Kangren

120

Kangren olmuş bir meselenin çözümü için hükümetin teşebbüsü muhalefet partileri tarafından son derece olumsuz bulunmuş hatta bazıları tarafından bir ihanet olarak değerlendirilmiştir. Görüşmelerin detayları bilinmeden bu şekilde ithamlarda bulunmak bize göre doğru değil. Doğru olanı görüşmeler sonrası yapılacak açıklamalara göre fikir beyan etmektir.

Devletimizin kuruluşundan günümüze neredeyse bir asır olacak ama bunca zamandır çözülemeyen bazı problemler hala varlığını sürdürmektedir.

Başımızda sadece kürt sorunu yok ki…

Birçok meseleyi çözebilmiş değiliz.

Bu ülkenin kurtuluşunu sağlayan şehitlerin, gazilerin torunları başlarını açmadıkları için üniversitelerde eğitim yapamıyor, devlet memuru olamıyorlar. Halkın oylarını alıp milletvekili seçilseler bile Büyük Millet Meclisi’nden kovuluyorlar. Daha önemlisi devletin bazı kurumlarına adım atamıyorlar. Bu kesimler bütün bunlara rağmen devletin bekası uğruna uğradıkları haksızlıklara boyun eğmeye rıza gösteriyorlar.

Ülkemizdeki kürt kökenli vatandaşlarımızın da buna benzer bazı sorunları elbette vardır. Bunların çözülmesi için talepleri olabilir. Fakat öylesi meseleler dile getiriliyor ki bu taleplerin arkasında ülkeyi tehlikeye sokacak, bölecek isteklerin alametleri görülüyor. Açıkça ülkeyi bölmek isteyenlere mani olmak isteyen askerlerimizi öldürenlere sahip çıkıldığı görülüyor. Talepler ne kadar haklı olsa da hiçbir şekilde dağa çıkıp askerlerimize kurşun sıkmayı meşru kılmaz.

Bu ülkeyi yöneten iktidar partisinin yetkilileri bu yaşanan olayları en az bizim kadar görüyorlar. Bu ülkeyi en az bizim kadar sevdiklerinden şüphemiz yok ama meseleyi açık açık milletin önüne getirip neler görüşüldüğü, nelere karar verildiğinin açıklanması gerek.

Zira meseleye taraf olan partinin yetkili konumundaki bazı milletvekillerinin beyanatları mide bulandırıyor. Ayrı isimlerden, ayrı coğrafyalardan bahsediyorlar.

Ne olursa olsun bu meselenin çözümünde şunu iyi bilmek lazım; konu yeni değildir. Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadarki gelişmelere bakıldığında bazılarının devletimizin adına bile tahammül edemediklerini görüyoruz. Ülkeyi yönetenlerin yaptıkları bazı hataları bahane edip meseleyi büyüterek bazı mihrakların güdümünde ayrı bir devlet kurma çabaları biliniyor.

Devletimizin hasmı konumundaki örgütlerin de desteğiyle ülkeyi gerek ekonomik gerekse siyasi olarak zayıflatmak mümkünse bölmek için faaliyet gösteren çetenin varlığı inkar edilemez. Bunlar kürt kimliğini kullanarak ve bazı aksaklıkları bahane ederek kendilerini benimsemeyen bu vatanı herkes kadar seven büyük kürt kitlesini arkalarına almak için bir takım istismarlar yaparak yanlarına çekmek istiyorlar. Aklıselim kürt kardeşlerimiz onların bu tahriklerine kapılmayacak. Bu ülke için bugüne kadar yaptıkları fedakarlıklara devam edeceklerinden kuşkumuz yok.

Hükümet bu gerçeği yani dağa çıkanların samimi olmadığını, taleplerinin bahane olduğunu, tüm bölge halkına anlatarak onları çeteden yana değil, devletten yana olmalarını sağlayacak politikalar üretmeli.

Muhalafet de iktidarın önerilerini beğenmiyorsa kendi görüşlerini ortaya atmalı ya da bizim bilmediğimiz onların bildikleri varsa açıkça söylemeli yoksa çözüme çomak sokmakla itham edileceklerdir.