Hala söylüyorum Atsız türkülerini,
On beş, yirmi yaşlarındaki gibi.
Başımızdan birçok badireler geçse de,
Ruhum hala Kürşat’ın narası gibi.
*
Bitmedi gönlümüzdeki sevda derdi,
Ülkü pınarından bir avuç su içtim içeli.
Tabutuna omuz verdiklerimiz hep aklımda,
Ruhum hala Dursunların hali gibi.
*
Dikenler arasında kalmışız bir gül gibi,
Adalete göz diktik Ömer gibi.
Derdimiz vatan, millet, bayrak, adalet,
Ruhum hala Fatih’in İstanbul’a bakışı gibi.
*
Çıkar, makam ve madde düşlemedik ki,
Allah’ın rızasını kazanmada ölenler gibi.
Bak yine ”Çırpınırdı Karadenizi ” söylüyoruz ,
Ruhum hala Bilal’in okuduğu ilk ezan gibi !
*
O güzel adamlar kenarlardan izliyor bizi,
Güneş bize hiç bir zaman doğmadı der gibi.
Nazıroğlum nedir bu telaş, gam, kasefet,
Ruhum hala gidenlerin gelmesini özler gibi …