Diyalog Ama Nasıl – 2

63

Diyaloğun önce Müslümanların ve İslami cemaatlerin kendi içlerinde gerçekleşmesi gerekli ve zaruridir.
İslami cemaatlerin liderleri, sivil toplum önderleri bir iftar sofrasında neden bir araya gelemez yâ da gelmezler.

Bizim ecdadımız!

Gerek Selçuklu, gerekse Osmanlı gayrı müslimlerin kilisesine havrasına sinagoguna zarar vermemişlerdi.

Asırlar boyu onlarla dostluk ve diyalog içerisinde yaşamışlardı.

Onların büyük çoğunluğu bu vesile ile Müslüman olmuş

Müslüman olmayanlarda zararsız hale gelmişlerdi

Ramazanda oruç tutmamışlardı ama oruç tutanlara da saygısızlık yapmamışlardı.

Müslümanlar zaten medeni insanlardır.

Beşeri münasebetlerine komşuluk ilişkilerine dikkat ederler.

Kaba ve kırıcı olmaktan kaçınırlar.

Bir anekdot

Fatih İstanbul’da papazları ziyaret edip onlarla sohbet ederken muhataplarına sürekli papaz efendi diye hitap eder.

Bu durum vezirinin dikkatini çeker.

Saraya döndükten sonra padişaha

Padişahım bir papaza bu kadar iltifat etmeye değer mi?  Diye sorar.

Padişah vezirine hitaben bir papaz için lisanımızı mı bozalım?

Karşılığını verir.

Müslüman’a yakışan da budur

Lakin gayri Müslimlere gösterilen iltifat Müslümanlardan esirgenirse bu doğru ve inandırıcı olmaz.

Diyaloğun önce Müslümanların ve İslami cemaatlerin kendi içlerinde gerçekleşmesi gerekli ve zaruridir.

İslami cemaatlerin liderleri, sivil toplum önderleri bir iftar sofrasında neden bir araya gelemez yâda gelmezler.

Dini yâda milli bir meseleyi topluca müzakere etmezler.

Edemezler

Yâda buna ihtiyaç duyarlar mı?

Duymazlarsa sebebi nedir?

Bu bir vebal değil midir?

Bu vebalin hesabı kim yâda kimlerden sorulacaktır.

Cemaatler arası vahdet (birlik beraberlik dayanışma ve yardımlaşma) dinimizi gereği değil midir?

Hicretten sonraki ensar ile muhacir arasındaki kardeşlik ve yardımlaşma duygusu günümüz İslami cemaatler arasında da olması gerekmez mi?

Diğer dinlerin din adamları ile çeşitli platformlarda bir araya gelebilen müslümanlar kendi din kardeşleriyle aynı platformlarda ne zaman bir araya gelecekler.

Yâda gelmeleri gerekmez mi?

Bunu kardeşane ve de samimi bir arzu olarak kabul ediniz.

Müslümanların haham yâda papazlarla bir araya gelmelerini yadırgamıyorum.

Zaten bu durum içerdeki ve dışarıdaki derin güçleri de rahatsız etmiyor.

Bilmem üzüntümün sebebini anlatabildim mi?

Müslümanlar hoş görmesini ve konuşmasını bildikleri kadar gerektiğinde de kaşlarını çatmasını suratını ekşitmesini de bilmelidirler.

Kaş çatmayı surat ekşitmeyi bir birlerine karşı değil, hak edene yapmalıdırlar.

Unutmayalım ki Müslüman cemaatlerin görevleri sadece ramazan ayında fitre ve zekât toplamak için zarf dağıtmak, kurban bayramında deri toplamak, zaman zaman varlıklı müslümanları iftar toplantılarında bir araya getirmekten ibaret değildir.

Dostluk ve kardeşlik zorluk darlık ve ihtiyaç halinde beraber olmayı da gerektirir.

İnanmazsanız hicret sonrası peygamberimizin uygulamalarına bakınız.

Dost olmak ve dost kalmak temennisiyle.