”

*

1 Mayıs kutlama geçidinde yaşlı bir adam “Bana bahşettiğin mutlu çocukluk için minnettarım yoldaş Stalin!” yazan bir pankart taşıyor. Parti temsilcisi yaşlı adama yaklaşır ve “Ne bu? Parti’yle dalga mı geçiyorsun. Senin çocukluğunda yoldaş Stalin’in henüz doğmadığı çok açık.” Yaşlı adam cevap verir, “Ben de bu yüzden ona minnettarım.”

*

Hâkim, kahkahalar atarak mahkeme salonundan çıkar. Meslektaşı sorar, “Niye gülüyorsun?“ Gülmekten gözleri yaşaran hâkim cevap verir, “Az önce mükemmel bir anekdot duydum.” “Anekdot mu? Anlatsana.” “Deli misin! Az önce o anekdot yüzünden adama on yıl verdim.”

Papağanınıza mukayyet olun

Stalin zamanında sabaha karşı insanların kapıları çalınmakta, evleri aranmakta ve muhalifler kelepçelenip merkeze götürülmektedir. Gece sabaha karşı bir ailenin kapısı vurulur. Hepsi korku içinde fırlar. Kapıyı vuran seslenir: “Ciddi bir şey değil. Ben komşunuz. Apartman yanıyor. Hemen çıkın.“

*

Gardiyan siyasi mahkûma sorar, “Kaç yıl yedin?” Mahkûm, “On yıl.” Gardiyan, “Ne yaptın?”, “Hiç.” Gardiyan: “Yalan söyleme şimdi. Hiç’e sadece beş yıl veriyorlar.“

*

Bir adam korku içinde siyasi polis merkezine girer, “Papağanım kayboldu.” der. “Bu bizim konumuz değil. Asayiş şubeye gideceksin.” Adam, “Kusura bakmayın. Buradan sonra onlara gideceğim de papağanımın siyasi fikirlerine katılmadığımı resmen bildirmek için önce size uğradım.”

*

Bir gün Stalin, Urallardan gelen bir maden işçisi heyetini ağırlar. İşçiler gittikten sonra piposunu arar, bulamaz. KGB’nin başı Lavrentiy Beria’yı arar, “Lavrentiy Pavlovich, şu işçiler gittikten sonra pipom kayboldu.” der. Beria, “Baş üstüne Yosif Vissarionovich [Stalin’in asıl ismi], derhâl gerekli önlemleri alıyorum!” On dakika sonra Stalin önündeki çekmecelerden birini çeker ve pipo orada durmaktadır. Pipoyu yakar, bir nefes çeker. Dumanı üfleyip halka yapar ve Beria’yı tekrar arar. “Lavrentiy Pavlovich, pipo bulundu.” Beria cevap verir, “Çok yazık. Hâlbuki hepsi itiraf etti.”

Kanal değiştirme!

Sovyetlerde bir adam televizyonu açar. Brejnev konuşmaktadır. Başka bir kanala geçer. Onda da Brejnev konuşmaktadır. Başka kanala geçer, onda da Brejnev. Bir daha kanal değiştirir. Bir KGB görevlisi ekrandan seslenir: “Kanal değiştirip durma!”

*

Bir günde bu kadar fıkra yeter de artar bile. Bir de “Ermenistan Radyosu” denilen Sovyet fıkraları var. Bunlar genellikle dinleyicilerden gelen sorulara cevap şeklinde. Bir Ermenistan radyosu fıkrasıyla bitireyim:

Burası Ermenistan Radyosu, dinleyicilerimiz sordu, “İkisi de söz hürriyetini garantilediğine göre ABD Anayasası ile Sovyet Anayasası arasındaki fark nedir?” Cevap veriyoruz: “Evet ama ABD Anayasası sözü söyledikten sonra da hürriyeti garantiliyor.”

Evet, sevgili okuyucularım. Birgün yolunuz totaliter bir ülkeye düşerse yer ve kişi adlarını değiştirerek bu fıkraları, Rus tabiriyle “anekdotları” kullanabilirsiniz.

Önceki İçerik2025 Ramazanı Filtresi
Sonraki İçerikAllah Bizi Sever mi?
İskender Öksüz
İskender Öksüz 14 Eylül 1945 tarihinde İzmir'de dünyaya gelmiştir. 1966 yılında Ege Üniversitesi Kimya-Fizik Bölümü'nde lisans eğitimini tamamlamıştır. Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumunun yurtdışı bursuyla ABD'de Yale Üniversitesi'ne kabul edilmiş, burada, Oktay Sinanoğlu'nun danışmanlığında, 1968'de yüksek lisansını 1969'da da doktora derecesini almıştır. İskender Öksüz 1968-1979 yılları arasında; Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde bölüm başkanlığı, rektör yardımcılığı ve rektör vekilliği görevlerinde bulunmuştur. Yine aynı yıllarda senato üyeliği (ADMMA), Türkiye Atom Enerji Komisyonu 7. Dönem üyeliği, Atom enerjisi konusunda bakan danışmanlığı ve Töre-Devlet Yayınevi yöneticiliği yapmıştır. Öksüz, 1981-1987 yılları arasında, Suudi Arabistan'da bulunan University of Petroleum and Minerals'da akademik ve idari görevler, bilgisayar destekli öğretim koordinatörü, yeni öğretim üyesi seçimi ve terfi komitesi üyeliği yapmıştır. 1987 yılından itibaren sağlık, bilişim ve eğitim sektörlerinde çeşitli firmalarda üst düzey yöneticilik yapan Öksüz, çeşitli şirketlerde yönetim kurulu üyeliği, genel müdürlük ve holding genel koordinatörlüğü yaptı. İskender Öksüz 2012 yılında Gazi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümünden emekli oldu. Otuzun üstünde bilimsel yayını yedi yüzün üzerinde atıfı bulunan Öksüz, KÜBİTEM (Kültür, Bilim ve Teknik Merkezi) kuruculuğu, Türk Ocağı Hars Heyeti ve Yönetim Kurulu üyeliği, Millî Düşünce Merkezi Yönetim Kurulu üyeliği; Töre, Devlet, Bozkurt, Türk Yurdu dergilerinde makale ve başka yazıları yayımladı. Üniversiteler de dâhil olmak üzere çeşitli platformlarda konferans, söyleşi ve röportajlarda bulundu.[5][6] Ayrıca Son Havadis, Yeni Ufuk ve Ayyıldız gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Karar gazetesinde köşe yazarlığına devam etmektedir. İskender Öksüz, 5 Mayıs 2021 tarihinde vefat eden ünlü romancı Emine Işınsu ile evliydi. Eserleri[7] Millet ve Milliyetçilik Bilim, Din ve Türkçülük Alt Akıl: Aptallar ve Diktatörler Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi Türk'üm Özür Dilerim Niçin Geri Kaldık? Çin Dünyayı Ele Mi Geçiriyor? (Konuralp Ercilasun ile birlikte)