Devrim Şehidi Kubilay Ve Arkadaşları

150

İzmir’in Menemen ilçesinde, 91 yıl önce şehit
edilen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay ve bekçi arkadaşları, her yıl olduğu gibi
binlerce İzmirlinin katıldığı törenle anıldı.
Menemen ilçesinde, 91 yıl önceki ayaklanmada Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay,
Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki şehit edilmişti.

Asteğmen
Kubilay’ın başını keserek öldüren Giritli Hasan oğlu Derviş Mehmet ve beş
adamının tümünün, Manisa’da ikamet ettikleri ve Nakşibendî tarikatıyla
bağlantıları oldukları ortaya çıkmıştı.

 

Yetkililerin yaptıkları konuşmalardan verilen
ana mesajlar;

*


 “Şehit Asteğmen Kubilay ve arkadaşları
Cumhuriyetimize kast etme cüretini gösteren bu karanlık anlayışa gözünü
kırpmadan, bedenlerini siper etmiştir”
 “Kahraman şehidimiz Kubilay bizim için
birçok değerin simgesi, bir değerler bütünüdür. Kubilay olmak vatanseverliktir,
Atatürk ilke ve inkılâplarından ödün vermemektir. Kubilay olmak karanlıklar
yerine aydınlığı, dogmalar yerine bilimselliği ve akılcılığı seçmektir”

*

, “Şunu çok iyi biliyoruz ki; 91 yıldır hiç
bir zaman Cumhuriyete karşı saldırı bitmedi. Biz yine çok iyi biliyoruz ki;
iyilik kötülüğü, doğru yanlışı, bilim cehaleti yener. Doğru ama belki de bu
bilginin konforuyla rehavete kapıldığımız da oluyor. O nedenle mutlaka iyiliği
çoğaltmalıyız. Mutlaka doğruyu çoğaltmalıyız. Mutlaka bilimi çoğaltmalıyız.
Yani cehaletle mücadele edeceksek, Cumhuriyetin değerlerine saldıranlarla
mücadele edeceksek çoğalmak mecburiyetindeyiz. Aramızdaki dayanışmayı artırmak,
daha çok omuz omuza olmak mecburiyetindeyiz. Cumhuriyetin erdemlerini,
Cumhuriyetin değerlerini yeni bir yüzyıla taşırken, birbirimize çok daha güçlü
bir biçimde sahip çıkmak zorundayız. Biz kazanacağız. Kazanmamızın tek yolu
birbirimize sahip çıkmaktan geçiyor”

*

 

İnce bir ustalıkla Cumhuriyet düşmanı Derviş Mehmet’in
zihniyetini kurumlaştırarak devletin kurumlarında sempatiyle taraftar bulan, etkinlik
kazanan ABD güdümlü Din Hocası Fettullah Gülen Terör örgütünün –FETÖ—Üniter,
Laik Cumhuriyetimizi ele geçirme hamlesinin başarısızlığa uğramasında Türk gençliğine,
Türk Silahlı Kuvvetlerine sonsuz minnettarız.

 

Öncelikle
vurgulayalım ki, FETÖ İhaneti, asker kullanmadan bir ülkeyi kendi dinamikleri
üzerinden kendi çocuklarını ve inançları da kullanarak ele geçirme projesidir.

Türkiye
Cumhuriyetine karşı projelendirilen bu ihanet şebekesi kırk yıldan beri bir
örümcek ağı gibi örgütlenerek neredeyse bütün kurumlarımızı ele geçirmeyi
amaçlayan ve bu ihaneti işlerken, elde edilen insanlar Islama hizmet ettikleri
düşüncesi ile huşu ile bir ibadet şuuruyla bu ihanete yardımcı
olmuşlardır. 
12 Eylül sonrası önü açılarak, devlet içindeki servis elemanları ile her türlü
devlet desteğiyle organize olan bu yapı, Siyasal İslamcılık ideolojisiyle
desteklenerek, masum bir hizmet hareketi olarak topluma yansıtılarak, toplumun
her kesiminden destek bulması sağlanmıştır. Güçlendikçe gücünü ve etki alanını
alabildiğine artırarak büyük bir sermaye gücünün de sahibi olarak, her alanda
menfaatler sunarak, insanların zaaflarını azami ölçüde kullanarak her kesim ve
her kesitte destekçi bulmuşlardır. 
Yaşanan süreçte görüldüğü gibi Siyasi Muktedirler hem milletin itikadını bozmuşlar
hem de Türk ve Atatürk düşmanlığı üstüne bina ettikleri temelsiz bir İslam
anlayışını Ümmet sıfatıyla cahil kitlere kabul ettirerek,  dini değerleri, beraberce tahrif edilerek
yozlaştırılmıştır.

 

*

Türklüğü Anadolu’dan
silmek isteyenlerin planları aksamıştır ancak bu plan iptal edilmemiştir…
Davit Rockefeler’in, “Atatürk yüzünden planlarımızı yarım yüzyıl ertelemek
zorunda kaldık” sözü, planın devam ettiğinin en açık ifadesidir…

O dönemde Türklüğe
karşı olup, İngilizlere uşaklık yapan hainler ile, günümüzde Türklüğe saldıran
hainlerin hiçbir farkları yoktur…

Türk milleti bu
gerçekleri bilmek zorundadır…

 

*

Formun ÜMillet olarak içtimai bünyemize kan
kaybettiren nice maddi-manevi belaların, musibetlerin hala içindeyiz. Hem içten
hem dıştan kuşatılmış durumdayız. Uzun vadeli çalışmalara muhtacız;  sürekli kısa nefesli olaylarla meşgul
ediliyoruz. 

*

 Millet-devlet el ele, orta ve uzun vadeli
stratejiler geliştirmek zorundayız. Gündelik meselelerle yaka paça olmaya bir
süreliğine de olsa ara vermemiz gerekiyor. Bu tedbir, en acil işimiz olsa
gerek.