Milli Hareket ve Demokrasi!

42

“Namussuzlar vardır, namustan bahseder. Kanaatini ve kalemini satmışlar vardır, vicdandan dem vururlar. Vurguncular vardır, ağızlarından fazilet sözü düşmez. Çifte pasaportlular vardır, vatan diye haykırır. Palikaryalar vardır, kahramanlık iddia eder. Bazı iyi niyet sahipleri de bunların hepsine inanır. Gel de bu insanların arasında huzur içinde yaşa”.

Nihal Atsız *
Evet, Atsız böyle diyor. Şimdi durumumuz bundan daha beter. Sahte bir dünya sanki, uyanıklar ve, özü sözü  bir olmayanlar, bu milleti istedikleri gibi evirip çeviriyorlar. Yalancılar ve üçkağıtçılar her yerde önlerdeler. Toplumumuzu tamamen çürüttüler. İnsanlık artık bitirilmiş… güya Müslüman bir ülkeyiz,en azından %98 imiz Müslüman deniyor denmesine de ,gel inan inanabilirsen!
Hırsızlık, arsızlık, namussuzluk, şerefsizlik almış başını gidiyor. Atatürk’e ‘beton Kemal’ deyip, ona gece gündüz küfredenler ,onun kurduğu Cumhuriyette, aileyi korumak adına yaptığı kanunlarla zinayı dinimize uygun bir biçimde yasaklamışken, bu beyefendiler zinayı serbest bıraktılar.
Her şey bu meyanda cereyan ediyor. Güvenilecek bir ortam yok artık. Demokrasi hak getire; tamamen yerle bir olmuş.  Bu ülkede demokrasi anlayışı çok farklı… Zengin daha zengin olurken, fakir 5 kg çiçek yağına boyun büktürülüp, biraz da meseleye din katıp, kandırılıp yola devam ediliyor.
Uyanmayacaklar belli, uyanırsalar şaşarım.
O zaman kaderlerine razı oluyorlar demektir. Akılsızlar olmazsa uyanıklar bol kepçeden yaşayamazlar. Ülkemizdeki kara kapitalizmin dişlileri böyle çalışıyor. İçi çıkar -menfaat, dışı din tacirliği = Zengin olmak ve rahat yaşamak…
Partilere baktığımızda da, zaten adaletsizlikler ve Demokrasi olmadığını açıkça görüyoruz. Adaletsizliklerin çoğu topluma buralardan yansıyor.
Geçenlerde bir arkadaşım iddia ediyor… Bizim harekette lider ölünce değişir diye. İşte Başbuğ Türkeş örneğini önünüze koyuyorum, diyor.  Ama herkes Türkeş olamaz. Orada bile demokrasi işletilseydi, değişim olsaydı birileri belki ayrılmazlardı.
Şimdi değişimin önünü tıkayanlar, kendi delegelerine güvenmeyenler, demokrasiden bahsedebilirler mi? * Her seçimde hareketi dibe çekenleri şu anki iktidar elbette çok seviyor. Değişimciler kongre isteyince , tüm kanalları  ve mahkemeleri ile şimdiye kadar yerdikleri, düşmanca davrandıkları MHP merkezini öve öve bitiremiyorlar.
El altından neler yapıldığını ileride açık açık öğreneceğiz. Çünkü değişim olmadığı zaman, iktidar olmaya devam edecekler. MHP de kısa süre sonra tarihe karışacak, plan böyle çizili.
Değişimcilere atılan iftiralar, onlara yapılan hakaretler devam ederken, şimdi de bayramlaşma toplantısının basılması bardağı taşıran hadise oldu.
Nasıl bir Ülkücülük anlayışı ise,  aynı adamların benzerleri, Devlet Bey Ramazanda Kocaeli’ne geldiğinde, gazetecilere saldırmışlardı. Ertesi gün, gazeteler veryansın etmişlerdi.
Bu saldıranlar kim? Bunları ileri kim sürüyor? Utanmamak elde değil. Bu tavırla mı iktidar olunacak? Ülkücü davanın çilekeşleri tek tek harcanırken,  bu davaya ömrünü verenler hırpalanıp kenara itilirken, yüzlerine bakılmazken, siz hangi iktidar olmaktan bahsediyorsunuz?
Meral Akşener ve Sinan Ogan gibilerinin, bunları beğenenlerin, tüm il ve ilçelerde partiden atılması, tabanda bu insanları sevenlerin hırpalanması demektir. Son seçimde zaten bu durumun neticesini görmüştük.
Zaten huzursuz ve karmaşa içinde olan MHP’de yeni bir fırtınanın çıkması, MHP’nin kendi kendini bitirmesi demektir. Bugün MHP ‘nin başında olan ekibin de bitmesi demektir.
Bu gelişmeler, tabanın ve halkın gözünden kaçmıyor ve kaçmayacaktır. Plan kurucular planı böyle dizayn ettiler ve Ülkücü Hareketi bitirme planı devam ediyor. Ancak, hakiki Ülkücü camia bu planı er ya da geç bozacaklardır.
Ülkücü Hareket, Türk Milleti’nin sığınacağı en sağlam sığınaktır.
Top yere vurmayınca yukarılara fırlayamaz. Bu karmaşa elbette ki ileriki günlerde bitecek ve hak yerini bulacaktır.

Saygılarımla…