Dua dua!
Eller karıncalanmış;
Yıldızlar avuçta
Gök parçalanmış.
NFK
Necip Fazıl’ı da Rahmetle yâd ettikten sonra geçelim anekdotumuza
Zulmü ile meşhur olan bir idareci; Ağa!
İdarecilik kavramı aile reisliğinden başlayıp devlet başkanlığına kadar uzanan çok geniş bir kavramdır.
Evet, zulmü ile meşhur bir idareci her nasılsa bir gün Allah dostlarından birinin yanına gelir.
‘Efendi hazretleri bana biraz dua edermisiniz’ diye ricada bulunur.
O bekliyor ki Allah dostu ona Allah gücünü kuvvetini daim,
Ömrünü ve saltanatını bereketli etsin diye dua edecek.
Hoca Efendi;
“Hay hay, ben sana dua edeyim sende âmin de” diye karşılık verir.
Hoca efendi ellerini kaldırarak;
‘Yarabbi şu zalim kulunun canını tez elden al’ benzeri beddua etmeye başlar.
Bunun üzerine zalim yönetici şok olur.
Efendi efendi!
” Bu ne biçim dua” der.
Hoca efendi gayet sakin bir vaziyette ;
“Evladım senin için yapılacak en güzel dua budur!
Çünkü sen yaşadıkça insanlara zulmedeceksin zulmettikçe günahın çoğalacak.
Günahın çoğaldıkça da azabın artacak dünyanı değilse de ahretini berbat edeceksin.
Ne kadar az yaşarsan günahında azabında o kadar az olur” cevabını verir.
Yerine, durumuna, adamına göre böyle dualarda gereklidir.
Bizdeki Hoca Efendilerde böyle dua yapabilirler mi?
Yoksa onların daha önemli işleri mi var.
Âlimliğin vasfı zalimin sırtını sıvazlamak değil!
Gerektiğinde hakkı en yüksek perdeden savunabilmektir.
Gel gör ki böyle duayı yapacak babayiğidi nerde bulalım?
İstisna olmakla beraber bu da bir dua çeşididir.
Hem de yerli yerinde dört dörtlük bir duadır.
Duanın belli bir zamanı ve mekruh vakti yoktur.
Her zaman ve her yerde yapılabilir.
Ancak namazlardan sonra gecenin sonunda, sabaha doğru, teheccüd vakti, secdede iken, seher vakti, iftar vakti kadir gecesi ve diğer mübarek gün ve gecelerde yapılan dualar daha, makbuldür.
Duanın belli dili ve şekli de yoktur!
Kuran ve hadislerdeki ifadelerle dua etmek mümkün olduğu gibi her insanın kendi diliyle,
İçinden geldiği gibi dua etmesi de mümkündür.
Allah (CC)her dil ile yapılan duayı işitir ve anlar.
O’nun bizler gibi dil problemi yoktur.
Cenabı hak Bakara süresinin 186.ayetinde;
‘Bana dua edenin duasına karşılık veririm’ buyuruyor.
Dikkat edilirse kabul ederim değil, karşılık veririm buyuruyor.
Karşılık vermek her halukarda duayı kabul ederim anlamında değildir.
Doktor sizin şikâyetlerinizi dinler ama her zaman sizin isteğinize göre reçete yazmaz.
Evet, her dua işlem görür ama kuralına uygun yapılan dualar kabul edilir.
Diğerleri de reddedilir.
İşte fiili dua dediğimiz olay budur.
Kuralına uygun dua nasıl yapılır.
Devam Edecek…