Bu Gün Seçim Olsa

95

Aslında bu hikayeyi daha önce de yazmıştık. İki ayrı kitabımızda da yer aldı.

Muhtemelen hatırlanacaktır; 2007 seçimlerinde Demokrat Partiden Milletvekili Adayı olmuştum. Güzel bir seçim kampanyası yürütülüyordu. İnsanların bize olan ilgisi ve sevgisi bir beklentinin de sonucu olarak oldukça iyi bir şekil almıştı. Sonra birden ters rüzgarlar esti ve seçimi feci şekilde kaybettik.. Benim için kişisel treselli tarafı ise Mecitözü’nde Partimizin Çorum Merkeze göre İKİ KAT FAZLA REY ALMASI olmuştu. O zaman da yazdım, bunun için Mecitözü’ne müteşekkirim.

İlginç bazı gelişmeler ve karşılamalar da oluyordu. Örnek olarak; Avkat’da;  Elmapınarı’nda Horgu’da, Geykoca’da, Karacuma’da; Sarıhasan’da; Tanrıvermiş’te, Sülüklü’de, bana açıkça söylenen;  

“Bey keşke bunlardan aday olmasaydın, sana canımız feda amma velakin, bu Demokrat Parti O Demokrat Parti değil.. Keşke…

Keşke Bağımsız da olsaydın.. Neyse olan olmuş, kusura kalma..

Ve işte sonuç; Feci bir yenilgi ve fakat  Çorum merkezin iki katı oranında rey..

Buna müteşekkirim. Bu saydığım köylerde hiç çıkmayacak derken kırık dökük bir kaç rey.. Onlar hepsi, hepsi benim için teşekküre değer, harika mesajlar..

Ama bir olay var ki şimdi tekrarlamadan geçemiyorum.

Çorum Boğazkale’de, Seçim Otobüsünün üzerindeyiz; Uğur Barlık, Murat Koçak ve ben..

Mikrofon bende; hararetli güzel bir konuşma!… Karşımızda hatırı sayılır bir kalabalık!..

Ve onların arasında Eşim Keriman!.. O da, halkın arasında, duvar üzerine oturmuş, bir yabancı gibi bizi izliyor. Ve alkışlıyor. Ve dikkat ediyor ki; konuşma arasında ve özellikle de sonunda, yanındaki insanlar bizi çok heyecanla alkışlıyorlar.

Keriman bu manzara karşısında hem mutlu oluyor, hem de sormak istiyor.. Bir nevi “Kamu Oyu Yoklaması”.. Yanındaki, o çok da hararetle alkışlayan köylümüze dönüyor;

  • – Çok alkışladın, çok da beğendin galiba.. Reyler de bunlara mı? Diye soruyor.
  • – Alkışladım Abla.. Gobel eyi gonuşuyo da!.. Yok abla, reyler bunlara değil..
  • – Neden ama? Çok da canı gönülden alkışladın. Şimdi Reyler kime.. Bak sen de diyorsun ki; Güzel Konuşuyor.
  • – Doğru Abla.. Guzel gonuşuyo.. . Allah için . Hele de şu sarı.. Eyi gonuşuyo da..
  • – Ama reyler yok diyorsun..
  • – Reyler yok abla..
  • – Peki reyler kime?
  • – Reyler Kasımpaşalıya Abla.. Tayyibe!..
  • – Neden ama?
  • – Bak abla şimdi.. Bunların Ağa babası var ya:
  • – Kim O?
  • – Demirel Abla Demirel.. ,
  • – Eee ? Ne olmuş Demirel’e?
  • – Ne olacak, Asker Haaayyyt deyiverince Şapkayı Aldı Gaçtı.. Hem de İKİ KERE..
  • – Eeee?
  • – Eee si, abla Kasımpaşalı ne dedi?
  • – Ne dedi?
  • – Haayyt, Asker hadi bakıyımmm Sen Kışlana.. Kışlana …
  • – Eee?
  • – Eeesi Asker Kışlaya Tayyip Makama.. Öyle şapkayı alıp ta kaçmadı.. O neydi, bunların Agası.. Abla iki kere Şapkayı aldı aldı kaçtı..
  • – Doğru haklısın..
  • – Tabii Abla.. Şimdi bunlar eyi gonuşuyo da…
  • – Anladımm..
  • – Annadın mı Abla.? İşte böyle ..

Evet siz de anladınız mı şimdi, ne söyleyeceğimi?

Dört Komutanın meydan okurcasına istifaları!..

Aslında bu gerçekten önemli bir olaydı.. Ne askerin buna hakkı vardı, ne de Hükümetin bu tabloyu yaratma lüksü vardı.. Keşke olmasaydı.

Ama oldu..

Oldu ve Hükümet kazandı..

Asker ve onu öne sürerek arkasına sığınmak isteyen macera meraklıları ise kaybetti.

Ve, ve demokrasi kazandı..

Şimdi hemen seçime gidilse bence % 70 le tekrar Ak Parti gelecektir.

Ben olsam denerdim..

Ama yine bu İktidar soğukkanlı ve Askerin yaptığına ve özellikle de Askerin arkasına sığınmak isteyenlere güzel bir cevap oldu..   

Bize göre bu Siyasi tarihimizde Demokrasi adına Sivil İktidara gelmiş geçmiş en büyük Rest’tir.

Ve aynı kararlılıkla karşılık görmüştür. Kazanan ise Demokrasi olmuştur.

Bazı çevreler tekrar sormak gerekiyor;

ASKER KİMİN ASKERİDİR.?  .Ve  ASKERİN GÖREVİ NEDİR?

Askerin görevi Demokrasiyi korumak ise; Demokrasinin kendisi nedir? Demokrasiyi kim,kimler nasıl tesis edecektir.?  Demokrasi bir temsil rejimi değil midir? Asker, Demokrasiyi tesis edecekse SEÇİMLERİN ve SİVİL İKTİADARLARIN anlamı nedir?   Halkı kim temsil eder?  Demokrasi, b ir temsil rejimi değil midir?    V

Doğrudur, Asker Demokrasiyi koruyacaktır.. Koruyacaktır ama, kendi ölçülerine göre değil.. Ya kimin ölçülerine göre? HALKIN ÖLÇÜLERİNE GÖRE.. Halkın ölçülerini nasıl anlayacağız? Halkın TERCİHLERİ İle.. Eee onlar nedir? Onlar seçimle gelenlerdir.

Şimdi ben Demokrat Parti kazanamadı diye,  ben Milletvekili olamadım diye seçilenleri kabul etmeyecek miyim?   Ak Partiyi kabul etmeyecek miyim?

Son olayda Asker de belki kendi açısından doğrusunu yapmış diye düşünebilirsiniz. Kim bilir belki de devam eden davalar nedeniyle, karşılaştıkları mesleki baskından dolayı böyle bir karar almışlardır.

Ama bize göre Askerin de buna hakkı yoktur.

Belli makamlarda böyle bir lüksünüz yoktur. 

Belli makamlarda iseniz, hele böyle anlamlı bir şekilde bir toplu hareket içinde olamazsınız.  

Şimdi ilk saatlerde bazıları el ovuşturmuş,  Allah, Hükümet gidiyor diye heveslenmiş olabilirler. Çarpıcı beyanlara hazırlanmış olabilirler. Hatta acele ederek bazı sözler de sarf etmiş  olabilirler. Hiç heveslenmesinler.

Şimdi burada iki olay var;

  • – Birincisi, Komutanlarımızın böyle bir lüksü yoktur. İstifa ve emeklilik elbette kişisel bir tercihtir. Ama komuta kademesinin zirvesinde ve topluca bu hareket Savunma Gücünü Zaafa uğratma sonucunu doğurabilir ve Allah korusun kötü şeyler olabilirdi. Ve belli ki kasıtlıdır. O nedenle soruşturulmalıdır. Emekli Orgeneral Kenan Evren kadar, hatta ondan da fazla sorumluluk vardır. Ve bunun hesabını sormak gerekir.
  • – Bu sonucu doğuran olaylar üzerinde de durmak gerekir. Eğer bunlar devam eden davalar ise; başından beri söylediğimiz ve savunduğumuz bir hukuk zaafı vardır. Ön hazırlık çok iyi yapılmalı ve iddianame çok net olmalıdır. Ve özel yetkili mahkemelerde de süreç hızlı işlemelidir. Net ve kesin delilleriniz varsa insanları tutarsınız. İnsanları tutarken delil zenginleştirme lüksünüz de olmamalıdır.

Aslında hukuk yönüne gelmişken bir hususa daha değinmeden geçemiyoruz; Dikkat ediniz önce karar veriliyor ve aylar sonra gerekçe ilan ediliyor. En basit hukuk mantığından bu son derece sakıncalı bir durumdur. Gerekçen yoksa karar veremezsin, varsa da onu karadan önce oluşan, oluşması gereken o gerekçeyi en azından kararla birlikte açıklamak zorundasın. Kimse kusura bakmasın, gerekçesi aylar sonra ilan edilen bir karar asla saygı duyamazsınız.

Halk bunları sessiz ve derinden izliyor ve kime ne prim vereceğini de çok iyi biliyor.

İşte onun için rahatlıkla söylüyoruz ki, bu gün bir seçim olsa Ak Parti % 70’le yeniden iktidardır.

YARGI değerlendirmesinde ve ASKERİN son davranışında da HALK kendi değerlendirmesini son derece de doğru ve kararlı olarak yapmaktadır.   

Onun için de tekrarlıyoruz ki; bu gün bir seçim olsa Ak Parti % 70’le yeniden iktidardır.

Herkese selam sevgi ve saygılar sunuyorum.