Sayın
Cumhurbaşkanımız harika bir insan. Ufku ve vizyonu Ak Parti’nin geri kalanının
çok ilerisinde. Bunlara bir de içindeki çocuğun hiç ölmemiş olması özelliği
eklendiğinde Tayyip Erdoğan’ı Tayyip Erdoğan yapan eksik parça da tamamlanmış
oluyor. Sayın Cumhurbaşkanı’nın her konuşmasında bizi şaşırtan sözler ortaya
atması bu özelliklerinden kaynaklanıyor.
Sayın Cumhurbaşkanımız bugün de (9
Şubat 2021) yaptığı bir konuşmayla hepimizi şaşırttı. Saraydaki kongre merkezinde
Uzay Ajansı tarafından hazırlanan Milli Uzay Ajansı Tanıtım Toplantısı’nda
konuşan Sayın Cumhurbaşkanı, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında yani 2023’te Ay
ile ilk temasın sağlanmasının hedeflendiğini ve bir Türk vatandaşımızın uzaya gönderilmesinin
hedeflendiğini ifade etti. Hatta uzaya gitme niteliklerine sahip bir kişinin
gönüllüler arasından seçilerek gerekli eğitimlerini almasını sağlayarak uzaya
gönderileceğini ifade etti.
Sayın Cumhurbaşkanımızın sadece bir
gönüllünün gönderileceği beyanı elbette beni üzdü. Üzüntüm kendi adıma değil bu
işe şimdiden gönüllü olan Yücel Alpay Demir Ağabey adına. Çünkü benim zaten
belim sakat, uzaya gitme şartlarını taşımıyorum. Ancak Yücel Alpay Demir Ağabey
bu işe hem istekli hem de liyakatlidir. İnşallah uzay elemelerinde Ak Parti
Gençlik Kollarından gençleri eleyip Ay’da ülkemizi ve gezegenimizi en iyi
şekilde temsil eder. Biz de Yücel Alpay Ağabey’in Ay’da çekilmiş selfielerini
“Hamd olsun bu günü de zararda kapatmadık” yorumuyla Facebook’ta paylaştığı
fotoğraflara kalp bırakırız.
Ay’a Gerçekten Gidecek miyiz?
Sayın Cumhurbaşkanımız, uzay
programı ve Ay hedefleriyle alakalı beyanlarda bulununca sosyal medyanın da
tepkisi gecikmedi tabi. Son on yıldır göklerde dolaşan (!) yerli ve milli
uçağımızı hatırlatan da oldu, Ay’da arsa almış diyen de, Ay’ın karanlık yüzünü
Katarlılar’a satmış diyen de.. Cengiz-Limak-Kolin’e Ay’a gidiş garantisi
verilmiş, Ay’a gidilmeyen her sene bu şirketere 20 milyar Dolar ödenecek diyen
bile var. Bu şaka yollu yorumları yazanlara kulak asmamak lazım. Vizyonları
Sayın Cumhurbaşkanımız kadar geniş değil. Sonuçta biz her gece Heybeli’de
mehtaba çıkan bir milletiz, 2023’te içimizden birini Ay’a çıkarmaktan mı aciz
kalacağız?!!
Kaldı ki bundan dörtyüz (400) sene
önce Lagari Hasan Çelebi’yi dünyanın ilk roketiyle gökyüzüne gönderen bir
milletiz. Hatta Çelebimiz geri döndüğü zaman dönemin Padişahı IV. Murat’a
“Padişahım İsa Peygamber sana selam etti” diyerek şaka bile yapmıştır. Dörtyüz
sene önce başardığımızı 2023’te neden başaramayalım ki?!!
Astronot ve Kozmonot Demeyelim, Peki Ne Diyelim?
Sayın Cumhurbaşkanımızın konuyla
alakalı üzerinde durduğu konulardan biri de uzaya göndereceğimiz Türk
vatandaşları için “astronot” ve “kozmonot” kavramlarının kullanılmaması,
bunların yerine Türkçe bir karşılık bulunması.
Bu konuda da muhtelif görüşler öne
sürülüyor. “Uzay-adamı”, “Gök-Adam” gibi önerilerde bulunanlar da var, bu
önerileri fazla eril bulup “Uzay-İnsanı”, “Gök-Birey”, “Uzay Yolcusu”gibi
öneriler ileri sürenler de.
Benim “astronot” ve “kozmonot”
kelimelerine karşı kavramsal olarak iki önerim olacak. İlki “Gök-Türk” diyelim.
Hem öz be öz Türkçe, hem Türk’ün elinin kolunun göklere uzandığının kavramsal
ispatı hem de Göktürk atalarımıza yönelik bir yad-ı cemil.
“Efendim Gök-Türk diye bir uydumuz
var. Uzay yolcularımıza da Gök-Türk dersek karışıklık olur” diye itiraz
edilecek olursa ikinci önerim “Gök-Men” veya doğrudan doğruya “Gökmen”
kavramıdır. Astronot/kozmonot yerine “gökmen” kavramını kullanırsak hem Türkçe
bir karşılık bulmuş oluruz hem de buradan sevgili dostum Dr. Gökmen Gündoğdu’ya
selam iletmiş olurum.
Nasıl olur, hoş olmaz mı?