Çocuk ve Demokrasi

95

Herkesin 15 Temmuz gecesine ait bir duygusu vardır sanırım. Benimde bu gece ile ilgili pek çok duygum var, çoğu kaygılardan oluşan.

İstanbul’da bir aile dostumuzun evinde, işimizle ilgili konular hakkında heyecanlı bir şekilde konuşurken, babamın çaldırdığı telefon ile başlıyor benim hikâyem o akşama dair. Soğukkanlı ama içinde bilinmezlikler içeren bir telefon konuşmasıydı bizimkisi.

Bu konuşmadan sonra, içgüdüsel duygum hemen oradan çıkıp eve ulaşmak oldu tabii. Kızımın yanımda olmayışı önce kor gibi içime saplanırken, tankları gördükten sonra bir kargaşa olduğu endişesi kaygılarımı artırırken onun güvende olduğunu bilmem kaygılarımı bastırmama güç veriyordu. Çünkü onun en azından güvende olduğunu biliyordum.

Tanklar, askerler, ne olduğunu bilemediğimiz bir durum… İzmit’e ulaşmak için saatler süren yolculuk… Oysaki sadece yanı başımızda ki şehirden dönüyorduk. İlerleyen saatlerde olay belirginleşmiş, bir grubun devletimizi ele geçirmesi kalkışması olduğu bazı haber kanallarının gayretli çalışması ile öğrenilmişti. Çok şükür asker ve polisimizin kahir ekseriyetinin bu kalkışmaya karşı duruşu, başta Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın dik duruşu ve halkımızın o geceki cesur çıkışı kalkışmacıların planlarını bozup ülkemizin bir kardeş kavgasına, Allah korusun bir Suriye veya Mısır gibi olmasına fırsat vermedi. Ama o gece yaşanan kayıplar, üzüntüler, endişeler, ömür boyu hiç unutulmayacak.

Çok şükür bütün ellerin demokrasiden yana birleşmesi güzel ülkemizi, güzel vatanımızı, sonucu bilinmez bir badireye, ne olacağı belli olmayan bir sürece girmekten kurtardı.

Daha sonra malum… Hep birlikte günlerce, gecelerce yalnızca demokrasi dedik.

Ortak kanaat demokrasinin önemi ise demokratik tutumlar nasıl öğrenilir?

Demokratik tutumlar yalnızca yaşanarak içselleştirilir ve öğrenilir.

Bu öğretiler için ilk çocukluk yıllarını doğru değerlendirmek gerekmektedir.

Sınıf içinde söz hakkı almak için hızlı parmak kaldıran öğrenciye söz hakkı vermek değil de herkese eşit düşünme süresinin verilmesi, demokratik ve adaletli tutumun gelişmesinde ufak bir katkıdır örneğin.

Sınıf kurallarının hep birlikte beyin fırtınası sonucunda belirlenip uygulamaya konulması da aslında minik ama önemli bir detaydır. Bir öğrencimizi kucakladığımızda unutmadan hepsini kucaklayabilmektir demokrasi. Çünkü demokrasi adaleti, hoşgörüyü, bireysel farklılıklara saygıyı içinde barındırmaktadır. Biz eğitimcilerin de buna uygun bir eğitimi okul öncesi eğitimden başlayarak uygulamalıyız.

Bunun gibi daha pek çok örnek sıralayabiliriz.,Bireyin demokratik tutumlarını geliştirebilecek, onu ilerde özgür ve hür-eşit vatandaş duygusunu pekiştirecek bir eğitimi vermektir, demokrasinin temelinde yer alan. Adalet ve insana saygı unsurlarının öğrenilmesinin, ancak çocuklara sorgulatarak, dönüşümlü düşünmeyi öğreterek ve araştırtarak gerçekleşeceğini unutmamamız gerekir. Sadece ezberletilen bilgiler, soyut kavramlar temel ahlak bilgilerini edindirmez. Bu tür eksik eğitimlerle çocuklarımızın doğru davranış biçimine kavuşmasını sağlayamayacağımızı bilip doğru eğitim metotlarını, işin eğitimini almış kişilerle yapmalıyız.

Çocuklarımız bizim için çok büyük önem taşır ve onlara sunacağımız gelecek, çocuklarımıza edindirdiğimiz tutumlarla var olacaktır.

Yeniden ve hep yalnızca demokrasi derken; Bu devletin kurucu Devlet Başkanı, birinci Cumhurbaşkanımız Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘ Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır’ …sözünü hatırlayarak vatanımız için, milletimiz için çocuklarımıza sağlamamız gereken güzel gelecek için, çalışmaya devam ediyoruz…

Gelecek güzel günlere…

Sevgiyle kalın…

Ayşenur Kahraman Aytekin

Çocuk Kasabası Anaokulu Kurucu Müdürü