Şehirler
doluşur gözlerime
Gölgemin
düştüğü kaldırımlar
Yamalı
düşlerle adımladığım yollar
Dalgın
bakışlarımın değdiği caddeler doluşur.
Bazen
mavi bir deniz bazen heybetli bir dağ büyür içimde
Hiçbirinde
tam değildir.
Tam
dediğim yerden eksilir hikâyelerim
Cümlelerim
noktasız, düşüncelerim dalgın
Uzun
yollardan gelen bakışlarım yorgun
Yıllandıkça
yıpranır yıllarım
Yalnızca
ellerim, yüzüm değil
Gülümsemem,
kederim de çizgilenir
Eskise
de heveslerim
Donmuş
ümitlerin durağına seferler keserim
Kutsiyetsiz
bir sunak
Taçsız
bir taht kurulur gönül otağına
Bir
masal…
Bir
Yusuf masalıdır yaşanan
Zihnim
kör kuyularda Züleyha’sını arar
Çakmak
taşlarına, toprağa, rutubete
En
çok da sensizliğe dökülür yüreğim.