FB, GS, BJK ve TS Camiaları Stadlarınıza Sahip Çıkınız!

80

 

Ülkeyi yönetenler demokrasi açısından kötü bir imtihan veriyor. Yürütmenin yargıya müdahaleleri sürüyor. Her geçen gün yeni yolsuzluklar ortaya çıkıyor. HSYK yürütmeye uygun şekilde değiştiriliyor. Adalet Bakanı tek yetkili kılınıyor. Demokrasilerde kuvvetler ayrılığı esastır. Hukuk devleti, parti devleti olmamalıdır. İktidara ortak paralel ve alternatif devletçikler yaratılıyor. Buna imkan verenler bugünkü durumdan şikayetçi oluyorlar. TSK üzerindeki oyunlar zamanla netleşiyor. Anayasa ve yasa ihlalleri birbirini izliyor. Yolsuzlukların üstüne gidilmesi adeta önleniyor. Böyle bir ortamda Haliç’te Patrikhanenin önderliğinde denizden haç çıkarma yarışı yapıldı ve 2000 yıllık bir gelenek sürdürüldü. Yunanistan’da Batı Trakya Türk Azınlığına çeşitli toplantı ve törenler yasaklanmakta, akla gelmedik insan hakları ihlalleri yapılmaktadır. AB üyesi Yunanistan Türk azınlık için açık hapishane haline dönüşmüştür. Mütekabiliyet esası işletilmemektedir.

***

Dört büyük kulübümüzün yeni yapılmakta olan veya mevcut stadları üzerinde oynanan isim krizi ve isim değiştirme gayretleri gözden kaçırılamayacak noktaya ulaşmıştır.

Beşiktaş’ın Dolmabahçe’deki stadı, Dolmabahçe,Mithatpaşa ve İnönü isimlerini taşıdı. Yeni, ihtiyaçlara uygun ve modern bir stadın geçenlerde gayri resmi temelleri atıldı. Ancak, yeni stada verilecek ismin soyadının “ARENA”olacağı iddiaları yaygındır.

Galatasaray’ın Aslantepe’de yapılan stadı, Mecidiyeköy’deki Ali Sami YenStadı‘nın yerini alacaktı. Maalesef bu stadın şimdi üç ayrı ismi var. Trafik levhaları  insanın aklını karıştırıyor. Stadın üstünde isim olarak Türk Telekom Arena yazıyor. Garip bir özelleştirmeden sonra Telekom’un ne kadar Türk kalabildiğini artık herkes biliyor.

Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı‘nın ismini değiştirmek için birileri hızlı bir çalışma içindeler. Bir ara Sabiha Gökçen ismine de takılıp Havalimanının ismini değiştirmeye çalışan, milli kimliği reddeden etnik ırkçılar vardı. Rahmetli Şükrü Saraçoğlu FB Kulübü üyeliği ve başkanlığı yapmış Türklük konusunda hassas değerli başbakanlarımızdandı.

Son olarak Trabzonspor’un yeni stadının temelleri atıldı. Gelen haberlere göre stada verilecek ismin soyadında yine “ARENA” geçiyor. Trabzon’da trafiği hafifleten ve ulaşımı kolaylaştıran önemli bir yeni yolun ismine “TANJANT” dendiğini unutmadık. Böyle güzel hizmetler veren eserleri yanlış isimlendirmelerle bu kadar kolay küçültüp basitleştirmeyelim. Sportif faaliyetler- hangisi olursa olsun- genel kültür ve devlet politikasından bağımsız düşünülemez. Kazıklıyol (viyadük) isimlendirmelerinde de bazı yanlışlar yaptık.

Stadların yapımında maddi destek sağlayanlara ne kadar teşekkür edilse azdır. Bu eserlerle hem şahıs, hem de kuruluş isimleri yaşatılabilir. Ancak yıllar sürecek büyük bir ödül gibi bize yabancı isimlerin stadlara verilmesini kabul edebilmek zordur. Dört büyük güzide kulübümüzün tarihçesinde bu stadlara ismi verilebilecek büyük değerler vardır. Bu isimler o camiaları temsil edebilir. Her ismin arkasına arena getirip yabancılaşmak neden? Başkalaşmaya neden bu kadar meraklıyız?

 

 

 

Önceki İçerikNereden Baktığına Bağlı!
Sonraki İçerikTürkiye’nin Azınlıklar Meselesi
Avatar photo
1944 İstanbul doğumludur. Orta Öğrenimini Maarif Kolejinde, yüksek öğrenimini İktisadî ve İdari Bilimler Yüksek Okul'unda tamamlamıştır. 1967'de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne asistan olarak girmiştir. Ord. Prof. Dr. Z.F. Fındıkoğlu'na asistanlık yapmıştır. 1972'de "Bölgelerarası Dengesizlik" teziyle doktor, 1977'de "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" teziyle doçent, 1988'de de profesör olmuştur. 1976 Haziranında yurt dışına araştırma ve inceleme için giden Erkal 6 ay Londra ve Oxford'ta inceleme ve araştırmalar yapmış, Doçentlik hazırlıklarını ikmal etmiştir. 1977 yılında hazırladığı "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" isimli Eğitim Sosyolojisi ve Eğitim Ekonomisi ağırlıklı tezle Doçent olmuştur. 1988'de Paris'de, 1989'da Yugoslavya Bled'de yapılan milletlerarası UNESCO toplantılarında ülkemizi birer tebliğle temsil etmiştir. 1992 Yılında Hollanda'da yapılan Avrupa Konseyi'nin "Avrupa'da Etnik ve Cemaat İlişkileri" konulu toplantısına tebliğle katılmıştır. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi dışında dönem dönem Harp Akademilerinde, Gazi Üniversitesi'nde, Karadeniz Teknik (İktisadi ve İdari Bilimler Yüksek Okulu) ve Marmara Üniversitelerinde de derslere girmiştir ve konferansçı olarak bulunmuştur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü ve İktisat Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı, Metodoloji ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi Müdürü, İstanbul Üniversitesi Senato Üyesi, Aydınlar Ocağı Genel Başkanı ve İstanbul Türk Ocağı üyesi olan Prof. Dr. Erkal'ın yayımlanmış ve bir çok baskı yapmış 15 kitabı ve 700 civarında makalesi vardır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde Pazar günleri makaleleri yayımlanmaktadır. Prof. Dr. Erkal evli ve üç çocukludur. Dikkat Çeken Bazı Kitapları : Sosyoloji (Toplumbilimi) (İlaveli 14. Baskı), İst. 2009 Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri, İst. 1978 Bölgelerarası Dengesizlik ve Doğu Kalkınması,(2. Baskı), İst. 1978 Sosyal Meselelerimiz ve Sosyal Değişme, Ankara 1984 Bölge Açısından Az Gelişmişlik, İst. 1990 Etnik Tuzak, (5. Baskı), İst. 1997 Sosyolojik Açıdan Spor, (3. Baskı), İst. 1998 İktisadi Kalkınmanın Kültür Temelleri, (5. Baskı), İst. 2000 Türk Kültüründe Hoşgörü, İst. 2000 Merkez Binanın Penceresinden, İst. 2003 Küreselleşme, Etniklik, Çokkültürlülük, İst. 2005 Türkiye'de Yolsuzluğun Sosyo-Ekonomik Nedenleri, Etkileri ve Çözüm Önerileri (Ortak Eser), İst. 2001 Ansiklopedik Sosyoloji Sözlüğü (Ortak Eser), İst. 1997 Economy and Society, An Introduction, İst. 1997 Yol Ayrımındaki Ülke, İst. 2007 Yükseköğretim Kurumlarının Bölgelerarası Gelişme Farklılıkları Açısından Önemi ve İşlevleri, İTO, İst. 1998 (Ortak Araştırma)