Elginkan Vakfı, 1994 yılında Manisa Ümmühan Elginkan Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezini, 2003 yılında Bolu Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi ile İzmit Ahmet Elginkan Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezini hizmete sundu.
Vakıf, eğitimi destekleme konusundaki çalışmalarını; İzmit Cahit Elginkan Anadolu Lisesi, İTÜ Ekrem Elginkan lisesi, Maltepe ECA Elginkan Anadolu Lisesi, Ümraniye Mediha Tansel İlköğretim Okulu ve Elginkan Anasınıflarını, Küçükyalı Elginkan İlköğretim Okulunu Milli Eğitim Bakanlığına kazandırarak sürdürdü.
Kurulduğundan bu yana, doktora ve yüksek lisans yapan yüzlerce öğrenciyi de burs vererek destekleyen Vakıf; İstanbul Gevher Sultan Medresesi ve Manisa Sıbyan Mektebi’ni de restore ettirerek tarihi değerlerimizin yaşatılmasına katkıda bulundu.
Bütçesi, kurucu tüzel kişilerin (topluluğa bağlı şirketlerin) kurumlar vergisi matrahının en az %1’i ile bağışlardan oluşan Vakfın, eğitim merkezlerinde yürüttüğü hizmetlerin Türkiye’de bir benzeri yoktur.
Milli Eğitim mevzuatına bağlı olarak ve Milli Eğitim Müdürlüklerinin kontrolünde hizmet sunan eğitim merkezlerinin, işleyiş alt yapısı ve çalışma yöntemi 21 yıl önce naçizane olarak tarafımdan geliştirildi. Yoklama fişinden, ders defterinin şekline, sınavın usul ve esaslarından verilecek belgenin içeriğine ve kurumsal rengine kadar lazım olan her şey bir sisteme kavuşturulup Bakanlık onayına bağlanarak Türkiye’de benzeri olmayan yarı resmi bir yapı tesis edilmişti.
21 yılda ne Bakanlık ne de Vakıf eğitim merkezleri mevzuatta ve uygulamalarda yerel, ulusal ve küresel gelişmeler paralelinde bir yenilik yapamadılar. Bu zaman zarfında merkezlerde yapılan tek yeniliğin uzaktan eğitim olduğunu ve merkezlerin kendini tekrar etmekten öte gidemeyip sağladığı katma değeri tartışılır hale getirdiğini üzülerek ifade etmeliyim.
Vakıf eğitim merkezleri, eğitim ve istihdamın güçlendirilmesi çalışmalarında 20 yıllık tecrübesiyle bu gün ulusal politikalara yön veren pozisyonda olmalıydı.
Eğitim merkezlerinde düzenlenecek eğitimlerin eğiliminin, ulusal ve uluslar arası stratejilerle uyumlu hale getirilmesi ve bu bağlamda; İnovasyon (yenilikçilik), çevre, küreselleşme, yeni beceriler ve yeni işler, yeni nesil esnaf ve sanatkarlık- yenilikçi girişimciler, yoksulluk, 20-65 yaş arası nüfus, okulu erken bırakanlar, düşük eğitimliler, tarımdan sanayiye yönelenler, esnek üretim modeli ve işveren yükleri, kadınlar-gençler ve dezavantajlı gruplar gibi konuları kapsaması ve bunların ulusal istihdam stratejilerinin temel ilkeleriyle uyumlu bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir.
Bunu da eğitim merkezlerinin onca güzelliği yanında sakil duran bir eksikliği olarak dikkate almakta yarar olacağı düşüncesindeyim.
Elgikan Vakfı ve hizmetleri konusunda söylenecek tek şey; ‘Gediz’in kenarında uyuyan Manisa’nın uyumaya devam ettiği ve elinin altındakinin kıymetini bilmediğidir’.
Manisa, hemşerilerinin hatırasına sahip çıkmayı da onların ebedi eserlerinden ve ebedi hizmetlerinden yararlanmayı da bilmiyor ve bilemedi. Şehrin en önemli noktalarına Elginkan ailesinin isimlerini vererek onların manevi hatırasına sahip çıkmalıydı. Bunu yapmadığımız gibi Manisa’ya yatırım konusunda hiçbir gayret gösterilmedi. Ne yapıldıysa rahmetlilerin sağlığında yapıldı. Yapılana teşekkür bile etmedik. Çok şükür Vakfın eğitim hizmetlerinden yararlanan 170 bin kişi sözleşmişçesine vakfı ‘Bizim Vakıf’ olarak tanımlayarak en güzel vefa örneğini gösteriyor.
Bu arada Belediye Başkanımız Cengiz Ergün’ü ve topluluk bünyesindeki TEZEL Gıda’nın şirket müdürü ve aynı zamanda Vakfın Yönetim Kurulu Başkanı Gaye Akçen’i tebrik etmeliyiz. Cengiz Ergün, TEZEL Gıdanın kuruluşunun 60. yıl töreninde Manisa’ya 1500 kişilik kongre merkezi yapımını istedi ve Gaye Akçen sözünü verdi.
Gaye Akçen, kan bağı olmamakla birlikte aile ile birlikte bir ömür geçiren, son ferdinin son nefeslerine kadar yanından ayrılmayan kişiliğiyle ailenin hayatta kalan tek manevi varisleri durumundadır. Onun Manisa merkezli bir şirketin ve Vakfın başında olmasının bir fırsat olduğunu yetkililere hatırlatıyorum.
Son olarak; Valimiz Halil İbrahim Daşöz’ün dile getirdiği ‘ Elginkan Ailesi ve Elginkan Vakfı’nın doktora tezi olarak ele alınıp incelenmesi’ fikrini Sayın Rektörümüz Mehmet Pakdemirli’nin fırsata dönüştürmekte geç kalmayacağını umarım.
Aynı zamanda Elginkan vakfı ve Manisa ilişkilerinin Manisa yerel politikalarında özel bir başlık olarak ele alınması gerektiğini Manisa’nın kanaat önderlerine saygı ile hatırlatmayı görev biliyorum.
Ebedi âleme göçen ebedi hemşerimiz Elginkan Ailesinin tüm fertlerine Allahtan rahmet diler, Vakıf yöneticilerine ve çalışanlarına tebrik ve teşekkürlerimi sunarım. (son)