Okullar Olmadan Maarifi İdare Etmek

55

Osmanlı’nın son dönem Maarif
Bakanlarından Emrullah Efendi’nin şakasını
nerdeyse gerçek kılacağız. Okullar açılsın mı, 
açılmasın mı derken galiba bir
dönem daha
yiyeceğiz; ya ikinci
dönem
ne olacak: üçüncü okeye mi
döneceğiz?

Uzaktan Eğitim mi olurmuş?! Olsa olsa az buçuk öğretim.. Onu da dostlar yada DSÖ alışverişte görsün.

Alış-veriş
deyince aklıma geldi; bir AVM bin anaokulu yerine geçer. Üstüne koy ilk-orta-lise; hemi meslek, hemi Anadolu..

Camileri ibadete beklettik; Ayasofya’yı
ibadete açtık, bu defa da ibadethane
dışında namaz kılanları maske ve mesafesizliğe terkettik. Hâlen camide 1 – 1,5 metre aralığına riayet; cafede dirsek temas aralığında
muhabbet..

Okullar açılmasın’mış, ‘bulaş’ yayılırmış; Allah’tan ‘Pazar’lar kapalı, Allah’tan ‘toplu taşıma’da boş koltuklara oturmuyoruz, Allah’tan ‘tatil’ olayı diye bir şey kalmadı.

Tatil olmadan idare edemiyoruz ama okullar olmadan ne güzel idare
edebiliyoruz
; şaka gibi.. İstanbul’u betona göm, inşaatçılığı
“milletin yuvasını yapıyorlar” diye aziz ilân eyle, şehrin nüfusu 16 milyona
varsın; sonra da “otobüste ayakta kimse kalmasın”
. Şaka şaka!

Asıl
şakayı Kanal İstanbul’la
göreceksiniz sayın seyirciler; oralarda da 4-5
milyonluk bir nüfus
istihdam edebilirsek İstanbul’da yaşamak “dadından yinmez”. Kızılderili Reisi (Şef Seattle) anlamamış; biz Türkler asfaltı ezeriz, betonu
da yeriz.  

Düğünler-dernekler,
mitingler-açılışlar, seller-yangınlar… Asker eğlenceleri, ‘doğum gün’leri,
ıstaka-iskambil partileri; gezmeler-tozmalar, mangallar… Okullara (Özel Okullar çoktan açıldı) sıra
gelince de Pandemi, Bilim Kurulu, Dünya Sağlık Örgütü ve saire ve sair..

 Geçen dönem Uzaktan Öğretim için altyapı yetersiz kalmıştı. Sonra takviye
edildi de günübirlik EBA’dan ders
işlenimine geçebildik. Tabi, Türkiye’de kelle
başına 9 bin dolar
Millî Gelir sözkonusu ya herkesin evinde bilgisayar, tablet, akıllı telefon;
ne ararsan var. İnternet hizmeti hem
sudan ucuz hem de erişim limitsiz ve fiber optik olduğu için fevkalâdenin fevkinde..

Bakalım
Bakanlık 5 bin EBA Destek Noktası
kurunca sıkıntılar hâllolacak mı? Sakarya
ve Polatlı’daki hadiseler
memleketimizde ‘mevsimlik iş göçü
diye bir olgu olduğunu hatırlattı; onlara, onların çocuklarına nasıl ve ne
şekilde ulaşılacak?

Artan işsizlik, artan
hayat pahalılığı
; artan altın-döviz,
artmayan asgarî ücret, artmayan maaşlar
.. Artan geçim sıkıntısına dayalı
artan aile içi çatışma ve şiddet.. Artan
göz boyamaya karşı azalan gözlerimizin feri
ve gitgide borsada değer
yitiren yaşama arzumuz..

Bizi eşitleyen bir şeydi eğitim, siyah (önlük)
beyaz
(yaka) günlerimizde; özel
okulların katıldığı bir cenaze töreniyle eğitimde fırsat eşitliğini verdik
toprağa
. Köy Okullarını ve Köyleri boşalttık, şimdi Büyükşehir’lerde maske, mesafe, hijyen
diyoruz; ole, ole, ole!  

Yüzyüze eğitimden bile kaçıyoruz,
belki de sorunlarla yüzleşmekten.. Birbirimize
uzak’ kalsak ne yazar; biz ki kendimize dahi ırağız, yavan ve yabanız.

Ne
diyor duygu doktorumuz, mutasavvıfımız Müslüm
Baba
:

                        Uzun uzun gemilere bindiler

Uzak uzak diyarlara gittiler

Ne söyledi nede veda ettiler

Böylesi bir ayrılık hiç olmadı

Baktı baktı felek bile ağladı