Sedaş Ya da; Vehbi’nin Kerrakesi!

118

Günlük yaşamda pek çok insan; “Haa, şimdi anlaşıldı Vehbi’nin kerrakesi” deyimini kullanır ama sorarsanız anlamını ve öyküsünü anlatamaz! Biz anlatalım;

Osmanlı dönemi. Vehbi adında birinin cübbesi giyilmez halde yıpranmış. Fakirlikten, yenisini de alamamış ve bir gün karısının feracesini giymiş! Ama eş dost durumu anlamış ve biri şöyle demiş; “Anlaşıldı Vehbi’nin kerrakesi/ züğürtlükten cübbe oldu karının feracesi!”

“Kerrake” bir zamanlar Ulemanın giydiği ince kumaştan dar bir üstlük.

“Ferace” ise, kadınlarının sokakta giydikleri, mantoya benzer, arkası bol, yakasız, ayaklara kadar uzayan bir giysi.

İşte, bu öyküden sonra, önce farkına varılmayan ama işin alacası, geç de olsa! sonradan anlaşılan olaylar için; “Anlaşıldı Vehbi’nin kerrakesi” deyimi kullanılır.

Bu deyimle SEDAŞ’ın ilgisi nedir?

Efendim; bu ülkede “ÖZELLEŞTİRME” adı altında yerli ve yabancı kişi ya da şirketlere yok pahasına satılan kamu tesisleri, yani “halkın ortak malları”  allı pullu gerekçelerle elden çıkarıldı.

Dediler ki;

–         Bu KİT’ler zarar ediyor, devletin sırtına yük oluyor.

–         Bunlar verimsiz,

–         Bunları satarsak, özel sektör daha verimli çalıştırır, teknolojisini yeniler, daha çok insan iş bulur,

–         Devlet bu kazançtan vergi alır, bu vergi ile halka daha çok hizmet edilir,

–         Vatandaş da daha iyi hizmet alır!

Türkiye’de Kamu eliyle üretilen elektriğin “Dağıtım” işini bu gerekçelerle özelleştirdiler.

Kısa adı SEDAŞ olan Sakarya Elektrik Dağıtım şirketi de böyle satıldı.

Sonra ne oldu?

Kocaeli ve Sakarya’da yaşayan vatandaşlar daha iyi bir hizmet mi alıyoruz?

Elektrik dağıtım şebekeleri, trafolar, yeni ihtiyaçlara göre yenileniyor ve bizler kesintisiz elektrik hizmetine mi kavuştuk? HAYIR!

AKP eski İl Başkanı, şimdi milletvekili adayımız  Zeki Aygün bile; “SEDAŞ’ı özelleştirdiğimize pişmanız!” demedi mi?

SEDAŞ’tan mahalle muhtarları şikayetçi; tükenen sokak lambaları yenilenmiyor!

Vatandaş şikayetçi; “sık sık kesilen elektrikler yüzünden elektrikli ev aletlerimiz bozuluyor, zarara uğruyoruz, bu zararı kim ödeyecek?” diye.

SEDAŞ, faturasını ödemeyenin elektriğini kesiyor, açtırana kadar canı çıkıyor vatandaşın! Kesiyor çünkü açma parası alıyor!

Bu sadece SEDAŞ örneği.

Zamanında fatura bedeli ödenmedi diye, otoyolların, okulların, emniyet müdürlüklerinin, gümrük kapılarının elektrikleri kesiliyor!

Yani, geç de olsa “Vehbi’nin kerrekesi anlaşıldı” ama atı alan Üsküdar’ı geçmiş, köprünün gerisinde kalan çaresiz!

Kimi farkında, kimi “Celladına aşık kurban” misali, kaval çalan çobanının peşinde, kapı önüne konacak bir torba erzağın derdinde!

Vatandaşın vergisinden alıp karnını doyurana kul köle!

“Sürü-çoban ilişkisi ve köle düzeni böyle kuruluyor!”

Hem de hiç çaktırmadan! Kurbağanın suyunu yavaş yavaş ısıtarak haşlıyorlar!

Böyle öldürüyorlar İNSAN ONURUNU!

Farkında mısınız?