Hukuk Reformu Ya-pa-maz-lar

90

O kadar çok
derdimiz yokmuş gibi, şimdi de Alaattin Çakıcı’nın CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu’nu tehdit eden
sosyal medya paylaşımı gündem oldu.

Medyada yer alan
haber aynen şöyle:

“Organize suç
örgütü lideri
Alaattin
Çakıcı’nın
Kılıçdaroğlu’na “Akıllı ol. Seni bakla kazığı ile
tanıştırırım”
şeklinde tehditler içeren bir mektubu sosyal medyadan
yayınlaması, Türkiye’de 90’lı yıllara damgasını vuran devlet, siyaset, mafya
ilişkisini
yeniden gündeme taşıdı.”

Ana muhalefet
liderine karşı bu açık tehdide karşı Cumhuriyet Savcıları kendiliğinden
harekete geçip
soruşturma açması gerekirdi. Bu olmadı.

Mecburen Kılıçdaroğlu
suç duyurusunda bulundu.

Alaattin
Çakıcı’nın tahliyesini sağlayan
ve koronavirüs salgını da bahane edilerek
çıkartılan infaz yasasının mimarı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli idi.

Alaattin
Çakıcı’nın CHP Genel Başkanına tehdit içeren paylaşımı konusunda, Devlet
Bahçeli’nin bir eleştirisi oldu mu? Hayır!

Üstelik Bahçeli Alaattin
Çakıcı’yı “ülke ve millet sevdalısı bir Ülkücüdür ve benim dava
arkadaşımdır”
diye sahiplenirken, inanılmaz sertlikte bir bildiri ile CHP
Genel Başkanına saldırdı:

“Ülküdaşım
Alaattin Çakıcı’ya mafya bozuntusu demek, yeraltı dünyasının karanlık yüzü
suçlaması getirmek müfterilik, seviyesizlik, rezilliktir.”

Oysaki, burada
Çakıcı’nın dünya görüşü değil, ülkenin Ana Muhalefet Partisi liderine alenen
yaptığı tehdit, hakaret ve bu suretle siyaseti hukuka aykırı
yöntemle dizayn etme çabası
önemli olmalıydı.

Çakıcı’nın
Kılıçdaroğlu’nu tehdidi karşısında
Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Tayyip
Erdoğan’dan bir tepki geldi mi? Hayır!

Şaşırmadık
elbette. Çünkü Erdoğan CHP Genel Başkanının linç girişimi hadisesinde de,
darp edeni ve linç eylemine karışanları kınamak yerine, Kılıçdaroğlu’nu
eleştirmişti.

Cumhur ittifakının
bu zihniyetteki ortakları,
evrensel hukuk ve insan hak ve özgürlükleri
çerçevesinde, bir hukuk reformu yapabilir mi?

Bence
YA-PA-MAZ-LAR.

******************************

Hasımlıktan Dostluğa

Küçük bir
araştırma yapınca, Alaattin Çakıcı, Bahçeli ve Erdoğan arasındaki
ilişkilerin hep böyle muhabbet içinde gelişmediği anlaşılıyor.

Çakıcı’nın, internette halen
bulunabilecek, hapishaneden yazdığı mektuplarında (galiba 2014 yılı idi) Bahçeli’ye
ve Erdoğan’a ağır hakaret içeren ifadeler
görülüyor.

Mesela Bahçeliye “yürüyen
Buda kılıklı herif”
, “Allah yüzünden
nuru silmiş”, “teke yumurtası olamazsın”
diyordu.

Erdoğan’a “Rizeli,
yezit kişilikli, onursuz, dinimizi kullanan, hırsı için ülkemizin
fidanlarını telef ettiren, ruhunu şeytana teslim etmiş kişi” gibi
cümlelerle hakaret ediyordu.

Çakıcı, Cumhurbaşkanına
hakaretten iki defa 11 ay 20’şer günlük cezalar aldı.

Biraz zaman
geçince, ne olduysa arada buzlar erimiş olmalı ki, Erdoğan Çakıcı aleyhine
açtırdığı davalardan şikayetini geri çekti.

Çakıcı da
“bundan sonra Erdoğan’a hakaret etmeyeceğim”
dedi.

****

Devlet Bahçeli,
Alaattin Çakıcı’yı hapiste olduğu dönemde
, tedavi edildiği hastanede, 23 Mayıs
2018’de ziyaret edip başbaşa görüştü.

O günden itibaren Çakıcı’nın
tahliyesini sağlayacak
infaz yasasının çıkması için çok gayret sarf etti.
Kanun çıktı, Çakıcı tahliye oldu.

“2 Haziran 2020’de
Yeni İnfaz Düzenlemesi kapsamında tahliye edilen Alaattin Çakıcı, teşekkür
için MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi makamında ziyaret etti.”

Çakıcı ziyaretini “Türk
dünyasının
ve Türk Milletinin yaşayan efsanevi lideri, mensup olduğum
camianın Genel Başkanı, değerli ağabeyimi
Genel Merkezimizde ziyaret ettim”
diye duyurdu.

Alaattin Çakıcı
ile Devlet Bahçeli ve Recep Tayyip Erdoğan’ın
aralarındaki hasımlığı dostluğa
dönüştüren sebebi
gerçekten çok merak ediyorum.

******************************

Cumhurbaşkanına Hakaret
Davaları

Cumhurbaşkanı ve
AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın avukatlarının şikâyeti ile onbinlerce vatandaşımız
hakkında açılmış “Cumhurbaşkanına hakaret” davası var. Bu konuda bir dünya
rekoru
kırdığımızdan hiç şüphem yok.

Üstelik bu “hakaret
denilen eylemler çoğunlukla Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı olarak değil, AKP Genel
Başkanı olarak yaptığı eylemleri ve sarf ettiği sözlerine dair eleştirilerden
oluşuyor.

Cumhurbaşkanı
sıfatı nedeniyle, Erdoğan’ın siyasi sözleri ve eylemlerinin eleştirilmesi
yargı tarafından cezalandırılınca, AKP ile diğer partiler arasında açık bir
eşitsizlik
meydana gelmektedir. Adaletsiz ve antidemokratik bir yarış söz
konusu olmaktadır.

Özellikle
demokrasisi gelişmiş ülkelerde devlet başkanı veya siyasiler hakkında çok ağır,
rencide edici eleştiri ve tanımlamalar yapılsa bile bu kişiler şikayetçi olmaz,
savcılar dava açmaz, dava açılsa bile mahkûmiyet kararı verilmez.

Yerel mahkemelerde
kazara verilen mahkûmiyet kararları da üst yargı organlarında kaldırılır. Veya
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) gibi uluslararası mahkemelerde bu
kararlar aleyhine kararlar verilir.

Onbinlerce
vatandaşına ceza verdirten veya ceza tehdidi ile korkutan bir siyasi lider
, evrensel hukuk
ve insan hak ve özgürlükleri çerçevesinde, bir hukuk reformu yapabilir mi?

Bence YA-PA-MAZ.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hukuk Reformu
konusunda samimi ise, öncelikle mevcut “Cumhurbaşkanına Hakaret davalarında”
şikayetlerini çekmeli, bu davalarda bugüne kadar verilmiş cezaların
kaldırılmasını temin eden bir yasa çıkartmalıdır.

İkincisi de sadece
fikirlerinden ve yazdıkları haberlerden dolayı yargılanan ve cezalandırılan
basın mensuplarının
üzerindeki baskıyı kaldırmalıdır.

Son Söz: Yargının gerçekten
bağımsız ve tarafsız olmasını istemeyenler Hukuk Reformu YA-PA-MAZ.

Önceki İçerikGirne’den Doğan Güneş
Sonraki İçerikKur’an’ın Kendini Koruması
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.